Benim kalbimden sizinkine, sizinkinden Benimkine; işte içinde yaşadığınız dünya böyle dönmektedir. Aklınızı, bu kadar da çok aklınıza takmayın. Bizim Bir Kalbimiz, izah edilemeyendir. Onun izahını yapmaya çalışmayın. Sevginin özü, mantıksal bir kavrayış değildir. Bizim her türlü kavrayışın ötesindeki sevgimizdir herşeyin özü. Sevginin izahate ihtiyacı yoktur. Sevgi herşeyin temelidir. Şurası mutlaktır ki sevgi ispatın ötesindedir, izahın ötesindedir o, olup bitenlerin, tartışmaların, görünenlerin ötesindedir. Sevgi üzerine konuşmak sevgi değildir.

Gayet iyi bildiğiniz gibi sevgi, tebrik kartları göndermekten çok daha öte bir şeydir.

Kendi adına konuşabilir sevgi. Yorumculara ihtiyacı yoktur onun.

Fakat, sevgi olduğuna ya da sevgi olmadığına yönelik yorum yaptığınız pek çok şey vardır. Eğer birisi sizin hoşunuza gidecek şekilde hareket etmezse o kişinin sizi sevmediği sonucuna varabilirsiniz. Size çiçekler gönderilmesi ya da söylediklerinize kulak verilmesi ise elbetteki çok hoş şeylerdir. Bunları sevgiyle kabul edersiniz. Lakin birisi size çiçek göndermediğinde, sizi dinlemediğinde ya da diğer binlerce şeyi yapmadığında tüm bunları gerçekten sevgisizlik olarak yorumlamanız mı gerekir? Kendinizi yoksun ve gözardı edilmiş hissettiğinizde ise boşluğa düşersiniz.

Aziz çocuklarım, sevgiden yana bakın ve bir an için dahi olsa onun yokluğuna odaklanmayın. Tıpkı tanıdığınız birisini kalabalığın içinde farkettiğiniz gibi sevginin de farkında olun. Çocuk parkında oynayan çocuklarınızı gözettiğiniz gibi gözetin sevgiyi, gözünüz üstünde olsun.

Sizin zannettiğiniz gibi, mesele sevginin nerede olmadığı değildir, mesele sevginin nerede olduğudur. Sevgi bir mesele de değildir! Sevgi O’dur aziz çocuklarım. Sevgi Herşeydir.

Kütüphaneye gittiğinizde alacağınız kitapları ararsınız. İstemediğiniz kitapların peşinde koşmazsınız! Raftan aldığınız kitaplar sizin istedikleriniz olmadığında sarsılmazsınız. Bunu kişisel olarak almazsınız. “Benim istemediğim bu kitapları buraya kim koydu? Neden yaptılar bunu? Nasıl yapabildiler?” diye düşünmezsiniz.

Gayet basit bir şekilde o kitapları yerlerine bırakırsınız. Gün boyunca o kitapları düşünmezsiniz, bir dakika daha düşünmezsiniz onları. Kütüphaneler mevcut olduğu için ve bu kütüphaneler pek çok güzel kitapla dolu olduğu için kalbiniz memnuniyet içindedir.

Fakat konu sevgi olduğunda, çok müşkülpesent olabilirsiniz, çok ama çok müşkülpesent. Hareket noktanız sevgi olsun. Sevgiden yola çıkın ve orada kalın. Kılı kırk yararcasına tahlil etmeyin sevgiyi. Sınırsızca verin onu, coşkuyla. Sevginin suretini değil, fakat içinizden gelen derin sevgiyi verin. Sevmeyecek ne vardır aziz çocuklarım? Ah tabii, gayet uzun bir listeniz olduğunu biliyor fakat yine soruyorum: “Sevmeyecek ne vardır aziz çocuklarım?”

Nerede olursanız olun, kimin yanında olursanız olun sevgi yaymaktan sizi alıkoyan nedir? Size engel olan nedir?

Bunun ne olduğunu size söyleyeceğim. Aklınızdaki bir fikir sizi durdurmaktadır. Evet aziz çocuklarım eğer sevgi kalbinizden çağlamıyorsa onu durduran sizsinizdir. Bir süreliğine durması ve neyi sevip neyi sevmeyeceğiniz konusunda aklınız bir karara varana kadar beklemesi için onu siz tembihlemişsinizdir. Yüreğinizdeki sevgiyi baskı altında tutmayın artık, gidip gitmeyeceği yerler üzerinde önceden plan yapmayın.

Söylüyorum size. Herkes sevginize layıktır. Bu birilerini yanınıza alıp eve getirmeniz gerektiği anlamına gelmez. Hiç kimseyle nikah kıyma mecburiyetiniz yoktur. Herkesi yüreğinize almaktan başka yapmanız gereken bir şey yoktur. Bırakın yüreğinizdeki sevgi sizin müdahaleniz olmaksızın mutlu olsun. Sevgiyi açığa çıkarın. Sevginizi açığa çıkarın. Onu yüreklendirmeniz, övüp teşvik etmeniz gerekmez. Sadece onun kendi tamlığı içinde olmasına ve Benim gitmesini istediğim her yere ulaşmasına izin verin. Blokajlar yaratmayın. Sevgiyi sevin. Sevginizi sevin. Bırakın sizin ne dediğinize bakmaksızın kendisi olsun sevgi.