Heaven #3681 Birden bire sevgi oradadır işte

Tanrı dedi ki:

Sevgi bazen muğlaktır. Tamamen dışarı çıkıp kendisini görünür kılmaz. Biraz üzeri örtülü olarak belirir ve onu siz keşfedersiniz. Keşfedilmiş, fark edilmiş sevgi beklenmedik bir gülümseme gibidir; dudağın sadece bir ucu yukarı doğru kıvrılmıştır ama o gülümseme oradadır işte. Beklenmedik bir anda birinin size çiçek verdiğini yada sandalyenizi çektiğini görmeniz gibidir. Burada hatır ve nezaket vardır; belki de adetten bir nezakettir o ama bunun altında büyük bir sevgi olduğunu bilirsiniz. Nezaket, adetten olmamıştır sizin için.

Bir gün sevildiğinizi keşfedersiniz. Üzerinizdeki tüm o örtülere rağmen başka insanlar tarafından ve Benim tarafımdan sevildiğinizi fark edersiniz. Gerçeğe uyanır ve dersiniz ki “ Hey, seviliyorum. Gerçekten seviliyorum. Yaradan ve birileri beni seviyor, beni gerçekten seviyor. Beni.” Ve kalbiniz yıldızların arasında dans etmeye koyulur.

Sevgi onu aramadığınız sırada size gelmiştir. Aniden, sevgi oradadır işte. Tam önünüzdedir, sonsuza kadar sevilmeyeceğinizi düşündüğünüz anda sevgi mucizesi karşılıksız olarak bahşedilmiştir size. Sevgi gözlerinizin içine bakmıştır birden; lakin sevgiyi sunan sevgiyi açıkça ortaya koymamış, onu beyan etmemiştir; sadece yaymıştır, ışık gibi saçmıştır onu ve pencereden sızan gün ışığı gibi, sevgi alanından gelmiştir o. Lakin bu günışığı kalıcı olmuştur. Her zaman oradadır. Siz de orada olduğunu bilirsiniz. “Hey seni seviyorum,” dememiştir o. Sevgi oradadır, siz de bunu bilirsiniz ve size yönelik bir sevgidir bu. En sonunda size yönelik bir sevgidir, bağrınıza basıp el üstünde tutacağınız sevgidir. Sevgi yolunu kalbinize doğru çizmiştir ve orada kalıcıdır. Titreyen kalbinizce kendisini bilinir kılmıştır o.

Sevildiğinizi keşfetmenin en nefes kesici yanı gerçekten sevilebilir olduğunuzu görmek VE en muhteşemi de sevebildiğinizi keşfetmenizdir. Neden sevildiğinize dair büyük bir sebebin farkında olmanız çok hayırlı bir şeydir zira bu şekilde sevginin kalbinizde de kıpırdandığını, canlandığını görmeye başlarsınız. İşte o zaman kalbinizde de “Heyyy, sevebiliyorum,” diyen bir gümbürtü başlar.

Sevgi işteş bir hale gelmektedir. Kendisini besler ve büyür o. Onu görmeden, bilmeden ilk önce kendinizin seveceği bir alana girersiniz. Kendi kalbinizden, kendi kalbiniz vesilesiyle bir başkasının yada başkası olarak görünenlerin kalbindeki sevgiyi harekete geçirebilmeyi bir düşünsenize. Seven biri olmayı, sevgide savurgan biri olmayı, yüreğinizde yaşayan sevginin kerim Sakini’ni tanımayı bir düşünsenize. Ve böylelikle kalbinizdeki sevgi dışarı doğru ışınımlar yapar. Bireyin kalbine ve kalbinden dışarıya yönelen kişisel nitelikteki sevgi büyüyerek evrensel sevgiye dönüşür ve bir anda Kainatın aşığı oluverirsiniz. Sevgide henüz pratisyensinizdir ve bu konuda yeni olduğunuzu düşünürsünüz. Kalbiniz gece gündüz ışıldayan bir sevgi nişanı haline gelir. Sizin nişanınız her daim, görmediğiniz zamanlar da bile pırıl pırıldır.

“Sevgi benimdir,” dersiniz şimdi. Ve Yılbaşı Gecesi yüksek bir yerden konfetiler saçarcasına, yada bir düğünde gelinle damadın başına pirinç taneleri serpercesine saçarsınız sevgiyi. Sevgiyi savurmaya başlarsınız, onun nereye gittiği ise hiç önem taşımaz. Önemli olan onu veriyor olmanızdır. Önemli olan sevgiyi dışarıya yansıtıyor olmanızdır. Birden bire harcayacak, savuracak sevginiz olmuştur işte.

Dilencilere benzeyen kalpler yakarırlar: “Bana birkaç kuruş verebilir misin?”

Sizin kalbiniz ise der ki, “Evet, al, bu sana.” Sevginin kuruşlarını, sevginin elmaslarını verirsiniz ve daha siz fark etmeden tüm dünya sevgiyle ışıldar; tüm bunlar bir insan diğerini sevdiği için olur sadece.

Çeviren: Engin Zeyno Vural