Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

CENNET#2550 Tanrının Huzurunda

CENNET#2550 Tanrının Huzurunda 18 Kasım 2007

Evet, Benim Huzurumdasınız, zira “tam şu an”dan başka bir şey mevcut değildir. Geçmişi hatırlamak ve geleceği tahmin etmek “şu an”ın yanında çok önemsiz kalır. Esası olmayan düşüncelerdir onlar. Asıl mevzunun dışındaki düşüncelerdir.

Şimdi, düşüncenin olmadığı bir diyar gibidir. Buna yaşamak denir, hayatta olmak, spontan olmak, tam burada olmak denir; uyum sağlamak, farkında olmaksızın farkında olmak, geçmişe dönmemek, ileriyi de geriyi de düşünmemek denir. Dondurulmuş bir çizgi film karesi gibidir o. Geçiş halinde ya da bir aralıkta olmak gibidir, iki düşünce, iki kelime, iki cümle veya iki dünya arasındaki o zengin boşlukta olmak gibidir. “Şu anda” ibaresi bunu pek ifade edemez aslında, çünkü “an” da mevcut değildir. İçinde olduğunuz hayatın bir akışı vardır, içinde ölümsüzleştiğiniz bir hayat hali vardır aziz çocuklarım. Tam doruk noktasındasınız, kenarda ya da dışarıda değilsiniz. Hafızaya dayalı yaşamak, yaşamak değildir. Hatırlamaktır o. İleriye bakmak bir varış noktası tespit edebilir. İleriye bakmak gerçekleşen hayaller yaratabilir, lakin hayal anında da o hayalin içindesinizdir. Belki sıradan bir hayatın dışına çıkıyorsunuzdur ya da alışveriş listesi yapıyorsunuzdur.

Sıradan, normal bir hayatı eleştirdiğimi düşünmeyin. Çoğu hayatınız böyle geçer. Ben şimdide olmaktan bahsediyorum.

Şunu düşünün: Sıradan farkındalığınız dahilinde bir zaman zarfında sadece bir yerde olabilirsiniz. Aynı anda hem Ankara’da hem İstanbul’da olamazsınız. Ya birinde olursunuz ya diğerinde. Transit bir güzergah izleyebilirsiniz elbet, fakat nerede olduğunuzu ve nereye gittiğinizi düşünürken farkındalığınız bir koltuğa iki karpuzu sığdırmaya çalışır, dolayısıyla bölünmeler yaşar. Transit geçiş yaparken iki nokta arasındasınızdır, fakat “öncesi” ve “sonrası” hakkında düşünürken de transit değilsinizdir. “Buradayım” diye düşünürken burada değilsinizdir. Bir başka yerdesiniz. Daha ziyade düşüncelere gömülüp kalmış bir haldesiniz. Aslında neredesiniz?

Mesele na-mevcut zaman olduğunda, iki zamanda birden de olamazsınız. İleride ve şimdide olamazsınız, geride ve şimdide olamazsınız. Geçmişte ya da gelecekteyseniz eğer, burada değilsinizdir. İzne çıkmış da olabilirsiniz elbet.

Bu bir ırmakta balık tutmanız gibidir. Oltayı arkanıza doğru atarsınız, o vakit olta suda değildir. Arkanızdaki kıyıdadır. Oltayı ileriye doğru atarsınız, bu seferde olta önünüzdeki kıyıya düşer ve yine suda olmaz. Eğer balık tutmak istiyorsanız oltanız suyun içinde olmalıdır.

Su düşüncesi suya yönelik bir düşüncedir. Suyun kendisi değildir. Hayatı su olarak düşünün. Suyun içindeyken ıslanırsınız. Suyun dışındayken de karadasınızdır, suda değil. Hayat hakkında düşünmek onu yaşamak değildir. Onu düşünmektir.

Hayatı yaşamak için ona dalarsınız ve bu, sanki düşüncenin olmadığı bir durum gibidir. Yüzüyorsunuzdur fakat “yüzüyorum” diye düşünmezsiniz. Sadece yüzersiniz. Anın dışındaki zaman korkunun, aşırılığın, kaygının ve ızdırabın kendisine yol açmaya çalıştığı bir mahaldir. O sözde “anın” dahilinde ise kaygının ve diğer herşeyin dışındasınızdır. Orada yoktur onlar. Varolamazlar.

Suda yüzmüyorsanız, suya girmeyi düşünüyorsunuzdur. Ya da suda yüzüyorken dışarı çıkmayı düşünüyorsunuzdur. Suda olmak, orada Benimle yüzmektir. Suyun ve üzerinde ışıldayan güneşin kendisi olmaktır. Suda ilerlersiniz, fakat hala dingin ve hareket etmiyor gibisinizdir, çünkü tam o anda bütünüyle Benimle berabersinizdir.

Çeviren: Engin Zeyno Vural :wub:

Hatırlatma: Sevgili okurlarımız, Cennetmektuplar’ını (HeavenletttersTM) paylaşırken lütfen kaynak site olan www.heavenletters.org adresini belirtiniz. Üyelik başvurusu sitede yer alan http://www.heavenletters.org/maillist/index.php linki üzerinden gerçekleştirilmektedir.