Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

HEAVEN #2627 Sevdiginiz ayrilip gittiginde

HEAVEN #2627 Sevdiğiniz ayrılıp gittiğinde 3 Şubat 2008


Eğer yüreğinizde bir sızı varsa onu orada bırakın. Yüreğinizdeki acının sizinle bir ilgisinin olmadığı ve başka bir yerden geldiğine dair kendinizi kandırmayın artık.

Evet, elbetteki dış olaylar ızdırabı kabullenişinizi tetikleyebilir; fakat ızdırabın kabul edilebilir ya da kaçınılmaz olduğunu söyleyen veya acının kahramanı olduğunu iddia eden sizsinizdir.

Evet hayatta bazı darbelerin olduğunu anlıyorum. Eğer darbeler gerçekten fizikselse, bunlarla karşılştığınızda duygusal darbelere oranla daha çabuk ayağa kalkarsınız. Yürek acısının vicdanına tabi olduğunuzu düşünmek yönünde bir eğiliminiz vardır. Sızlayan bir yüreğe illaki sahip olmanız gerektiği düşüncesini bir kenara bırakın. Yüreğiniz, siz neyi tercih ederseniz o olabilir ancak. X, y, z yüzünden ızdırap çekme mecburiyetiniz yoktur.

Sizin hakikatiniz zannetiğiniz kadar kırılgan değildir. Acı içinde kıvranmak gurur duyulacak bir şey değildir. Yürek acısı çekme mecburiyetiniz yoktur. Hayatın bir gereksinimi değildir onlar.

Yürek acısını diğerlerinden gizleyip kendinizde tutmanız gerektiğini de kastetmiyorum. Hayır, ona sahip olma mecburiyetinizin bulunmadığını söylüyorum size. En sade izahıyla, onu himaye etmeye ihtiyacınız yoktur sevgili canlarım.

Her ne olursa olsun ayağa kalkabilirsiniz. Eğer sizi bir ok incitmişse o oku dışarı çıkarın. Bu sizin kalpsiz olduğunuz anlamına gelmez. Ayağa kalkmanız ve ilerlemeniz anlamındadır bu. Kalp acınızın görünürdeki sebebiyle çok da savaşmayın, bu şekildebdaha az ızdırap çekersiniz.

Sevdiğiniz ayrılıp gittiğinde, bunun sebebinin ne olduğunun bir önemi yoktur. Ölümle bir ihanet gibi savaşıyorsunuz. Ölüme ve diğer meselelere, sanki varolmaya hakları yokmuş, sanki onlar sizin düşmanınızmış gibi muamele ediyorsunuz. Onlarla kavga ediyorsunuz. Tuttuğunuz takım maçı kaybettiğinde yaptığınız gibi münakaşaya tutuşuyorsunuz. Ve tekrar sizin “kaybetme” inancınızı görüyoruz burada. Sizden bir şeyler alınmış ve bunun asla olmaması gerekiyormuş gibi hissediyorsunuz. Aziz çocuklarım, eğer bu olmuşsa olmuştur artık. Kabullenip yine de yolunuza devam edebilirsiniz.

Kendinizi terkedilip bırakılmış hissedebilirsiniz. Bunu anlıyorum, fakat bu bırakılma fikrini bırakmanız gerekmektedir.

Hayattaki olaylar her zaman sizin keyfinize göre gelişmeyebilir. Anlıyorum, fakat aziz çocuklarım, bunun böyle olması gerektiğini söyleyen kim? İnsan olarak yaşamanın erdemi gereği, her zaman her istediğiniz olmaz. Bu şahsi olarak alacağınız bir şey değildir. Sizinle hiçbir alakası yoktur. Mesela, birisinin –sözde- ölüm zamanını önceden bilemezsiniz, buna karar veremezsiniz. Kimseyi kendi tercihlerinize tabi tutamazsınız. Eğer sevdiğiniz, bir başkasını sevmeyi seçerse burada sizin kontrolünüz yoktur. Bir öpücük gönderip iyilikler dileyin onlara. Aşk kuşunu kafese kapatamazsınız. Sizin iradeniz her zaman gerçekleşmeyecektir, lakin ızdırabın çekip gitmesi için irade gösterebilirsiniz. Izdıraba liman olmanız gerekmez.

Hayatta olup bitenleri çok fazla eleştirmeyin. Bunu yapmak zorunda olmadığınız fikrini taşıyın. Buna gerçekten hakkınız yoktur, buna imtiyaz da denilemez. Kalp acısı geldiğinde, bırakın gitsin o. Yadigar olarak alıkoymayın onu. Aziz çocuklarım ızdırabı mihrabınız yapmayın.
Yeterince ızdırap yok muydu zaten?

Yüreğiniz dolu dolu sevin. Her neredeyseniz ve diğeri de neredeyse, oradan sevin. Kaybın acısını kendinize mal etmeyin. Acınız hiçbir şeyi değiştirmez. Yatağınıza uzanıp ağlayın ve sonra o gözyaşı yatağından kalkın. Oyalanıp da kalkmamazlık yapmayın.

Çeviren: Engin Zeyno Vural :wub: