Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

HEAVEN #2613 Öfke baş göstermeden önce

HEAVEN #2613 Öfke baş göstermeden önce 20 Ocak 2008

Meşgul olduğunuz işler konusunda neden bu kadar katı oluyorsunuz? Mesela istemediğiniz halde tekrar tekrar aldığınız e-postalar sizi çok öfkelendirebiliyor. Onların sadece size gönderilmediğini biliyorsunuz. Sizinle bir ilgilerinin olmadığını da biliyor fakat yine de öfkeleniyorsunuz. Biliyorsunuz, fakat rahatsızlık duygusu içinizde büyük bir öfke yaratıyor. Kendinizi işgale uğramış ve güçsüz hissediyorsunuz; çünkü bu e-postaları gönderenler kolay kolay vazgeçmiyorlar. E-postalar da gelmeye devam ediyor. Birinin yerini hemen bir diğeri alıyor.

Öfkenin içinizde nasıl pusuda beklediğinin iyi bir örneğidir bu. Öfkeyi açığa çıkaran şey onu başlatan durum değildir. Öfkeniz oradadır ve patlamaya hazırdır. Öfke sizin için çok anlaşılmazdır biliyorum. Onu sizden tamamen almamı çok isterdiniz biliyorum. Öfkeden yoksun olmak için her şeyi verirdiniz.

Kızgın olmadığınız zaman hayatın daha kolay aktığını bilirsiniz. Öfkenin bu yıkıcı enerjisini sevgi enerjisine dönüştürmeyi çok istersiniz. Ah, sevginin de kalbinize öfke kadar kolayca hücum edip orada birikmesini nasıl dilersiniz.

Herşeyi denemiş olduğunuzu düşünebilirsiniz. Ona kadar saymışsınızdır. Öfkenize, hararetle gitmesini söylemişsinizdir, fakat o hala tüm gücüyle üzerinize gelmekte ve durulmamaktadır. Sebep ne denli küçük olursa olsun öfkeniz büyümektedir.

Böyle zamanlarda aziz çocuklarım, yukarıya bakın, öfkeniz biraz olsun azalacaktır. Bir an için gözlerinizi kapayın, öfkenizin birazı dağılacaktır. Bu öfke sizindir fakat onu istemezsiniz, böyle olduğu halde de onu fitilleyen dış olaylar değil sizsinizdir.

Bunu kabul eder misiniz? İçinizde fokurdayanın sizin kendi öfkeniz olduğunu ve onu dışarıya yöneltenin yine kendiniz olduğunuzu kabul edebilir misiniz? İçinizde dışarı çıkmak için sebep arayan bir kırmızılık vardır. Öfkeniz tıpkı alerji gibidir. Ona mani olamayacağınızı düşünürsünüz; fakat aziz çocuklarım sizin adınıza sizin öfkenize kim mani olacaktır?

Arzusunda olduğunuz şey itidaldir. Kızgın olmak istemezsiniz. Öfkede bir fayda görmezsiniz. Öfkenin bir haklılığı varmış gibi yapmak istemezsiniz artık. Onun başa dert olduğunu görürsünüz. Yüreğinizde artık öfke için hiç yer olmasın istersiniz. Günüzü berbat etmektedir o.

Başınızdan savmak için öfkeyi zorlayamayacağınızı zaten biliyorsunuz. Aynı zamanda onun çekip gideceğini de biliyorsunuz. Koşusunu bitirecektir o, yavaşlayıp duracak, sonra yüzündeki teri silecek ve soluklanacaktır; o kırmızılık geçecek ve yeniden sükunet hakimiyet kazanacaktır. Kendinizi ne kadar tembihlemiş, öfke konusunda ne denli uyarmış olursanız olun, ona karşı nedenli silahlanırsanız silahlanın sadece kendini bitirmek ve yitip gitmek üzere yüzünüzün ortasındaki bir kurdeşen gibi patlar o.

Ah, her daim sükunete sahip olmak. O öfke patlamalarını yaşamamak için neler vermezdiniz.

Fakat zaman içinde bir yerlerde, öfkelenmeniz gerektiği fikrine kapılmışsınızdır. Bu fikirden kendinizi bir kurtarsanız. Ya öfkelenmenizin artık hiç gereği yoksa? Ya öfkelenmek yerine, sizi rahatsız eden bu şeyden uzaklaşıp size mutluluk veren bir başka şeye yaklaşmanız mümkünse?

Başına buyruk gelen o e-postaların örneğine dönersek, onları öfkelenmeden siliverseniz? Yumruklarınızı sıkmasanız? Kendinize karşı daha müşfik olsanız? Önceden bazı tedbirler alsanız?

Moral veren güzel bir konuşma yapın öfkeye. Deyin ki:
“Öfke, sana ihtiyacım yok ve seni istemiyorum. Çaresiz olan ben değilim, sensin. Sadece seni çağırdığımda gelebilirsin. Lütfen geriye çekilip benden uzak durur musun? Sağır olup beni duymaz mısın lütfen? Benim bir emrimle çıkıp gelmeye hazırmışşın gibi etrafta dolaşmaz mısın? Beni bırak. Lütfen burayı terket.”

Öfkeyi çekip gitmeye davet ederseniz muhtemelen buna riayet edecektir. Onunla önceden konuşun. Kendinizi gözlemleyin. Mesela e-postalarınızı kontrol etmeden önce onları öfkelenmeden silebileceğinizi kendinize hatırlatın. Hayatınızda, öfkenin patlak verdiği alanları bilirsiniz. Bu alanlara girmeden önce öfkeye nazikçe kapıyı gösterin.

Çeviren: Engin Zeyno Vural :wub: