Yukarıya, Aya Bakın
Kendinizi keyifsiz hissettiğiniz zamanlarda çok fazla düşünüyorsunuz kendiniz hakkında. Pek çok düşünceniz etrafınızı sarıp sizi kuşattığında sağlıklı düşünemeyecek denli endişeye kapılıyorsunuz. Sonra da düşünceleriniz kıvrıla kıvrıla kendini ören örümcek ağları halini alıyor.
Bu kadar düşünce yeterli! Dinlendirin yorgun ve bıkkın zihninizi. Bir mola verin. Düşünmekten yana bir tatil verin kendinize. Biraz izin kullanın.
Her tarafı notlarla kaplı bir kağıt çekmektense önününüze, boş bir sayfa açın. Yeniden başlayabilirsiniz. Tam şimdi yapabilirsiniz bunu. Habire içinde seyahat ettiğiniz o düşünce trenlerinin peşini bırakın sadece. Sizi istediğiniz yere götürmeyen bir trende olsaydınız şayet iner ve başka bir tren bulurdunuz. Ya da yürürdünüz. Herhalükarda, sanki başka şansınız yokmuş gibi aynı trende kalmak zorunda olmadığınızı biliyorsunuz.
Düşünceleriniz tercihinizdir. Ve eğer düşünceler davet edilmeden geliyorlarsa görmezden gelebilir ya da sinek gibi kovalayabilirsiniz onları. Çok da fazla mana vermeniz gerekmez onlara. Herhalükarda öyle fazladır ki düşünceler bir anlamı kalmaz onların, öyle değil mi? Bazı düşünceler sizde enerji ve zaman kaybına yolaçtığında , sizi bir yere götürmediğinde onlar öyleyse sevdiklerim size enerji veren düşünceler bulun, arşivinizde dönüp duran düşüncelerden değil lakin yeni düşünceler. Ne kadar da alışılmışın dışında bir fikir. Yepyeni düşüncelere sahip olabilirsiniz. Dilediğiniz şeyi düşünebilirsiniz. Düşünceleriniz bir gaye doğrultusunda olabilir. Sizi istediğiniz yere götürebilir onlar.
Muhtemelen zihniniz bir midilli parkının ortasındadır, küçüçük bir dairede dönüp durmaktasınızdır. Zihniniz dizginlere bağlıysa eğer çözün o dizginleri ve atlayın çitin üzerinden. Niye mi, çünkü üzerinde gezinebileceğiniz yemyeşil yeni bir arazi var önünüzde.
Ne olabilir tam şimdi tutunabileceğiniz güzel bir düşünce? Ne olabilir bu? Onu düşünmekten sizi alıkoyan ve onu listenizin en sonuna koymanıza neden olan bir şey mi var?
Yukarıya, aya bakın ve kendinizi bulun onda. Kendinize doğru bakan ay olun. Yıldızların arasına dalın, gecenin o güzel yıldızlarının. Tüm o yıldızlar yakında Tek Bir Güneş haline gelecekler. Güneşi düşünün. Nasıl parladığını ve size doğru nasıl parladığını düşünün. O altın rengi ışıklarının size ulaştığını hissedin.
Düşünceler size güneşin sıcaklığı gibi nüfuz etsin. Güneşin ışınlarını içinize çekmek için bir şey yok yapmanız gereken. Bir kere de ona açın kendinizi. Size yeni olan düşünceleri, sizinle birlikte eve gelmekten mutlu olan düşünceleri de bulabilirsiniz aynı şekilde.
Satın aldığınız bir şey defolu çıktığında ya da onun istediğiniz şey olmadığını farkettiğinizde basitçe onu iade edersiniz aldığınız dükkana. Onunla yaşamanız gerekmez. Sadece sizde olduğu için kendinize mal etmeniz gerekmez onu.
Düşünceleri de aynı şekilde idare edin. Bazıları sizde kalsın bazılarını ise geri gönderin. Zor bir hadise değildir bu. Düşünceler zarar görmemiştir. Yalnızca düşüncedir onlar. Sadece siz de yaşam yoktur onlara.
Düşüncelerin size hizmet etmesi gerekir, canınızı sıkmaları değil.
Bir kere kullanılıp iş gördükten sonra eskiyip bozulan düşüncelerinizin, artık bozulmuş olan elektrikli araçlar gibi olduklarını farz edin – dükkana gider ve yenisini alırdınız. Artık işinize yaramayan bir düşünceye de bağlanıp kalmanız gerekmez.
Kendinizi keyifsiz hissettiğinizde yeni şeyler düşünmeniz gerekmektedir. Onları sokun devreye. Suda beklemektedir onlar. İçeriye çekin, tekneye alın onları. Kurtarın bu yeni düşünceleri. Değiştirin düşünce şeklinizi.
Translated by: Engin Zeyn...Permanent link to this Heavenletter: https://heavenletters.org/yukariya-aya-bakin.html - Thank you for including this when publishing this Heavenletter elsewhere.
Your generosity keeps giving by keeping the lights on

