Neyi aradığınızı düşünürseniz düşünün, hayatınızda daha fazla anlam arıyorsunuzdur.

Aradığınız şeyin adı ne olursa olsun, gerçekten aradığınız şey sevgidir, daha fazla sevgi.

İstediğiniz şey yeni bir araba, yeni bir ev, yeni bir elbise, yeni bir beden ölçüsü olabilir. İstediğiniz şey hayatınızı sevmek olabilir, çocuk isteyebilirsiniz, sağlık, zenginlik, mutluluk isteyebilirsiniz elbet, lakin tüm bu isteklerin altında yatan şey sevgi arayışıdır sadece. Sevginin devamlılığına dair, sevilen birisi olduğunuzun kanıtına dair, her zamankinden ve hatta dünden bile daha çok sevildiğinizin kanıtına dair bir arayıştır bu sadece. Her nasılsa sevgiden yana bir yokluk yaşanmaktadır ve sizin de sevgiyi arttırmanız, çoğaltmanız gerekiyor gibidir. Nasıl oluyorsa, size verilen sevgi zayıftır, anemiktir, yetersizdir, çok nadir ve kıttır. Sevgiyi mutlaka tanıma ihtiyacında olan bir Varlıksınız. Gerçekten sevildiğinize, sevgiye gerçekten layık ve muktedir olduğunuza dair kanıtlar arıyorsunuz Dünyada.

Dünya ayağınıza ordular gönderebilir. Size binlerce balon gönderebilir. Size çiçekler, buketler atabilir, konfetiler saçabilir başınızdan aşağıya. Önünüzde diz çökebilir, dergilere kapak yapabilir sizi. Sizi kutsayabilir, gözde ilan edebilir ve tüm bunlar içinizdeki o hasreti gidermeye kafi gelmez yine de. İçinizdeki o hasret damarı, dünyanın tüm takdir ve alkışlarının sizin için yeterli olmadığını bilir. Ne kadar kanıt verilirse verilsin ikna olmayacağınızı, tatmin duymayacağınızı bilir o.

Ne kadar sevildiğinizi, benim için ne kadar değerli ve elzem olduğunuzu, kutsiyetinizi ve Benim Bir Tanem olduğunuzu yineleyen sözlerime rağmen hala mahrumiyet duyuyorsunuz. Bu hissin nedeni, inanmamanız ya da kabul etmemeniz olabilir. Sanırım Bana yeterince kulak vermiyorsunuz sevdiklerim. Ya da kulaklarınız Beni duyuyor, fakat size olan sevgimin derinliği ve büyüklüğü kafatasınızın kalın kemiklerinden içeri nüfuz etmiyor aziz çocuklarım. Hatta kendinize habire, “Tanrı beni seviyor. Beni olduğum gibi seviyor. Beni seviyor,” diyebilirsiniz. Lakin bunu bir “onaylamadan” ziyade, sanki yeterince tekrarlarsanız gerçek olacak bir dilekmiş gibi söylüyorsunuz. Mesele, bunun zaten gerçek olduğudur. Hiçbir zaman asılsız olmamıştı bu hakikat.

Sevgimin çağlayan selini hissedebilmesi için kalbinizdeki dağların, tepelerin alçalmaları gerekir. Keyifsiz zihninize tabi olaraktan geride kalmaya devam etmektedir kalbiniz. Zihniniz, sevgiyi akıtmak ve durdurmak üzere kalbinize küçük setler inşa etmektedir, zira sizin istediğiniz de sevginin akışına bir ölçü getirmektir.

Aziz canım, tüm sevgim zaten kalbindedir. Kalbindeki sevgim olmasaydı dünyada ve hayatta olmazdın. Başka türlü olmasını düşünebiliyor musunu? Kainattaki ve kalbindeki tüm sevgiyi idrak etmenin, dünya ve senin için ne anlam ifade edeceğini düşün bir. Bu sevgi senin idrakını beklemektedir. Dışarıdan gelemez o, aziz çocuklarım. Dünyanın sunduğu en iyi şeyler bile onun yanında çok yetersizdir.

Tüm sevgi içinizdedir. Dışarıdan gelen sevgi göz açıp kapayıncaya kadardır. Sadece bir an içindir o. Kalıcı değildir. Yapabileceği en iyi şey kalbinizdeki ufacık bir noktayı işaret edip onu titretmektir.

Şimdiye kadar öğrenmiş olduğunuz gibi, zaten sizin olan bu sevgiyi kana kana içmenin yolu onu vermektir. Kalbinizi dolduran Benim sevgimdir ve kalbinizi doldurmak için yapmanız gereken tek şey onu bahşetmektir. Sevgiye hasretiniz ne kadar fazlaysa, onu o denli çok vermek borcunuzdur. Eğer şu anda sevginizi verecek kimsenin olmadığı hissindeyseniz, o halde onu Bana geri verin ve görün bakalım neler oluyor.