Heaven #3684 Bir uçtan diğer uca Cennet’i kat ederken

Tanrı dedi ki:

Hastalıkta yada sağlıkta siz ve Ben Bir’iz. Siz ve Ben, ne olursa olsun, her şeye rağmen ve her şekilde yeşil kırlarda Bir olarak yürüyoruz. Acıyan parmağınıza yada incinmiş yüreğinize odaklanmak yerine dikkatinizi Bizim Bir’liğimize verin siz. Gerçek olmayan şeyleri bırakın. Gerçek olan Bizim bağlantımızdır. Hastalıklar da, sizi Hakikatten uzaklaştırarak dikkatinizi çelen diğer şeyler de gerçek değildir. Dünyanın sizi esareti altında tutan hakimiyetinden yana kendinizi şifalandırmayı öğretmek isterim size.

Kalbinizi çürüten her ne varsa aklınızdan çıkarın. Kalbinizi de zihninizi de Bir’liğimize yöneltin; çünkü bu Birlik Benim, Bu Birlik Sizsiniz ve Bizi Kainata taşımaktadır O. Engelli değilsiniz. Bir engeliniz yok. İyilikleri, nimetleri kabul etme yetisini bahşedin kendinize. Kabul etmeniz için sizindir onlar. Tatlarına bakın. Ayağınıza takılan taşları bir kenara atın. Üzerlerinden atlayın. Düzgün bir yol yada engebeli bir arazi olsun el ele tutuşup yükseklere uçarız Biz. Tek Yüreğimiz elimizdedir işte, ama bir baston gibi değil; hayata katılmamızı, ona kulak vermemizi sağlayan ve görünürdeki bulutların üzerine yükselmemizi sağlayan bir özgürlük unsuru olarak. Sevgimizin günışığının önüne çıkacak hiçbir şey yoktur.

Her şeyden öte, her şeyden çok Beni hatırlayın. Dikkatiniz Bende olsun, Bizde olsun. O aziz dikkatinizi güneşin merkezine yönelik uçuşumuzdan alıkoyabilecek her şeyden uzak tutun. Uçuşunuzu zorlaştıracak tüm o ağırlıkları atın. Siz ışıktan bir insansınız bunu unutmayın. Kanatlarınız ışıktan ve söyleyecek, işitilecek, yüreğinizin zirvelerinden yankılanacak çok güzel bir şarkınız var sizin.

Hayatınız acıklı bir şey değil. Acıyacak, esef edilecek bir şey yok. Ben sizinleyim, siz Benimlesiniz ve birlikte günışığını baştan başa kat ediyoruz Biz. Güneşin ışık huzmelerinin üzerinde uçuyoruz. Süratliyiz ve hayatın güzelliğini kucaklamak için hiçbir şeye sırtımızı dayamak zorunda değiliz. Tabii ki kanatsız da uçabilirsiniz. Şu anda tabii ki dünyevi olandan, sıradan olandan parlak ışığa doğru uçuyorsunuz.

Başka neye ihtiyaç var ki? Her şey zaten Bizimken başka neye ihtiyaç olabilir?

Her zaman için yüreğimin ışığından teşekkül bir hazineye sahip olduğunuz halde, kalbim sizin kalbinizin içindeyken, sizinki de Benim kalbimin içinde mukimken paraya yada sevgiye ihtiyacınızın olduğunu da söyleyebilirsiniz. Işığın parlaklığı gecenin hızına erişmekte, onu ardında bırakmaktadır. Aklınızı başınıza toplayın canlarım ve sizi kendi düşüncelerinizin esaretinde tutan tüm o yanılsamalarınızdan, illüzyonlarınızdan özgür kılın kendinizi. Mahkumiyetiniz çok uzun zaman önce kaldırılmıştır. Borçlu olduğunuz bir kefaret yoktur. Siz öyle olduğunu düşünüyordunuz. Şu andan itibaren özgürsünüz. Şu andan itibaren yıldızların üzerinde yol alıyor ve yıldızların günışığını meydana getiriyorsunuz.

Kendi yolunuzdasınız. Bir uçtan diğer uca Cennet bilincini kat ediyorsunuz. Bırakın bu durumu zihniniz de kabullensin. Zihniniz maziye saplanıp kalmıştır ve asla seslendirmenizin murad edilmediği bir ızdırap şarkısını tekrar tekrar mırıldanmaya devam etmektedir. Bu müziği değiştirmenin zamanı gelmiş de geçmiştir. Nerede bulunduğunuzun, ne olduğunuzun güzelliğini fark edin, şükran duyun. Şansı, bahtı açık sevgisiniz siz ve Kainatı yönlendirensiniz. Bir rastlantıdan ibaret değilsiniz artık. Dünyanın sizden istediği, sizin de kendinizden istediğiniz ve sizin olan müziği yapıyorsunuz şimdi. Söylemeniz gereken Benim şarkımdır. Onu mırıldanın şimdi ve onun verdiği mutlulukla dolun. Dikkate değer bir şarkıcı olun ki vibrasyonları herkesin içinde titreşen aynı şarkıya herkes kulak versin. Bu şarkıyı söyleyin şimdi. Dikkate değer, dinlemeye layık, güzel bir şarkı söyleyin. Benim için söyleyin. Kendiniz için söyleyin. Herkes için söyleyin. Söyleyin.

Çeviren: Engin Zeyno Vural