İlham verebilirsiniz
Sorumluluğu dikkate alın. Bunun üzerinde düşünün. Beni temsil ettiğinizi unutmayın. Gerçek olabilirsiniz ve yine Beni temsil edebilirsiniz. Beni temsil ettiğinizi hiç unutmayın sadece. Beni nasıl temsil ettiğinizi düşünün.
İlham verebilirsiniz. Kendinizi ilham sahibi hissetmeseniz bile gerçekten ilham verebilirsiniz. Ne düşündüğünüzü ya da ne hissettiğinizi herkesin her an bilmesi gerekmiyor ki. Kendinizi ağlamaklı hissetseniz bile böyle davranmak zorunda değilsiniz. Ne oluyor da mızmızlanıp ağlamaklı oluyorsunuz? Siz kimsiniz ki? Sizin çok daha başka seçenekleriniz var.
Sorumluluk sahibi bir insan olmak ne anlama geliyor peki?
Dünyanın cesaretini kırmak sorumluluğunuz dahilinde değildir elbette. Dünyanın hatalarına, kusurlarına işaret etmek sorumluluğunuz dahilinde değildir. Bunu yapmanızı sizden kim istiyor ki? Ben değil tabii ki!
Gazete başlıklarını neşretmenizi kastetmedim Ben. Dünya hakkında kötü şeyler söylemenizi hiç istemedim sizden. Onun acizliklerine, zaaflarına çanak tutmanızı söylemedim asla.
Kendinizi hayal kırıklığı içinde hissetmeniz dünyaya bu hissi vermeniz için bir gerekçe değildir. Hayal kırıklığı hissini besleyip büyütmekte mahir olmak pek büyük bir mesele de değildir. Siz başka şeylerde iyi olun.
Ben sizden yükseklere çıkmanızı istiyorum; bunu şimdi yapın diyorum, sonra değil, hoşunuza gideceğini hissettiğiniz zaman değil. Canınız istemese dahi sizden ışık yaymanızı istiyorum. Canınız istemese de, kendinizi bunu yapacak halde hissetmeseniz de moral verin siz. Canınız istemese bile insanları yükseklere taşıyın; böylelikle siz de moral bulacak yükseklere çıkacaksınız. Size düşen kasvet ya da sıkıntı paylaşımı içinde olmak değildir. Eğer kasvet içinde, sıkıntı içinde olmanız gerektiği hissini taşıyorsanız en azından başkalarını bu ruhiyeye davet etmeyin. Neyi kanıtlamaya çalışıyorsunuz ki? Bir kurban olduğunuzu mu ispat etmeye çalışıyorsunuz? Hangi akla hizmetle bunu istiyorsunuz? Bunun yerine bir kahraman olduğunuzu gösterin siz.
Şikayet edip yakınmaya kesin olarak bir son vermenizi söylemekle çok şey mi istemiş oluyorum sizden? Ağlayıp sızlanma zamanı bitmiştir artık. Şimdi bunlara son verme zamanıdır ve bunlardan yeterince de vardı zaten. Şikayetlerin, yakınmaların sonu gelmiştir. Yakınmanın gayesi nedir ki zaten? Bunu herkes yapabilir. Bunu sizden çok daha iyi yapabilen insanlar da vardır tahminen, fakat yakınıp şikayet etmek niye ki? Bu eski bir şarkıdır. Artık bundan bıkıp usanmanızın zamandır.
Hayal kırıklığınızın ve onaylamayan yaklaşımınızın bir nevi vahiy niteliği taşıdığını mı düşünüyorsunuz siz? Böyle yaparak neyi açığa çıkardığınızı sanıyorsunuz? Bunu yapmaya devam etmeniz için sizi habire kışkırtan nedir? Eğer yakınıp duruyorsanız, bir durun artık. Tanrının çocuğu ağlayıp sızlanan bir hale gelemez. Hiç de bile. Bu gerekmez. Önünüzde diğer pek çok seçenek varken niye tekrar tekrar sızlanıyorsunuz?
Eğer bunu sırf kendinize yapıyorsanız neden sızlanıyorsunuz? Tekrar tekrar duymak mı istiyorsunuz? Kulağınıza müzik gibi mi geliyor? Dünyaya moral veremeyecek denli açık sözlü ve doğrucu olduğunuza yönelik gerekçelere karşı bu denli aşk mı duyuyorsunuz?
Dünyadaki misyonunuz şikayet edip yakınmak olamaz. Kişisel olsun olmasın hatalara, kusurlara işaret edip durmayı bırakmanızı istiyorum sizden Ben.
Yağmurdan ya da şundan bundan sızlanıp durmanızı kim duymak ister ki? Bunun yerine geliştirici, yapıcı bir tutum içinde olsanıza. Konuşacak ilginç bir şeyler bulamaz mısınız? Eğer daha önce söylediğiniz bir şey varsa bunu bir daha söylemeyin. Eğer bu uzağı gören ve işiten herkesin yüreklerini açan bir şey değilse bir daha söylemeyin hiç.
Yürekleri açmak, dünyayı kendi kendisine açmak gibi fırsatlarınız varken hangi akla hizmetle yürek-kapatan, yürekleri burkup tıkayan biri olmayı isteyesiniz ki? Sevgi yayabilecekken, sevgiyi dolaşımda tutabilecekken neden bunu yapmıyorsunuz?
Dünyayı aydınlatmak için yardımınızı istiyorum sizden. Bunu bilmiyor musunuz yani? Bilmiyorsanız eğer, neden bilmiyorsunuz peki? Öyle ya da böyle artık biliyorsunuz ve harekete geçin. Bu sizin sorumluluğunuzdur. Dünyaya ilham vermek sizin sorumluluğunuzdur. Bu, sizden istediğim şeydir. Eğer kendi yağınızla kavrulmanız, kendiniz başarmanız gerekiyorsa da öyle yapın o zaman.
Translated by: Engin Zeyn...Permanent link to this Heavenletter: https://heavenletters.org/ilham-verebilirsiniz.html - Thank you for including this when publishing this Heavenletter elsewhere.
Your generosity keeps giving by keeping the lights on

