İhtişam olun siz

God said:

Hey, duyduk duymadık demeyin! Sizinle konuşuyorum Ben. Bunu yapmadığım tek bir an bile yok. Sizin de Beni işittiğiniz anlar var. Lütfen konuşun Benimle, olur mu? Beraberinizde taşıyın Beni. Pahalı bir danışmanla konuşurmuşçasına konuşun Benimle. Avuçlarınızın içindeyim adeta, sizse Bizim danışmanlığımızdan istifade etmeyebiliyorsunuz.

Kelimelerle duyamasanız bile, hisleriniz dahilinde işitebilirsiniz Beni. Şu ya da bu istikamette gitmek için kuvvetli bir itki hissedersiniz. Bu itki bazen sizi ileri sevk eder bazen de durmanızı söyler. Bu olabilir mi peki? Bu denli yanı başınızda olabilir mi?

Hangi yöne gideceğinizi bilmediğiniz zamanlar da elbette ki vardır; ama bunu bildiğiniz zamanlar daha çoktur. Halbuki böylesi durumlarda da egonun hafifçe bir dürtmesi size, Bana ya da başka hiç kimseye bir faydası olmayacak bir yola sapmaya sevk eder sizi.

Hırsızlık yapan kişi bu eylemini haklı görür, sanki de hırsızlık dünya için önemsiz bir şeydir ve varsaydığı ihtiyaçları bu eylemini haklı kılmaktadır. Dünyada hangi anlamda olursa olsun hırsızlık yaptığınız zaman kendinizi muhtaç kılmış olursunuz. Eğer size ait olmayan bir onura sahip çıkarsanız, hırsızlık yaparsınız. Kendi yapmadığınız bir icadı sahiplenirseniz hırsızlık yapmış olursunuz. Size ait olmayan bir itibarı kendinize mal ederseniz kendinize kötülük yapmış olursunuz. Sahte, gerçek dışı ve çukurlarla dolu bir arazide yol almış olursunuz.

Size ait olmayan bir şeyi almanızı tavsiye edebileceğimi tahayyül edebiliyor musunuz? Ve bir kez böyle bir şey yaptınız mı da artık yanınızda olmadığımı mı düşünüyorsunuz? Ben her zamanki gibi sizinleyim, sizi dürtüyor ve yol gösteriyorum. Sizi yukarı taşıyorum. Önceki gibi yine sizi kucaklıyor, sarıp sarmalıyorum.

Artık hiçbir maskenin arkasına saklanmanıza gerek yok. Hırsızlık bir maskedir. Şiddet göstermek bir maskedir. Kalp acısı bir maskedir. Akıllılık bir maskedir. Nüktedanlık bir maskedir. Maskelerinizi çıkarın, böylelikle ön plana çıkmaya hazır haldeki samimiyeti bulacaksınız sizler.

Samimiyet iyidir. Samimi pişmanlıklar, burnu büyük kibri yenilgiye uğratırlar; çünkü pişmanlıklar bir takım zorluklardan geçtiğinizin farkında olduğunuzu gösterirler. Pişmanlıkları tabii ki bir kenara bırakın siz. Pişmanlık bir liman değildir. İçinde bir gece olsun rahatça konaklayacağınız bir han değildir o. Pişmanlık sadece bir çeşit kibir olabilir. Pişmanlıktaki kibir ya da gurur, erdemlerdeki kibir ya da gurur kendi kendilerinin tökezleten taşlarıdır ve bunları aşmak zordur. Kendinizi kategorize etmeyin artık, başkalarını da kategorize etmeyi bırakın. Bana güvenin. Ben sizinleyim. Bana kendi hikayenizi anlatın siz, bir başkasınınkini değil. Mukayeseler yapmanın tadı da keyfi de yoktur.

Gölgelerden dışarı çıkın. Zırhlarınızı, savunma gereçlerinizi bir kenara bırakın. Kendinizi Bana karşı mı müdafaa ediyorsunuz siz? Kendinizi tanıdığınızdan çok daha iyi tanıyorum Ben sizi. Kimin suretinden Yaratılmış olduğunuzu biliyorum. Pek de buna inanır görünmüyorsunuz. Buna inanmayı reddediyor ve bunu kendinize telkin ede ede kendinizi bir hata serabının içinde buluyorsunuz. Hatalarınızı, kusurlarınızı bir çırpıda buluveriyor ve ne yazık ki teşkil ettiğiniz Tamlık ve Bütünlükten kaçıyorsunuz. Büyümekte olan bir ağaç yerine kırık bir dal olmayı mı istiyorsunuz siz gerçekten?

Benimkinden başka Kimin suretinde yaratılmış olmayı istersiniz? Ve Ben de sizi Benimkinden başka kimin suretinde yaratmış olmayı isterim ki? Sizi yaratabileceğim, içine dahil edebileceğim bir başka suret yoktur Benim için. Var olan tek suret, tek imge Benim ve Ben bir suretten de ötesiyim, siz de bir suretten de büyüksünüz, yücesiniz. Size gerçek bir şey olduğunuzu söylüyorum Ben.

Üzerinizdeki o örtüleri, o maskeleri çıkarın ve sizi yarattığımda meydana getirmiş olduğum o ihtişam olun sadece.

Translated by: Engin Zeyn...

 

Your generosity keeps giving by keeping the lights on