Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

CENNET#2496 Sınırsızlığı Kazanmak 25 Eylül 2007

CENNET#2496 Sınırsızlığı Kazanmak 25 Eylül 2007

Eskinin miadı dolduğunda yeniye yer açılır. Tüyleri yenilenirken bir süreliğine çıplak kalır kuşlar. Yeni tüylerin çıkması için olur bu.

Eğer kuşlar sizin gibi olsalardı, etrafta dolaşıp habire yakınırlardı: “Ah canım, bir sorun olmalı. Benim tüylerim dökülüyor.” Kuşlar, endişelerle kendilerinden geçmezler. Tüy dökmeyi sorun etmezler. Ve kısa sürede de yepyeni tüylere kavuşurlar.

Raflarınızdaki eskileri dökmektesiniz şimdi. Cehaletten kurtulmakta olduğunuzu söylemekle aynı şeydir bu. Aşina olduğunuz tüm o sınırlamaların kıskacından kurtulmaktasınız.

Sınırlamaların hepsi birer hatadır, yanılgıdır onlar fakat böyle olmasına rağmen onlara çok aşinasınızdır, onlarsız kendinizi mahrum hissedersiniz; zira atık tutunmanız gereken ne kalmıştır ki? Özgür olmanız, kendinizi azade kılmanız gerekir aziz çocuklarım.

Mazinin ipinin sizi güvende tututtuğunu düşünmüştünüz. Sınırlar, bir süreliğine eğreti bir rahatlık sağlayabilirler. Onlara karşı çıkmış da olabilirsiniz ve lakin bu sınırlamalara sarılmaya, onlara tabi olmaya alışmışsınızdır. Şimdi o ipler ortadan kalkmaktadır. Sadece birer koltuk değneyiydi onlar.

Hala bir takım duvarların arayışı içindesiniz ve nerede olduğunuzu size gösterecek olan duvarı bulamıyorsunuz. Bu durum size, duvarlardan yoksun olduğunuzda yitip gideceğiniz hissini veriyor. Sığınak olarak gördüğünüz şeyin içinde olmak rahatlatıcı değildir.

Aziz çocuklarım, sınırlarınızdan kurtulduğunuzda bir süreliğine tüylerini dökmüş kuşlar gibi olacaksınız. Fark şuradadır ki kuşlar eski tüylerine ihtiyaçlarının olmadığını bilirler. Her ne olursa olsun, eski sınırlamalarınıza ihtiyacınız yoktur. Sadece onlarsız olmaya alışmanız gerekmektedir. İçine sıkıştığınız odacığın duvarları yıkılmıştır artık ve oradan dışarı çıkabilir, keşfedebilirsiniz. Sınırsız olduğunuzda özgürsünüzdür. Özgürlüğü istemiştiniz ve artık size gelmiştir o, buna alışmak için biraz zaman gerekmektedir sadece. Bu kafesin dışındasınızdır ve hala onun yasını tutarsınız: “Ah benim güzel kafesim, tatlı kafesim”.

“Yapılması gerekenler”, “yapılması lüzum arzedenler” mevhumları hayata dahil değildir artık. Hayat daha zengindir, daha doludur, engindir ve buna karşın hala size bulanık görünmekte, hatta boş gelmektedir. Güçlü olmaktan ziyade kendinizi zayıf hissedebilirsiniz. Dengenizi yitirmiştiniz. Artık görünür olmayan sokak levhaları için hasret çekiyorsunuz. Her nasılsa onlar varken kendinizi daha güçlü hissediyordunuz. Bu, sizin için bir yanılsamadır.

Şu an için kendinizi içi boşalmış gibi de hissedebilirsiniz, bulunduğunuz konumu iyice anlamak için kendinizi cimciklemekten dahi aciz olabilirsiniz. Bu boşluk hissi ve hatta kırılganlık duygusu tekamülünüzün işaretidir. Kendinizi terkedilmiş hissedebilirsiniz. Kopuk hissedebilirsiniz. Kopmaktasınız aziz çocuklarım, geçmişinizden kopuyorsunuz. Darlıktan, sıkışmışlıktan kopuk hale geliyorsunuz. Kendinizi hafiflemiş hissediyorsunuz.

Sanki bedeniniz kayboluyormuş gibi bir his veriyor bu size. Sınırlarınız olmaksızın ayaklarınız yerden kesiliyor. Ayak bastığınız zeminin gözden yitip gittiğini hissediyorsunuz. Sanki bir nevi girdaba kapılmış gibi hissediyorsunuz.

Tüm bu muhteşem şeyler sizin için oluyor ve siz tüm bunlardan kaygı duyuyorsunuz! “Bana neler oluyor böyle?” diye soruyorsunuz. Kendinizi havada aslılı kalmış hissediyorsunuz. Aziz çocuklarım, her zaman havada asılı bir haldeydiniz. Belirli bir mekanı olmayan sizler, uzayda asılıydınız. Ayaklarınızın altındaki zemin hiçbir zaman varolmamıştı.

Küçük kırmızı tavuk telaş içindedir ve gökyüzü üzerimize çöküyor diye bağırmaktadır. Ve siz de bir şeylerin yanlış gittiğini, kötü bir şeyler olduğunu sanıyorsunuz; çünkü küçük-benlik hissiniz kendini ayrıştırıp sizden uzaklaşıyor ve siz Büyük-Benliğinizle bütünleşiyorsunuz. Bu kaçınılmaz birşeydi. Olması gerekiyordu. Düşmüyorsunuz. Sizi sınırlandırıp tarifleyen şeyler üzerinizden düşüyor. Artık bu nevi tariflere ihtiyacınız yok. Asla da ihtiyacınız olmamıştı. Sizi sınırlayan çizgiler mevcut değildir artık.

Kendinizi ışık olarak duyumsamaya başlıyorsunuz. Çakralar size hakiki geliyor. Varlığınızın özünün bir alev olduğunu hissediyorsunuz. Tüm yanılsamalarınız onun dumanında dağılıp gidiyor.

Çeviren: Engin Zeyno Vural