Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

CENNET# 1872 Senin Hikayen Aralik 20,2005

[size=18]CENNET# 1872 Senin Hikayen Aralık 20,2005

Tanrı dedi ki:

Günaydın, sevdiklerim, ben sizin varlığınızın içindeyim. Sıkı sıkıya sizin içinizde yerleşmiş durumdayım. Zihniniz sonuna kadar bir hayali oynamaktaydı, bunu siz yaratıyormuşsunuz gibi görünmese de. Herhalükarda bu sizin hayalinizdir. Zihniniz, kendinizi içinde bulduğunuz bu hayali hikaye ile işbirliği halindedir. Eğer birisi sizin Dünya üzerindeki kişisel olarak yaratılmış hikayenizi yazacak olsaydı, bu en ilgi çekici ve dolambaçlı hikayelerden olurdu. Tüm noktalarında karmaşıklıklar, beklenmedik ayrımlar ve dönüşler olan. Bu yaşam dilimindeki her noktada doğum vardır ve onu takip eden ölüm. Bu da muazzam bir hayal gibi görünüyor, zamanın sizin varolmadığınız bir vakte de denk gelebildiği. Tabii ki bu olağanüstü bir hayal çünki sizin için bir son yoktur. Sadece hikayenin bir sonu vardır. Hikayenin kahramanı ise devam eder. O yeni bir diyar keşfetmiştir. Sonra, Cennete vardığında , kendisini oynar, hikaye kitabından alınmış bir rolü değil.

Bu daha önce oynadığı bir rolün denk gelmesi değildir. Onu sonuna kadar oynamıştı. Tombaladan veya şapkadan çıkan bir rolü oynayarak son derece iyi bir iş başarmıştı. Rolün bir nedeni vardı. Bu hiç de sebepsiz değildi.

Sebep sevgiyi yeniden keşfetmektir. Sebep yüreğinizdeki Benim tamamını yeniden keşfetmektir. Sebep aslında hiçbir zaman terk etmemiş olduğunuz o yeri bulmaktır. Bu vesileyle, sebep bulunduğunuz yeri keşfetmektir, zihninizin gerçekten-uzak araştırmaları haricinde asla dışarıya adım atmadığınız yeri.

Katiyetle yaşadığınız hayatı sadece sürdürdüğünüzü düşünmeyin. Kesinlikle onun içinde söz sahibi olmadığınızı düşünmeyin. Sürdürdüğün yaşamı yorumlayacak olan sensin, ve senin yorumun önemli. Bu tamamiyle önemli. Hikayen senin düşündüğün biçimde sahnelenir, rol sonuna kadar oynanır. Senin için taşıdığı anlam kadar manalıdır. Hepsinden öte bu senin hikayendir.

Bütün niyet ve maksatlarınız için, kendi yaratımınız olmayabilen bir dekorun içine iteklendiniz. Fakat yazılı metne doğaçlama eklemeler yapan sizsiniz. Ne söylediğiniz size bağlı. Sahneye nasıl yürüdüğünüz ve coşkuyla ne söylediğiniz size bağlı . Bundan ne anlam çıkaracağınız tamamen size bağlı. Kelimeleriniz dikkatinizin yöneldiği düşüncelerinizdir.

Sizsiniz gezgin bir halk şairinin ya da bir avarenin yaşamını sürdüğünü söyleyen. Görüş alanınızı belirleyen sizsiniz. Sizsiniz yaşamınızı kelimelere ve düşüncelere tercüme eden. Sahneye belirli bir senaryo ile pat diye düşmüş olabilirsiniz. Senaryoyu değiştirebilirsiniz. Siz katiyetle ışıklandırmayı değiştirebilirsiniz.

Dünyadaki bu serüveninizde ışıklandırma yönetmeni sizsiniz. Siz ışıkları karartır veya siz parlaklaştırırsınız. Kelimeler ve eylemler aynı olabilir, ancak onlara tuttuğunuz ışık Dünyadaki tüm farkı yaratır.

Seçtiğiniz müzik niteliği de belirler. Yaşamınızı yansıtmak için hüzünlü uvertürler seçersiniz veya eğlenceli bir müzikalde yer almayı tercih edersiniz. Müziği seçersiniz ve yapacağınız dansı seçersiniz. Siz yaşamınızın partisisiniz. Onu idare edersiniz. Oyununuzdaki kast ne tür karakterlerden oluşursa oluşsun onları siz takdim edersiniz. Sizin bir çeşit özerkliğiniz vardır. Sizsiniz onların tuhaf hareketlerine gülen veya ağlayan. Bakın, tıpkı sizler gibi onlar da oyunun içindeler. Onlar da kendilerini sahnede bulurlar ve bir sonraki replikleri hakkında sizden daha fazlasını bilmezler. Aslında sufle almak için size bakmaktadırlar.

Rolün ne olursa olsun, oyunun içinde bir bölümü oynarsın. Başroldeki oyuncu sensin. Oyununu başrol sanatçısı olarak sunarsın. Ve Dünyada bir fark yaratırsın. Dünyada bir fark yaratırsın. İnanması neden bu denli zor ki?

Çeviren: Engin Zeyno Vural
[color=darkblue][/color][/size]