Mantık yetersiz kalır, uzak düşer
Şimdiye kadar tam olarak fark edilmemiş, anlaşılmamış olmanızda bu denli korkunç olan ne var ki? İnsan olmanız işlediğiniz bir suç mudur yani?
Bir taraftan kendinize yönelik itimadınız çok düşük olabiliyor ve neredeyse her şeyden dolayı cesaretinizin kırılmasına müsaade edebiliyorsunuz. Bir taraftan da kendinizi kusursuz bir insan olarak düşünmek hoşunuza gidebiliyor. Aşırı uçlar arasında gidip geliyorsunuz. Ya dünyanın zirvesinde oluyorsunuz ya da kusurlarınıza saplanıp kalıyorsunuz. Öyleyse varsın kusurlu olun. Mükemmel bir şekilde kusurlu olun siz de. Kendinizi onore edin. Kendi kurduğunuz tuzaklara düşmeyin.
Yerinizde saymak durumunda olmadığınız gibi kusursuz olmak gibi bir mecburiyetiniz de yok. Şu anda olduğunuz halinizle kusursuzsunuz siz zaten; ancak daha da büyüyebilir gelişebilirisiniz. Gelişim son derece doğal bir durumdur. Gelişmek için kendinizi prangalayıp kelepçelemeniz, zora koşmanız gerekmez. Bazı olumsuzluklara, tehlikelere maruz kalmanız, düellolara girmeniz gerekmez. Kendiniz için böyle koşullar yaratmak gibi bir zorunluluğunuz yoktur.
Kendinizi Dünyada dostça ağırlanan bir konuk kılabilirsiniz. Kendinize karşı konuksever olabilirsiniz.
Birisi size uymayan bir saptamada bulunduğu zaman hoşnutsuzluk duymak zorunda değilsiniz. Hoşnutsuzluk veren bu insandan elbette ki öğrenecek pek çok şeyiniz olabilir ama huzursuz olmanız gerekmez. Kendiniz denli bir başkasına karşı da anlayışlı olabilirsiniz. Siz olduğunuz yere aitsiniz. Burada olmak tümüyle hakkınız sizin.
Hakikat ise elbette ki Benim yüreğimde mukim olduğunuz. Lakin sıklıkla Benim söylediğim şeyler karşısında da hoşnutsuzluk duyabiliyorsunuz. Her zaman olmasa bile genellikle durum şu ki, direnç gösterdikçe bunları daha fazla işitmeniz gerekiyor. Söylediklerimi hiç düşünmeden reddetmeyin.
Diğer insanlara ne öğretmek istiyorsunuz? Onların sizden neler öğrenmesini istiyorsunuz? Belki de sizde kusurlar, hatalar bulduğumu düşünüyorsunuz. Eğer siz Bende kusur bulsanız, bunu neden yaparsınız peki? Eğer tırnaklarınızı yememenizi söylüyorsam size bu kadar da hassas olmak zorunda mısınız? Söylediğim şeylere bu kadar bozulmanız mı gerekiyor?
Takdir etmenin gücünü fark ettiğinizi görmek isterdim doğrusu. Bazı durumlarda buna şükran ya da minnet de denilebilir. Bense buna farkındalık demeyi tercih edeceğim. Her şeyin üstünde, her şeyin pek bir tepesinde olduğunuzu düşünmemiştiniz zaten değil mi?
Söylediğim her şeyle hemfikir olmanız gerekmiyor. Söylediklerimi reddetmeniz, bunlara karşı çıkmanız da gerekmiyor. Kusurlara, hatalara itiraz eden, karşı çıkan sizlerin haklı olduğunuzu, dolayısıyla da Benim hatalı olduğumu ve bakış açımı, anlayışımı değiştirmem gerektiğini kanıtlamanız gerekmiyor. Eğer o pabuç ayağınıza uyuyorsa onu giyin. Uymuyorsa da giymeyin. Sizden beklenen vaktinizi tartışmalarla boşa harcamanız değildir.
Bizim mukim olduğumuz, ikamet ettiğimiz, bir arada olduğumuz yer zihin değildir. Biz entelektüel bir meşguliyet hali değiliz. Biz farkındalığız ve yürekteki farkındalığız. Mantık buraya uzaktır, yetersiz kalır o. Mantık bu işi götüremez. Mantık, bir seviyeyi bir diğer seviyede tartışabileceğiniz önermesine dayalıdır. Aslında mantıktan kaçınarak hayırlı bir iş yaparsınız. Mantığın bakış açısı dardır ve ancak belirli bir yere kadar gidebilir o.
Siz her yere gidebilirsiniz. Mantıksa sizi ancak bir yere kadar götürebilir. Her şeyi bildiğinize dair kendinizi ikna etmenizdense mükemmel olmamanız, bir takım kusurlarınızın bulunması sizin için daha hayırlıdır. Hepsi bir yana ve en önemlisi, sizi olduğunuz gibi severken kendinizi neden Bana karşı savunuyorsunuz ki siz? Ben size tepeden bakmam. Yüreğimi asla sizden almam.
Translated by: Engin Zeyn...Permanent link to this Heavenletter: https://heavenletters.org/mantik-yetersiz-kalir-uzak-dueser.html - Thank you for including this when publishing this Heavenletter elsewhere.
Your generosity keeps giving by keeping the lights on

