Size dünyada bir yaşam armağan ettiğimde bunu canı gönülden kabul etmiştiniz. Şimdi ise tereddütleriniz var. Tabiri caizse arkamdan konuşuyorsunuz Benim. Elbette ki Bana verip veriştirebilirsiniz, nasıl olsa sizi duymadığımdan eminsiniz. Sizi duyuyorum Ben ve kalbinizi dile getirmenizi istiyorum sizden. İçtenliksiz tavırlar istemiyorum, yalancıktan pozlar istemiyorum. Benimle hiç konuşmadığınızda, Benden yana şikayet edip Bana sitem ettiğiniz zamanlara göre bile daha uzak olurum size. Konuşun Benimle.

Verip veriştirmenizi iyice bir bitirin, bunu yaptıktan sonra sizinle hayat meselesinin özüne inebiliriz artık. Kozlarımızı ortaya koyabilir, bir başlangıç yapabiliriz.

Cidden, Benden ne istiyorsunuz siz? Öyle donup kalmayın, çünkü yanınızda, sizinle oturuyorum Ben. Size üç dilek hakkından daha fazlasını veriyorum. Size kalbinizi dile getirmenizi söylüyorum. Kalbinizi açın Bana, içinizi dökün. Şikayetlerinizi, kırgınlıklarınızı bitirince de başlayalım birlikte. İki iyi kalpli kalp biri birleriyle konuşabilirler. Kalplerin kalbi olan yüreğinizi dillendirin Bana. Neler söyleyeceksiniz bakalım?

Hayatın anlamını çözmeyi istediğinizi söyleyebilirsiniz bu durumda. Ben size cevap vereceğim ve siz de hala anlamadığınızı söyleyeceksiniz. Ve ben de diyeceğim ki “Anlamasanız bile istediğiniz nedir peki?”

Düşünüp taşınmaya başlayacaksınız belki ve ben yine soracağım:”Tam şimdi istediğiniz nedir?”

Kem küm edeceksiniz belki yine.

Sonunda artık bıçak da kemiğe dayanınca diyeceksiniz ki: “Tanrım sevgi istiyorum. Senin sevgini istiyorum ben. Sevgi istiyorum, o yalın, kadim sevgiyi istiyorum ben. Onu her yerden istiyorum. Herkesin ve her şeyin beni sevmesini istiyorum. Sevgiyi her şeyden çok istiyorum. Anlayışımın da ötesinde bir sevgiye sahip olmama yardım et. O kadar sevileyim ki sevgiden başka hiçbir şeyi bilmeyeyim, sadece sevgiyi tanıyayım ve onunla dolup taşayım ben. Bunun olmasını sağla Tanrım.”

Ben de “Bunun hepsine şimdi sahipsiniz,” diyorum.

Siz de diyorsunuz ki: “Bunu bilmek istiyorum.”

Ve ben de diyorum ki:” Sahip olduğunuz sevgiyi, verdiğiniz sevginin enginliğiyle idrak edeceksiniz.”

Siz de Bana bunu daha önce duyduğunuzu söyleyeceksiniz.

Canlarım sahip olduğunuzu düşündüğünüz sevginin son zerresini de verin bugün siz. Sevgiyi yaşlı, yorgun bir atmış gibi çekmek zorunda da kalabilirsiniz. Sevginizin sanki son damlasıymış gibi verin onu. Size sanki son zerreymiş gibi görünen sevgiyi dizginlerinden çekiştirerek verin. Veremeyeceğinizi düşündüğünüz zaman bile sevgi verin siz. Her halükarda verin ki onun pınarını kalbinizin derinliklerinde bulasınız. Bunu yapabilirsiniz. Yapmak istemediğiniz de bile bunu yapabilirsiniz. Yüreğinizde tek bir sevgi zerresi kalmadığını düşündüğünüzde bile yapmanız gereken şey sevgi vermektir sizin.

Kalbinizin çorak bir çöl olduğunu düşündüğünüz aman bile yapmanız gereken tek şey sevgi vermektir sizin.

Verecek sevginizin olmadığından emin olduğunuz zaman ise her şeyden önce onu bulup vermeniz gereken andır sizin. Sevgiyi bir kağıt oyununda elinizdeki son kartmış gibi dağıtırken sahip olduğunuz o tam desteyi de göreceksiniz sizler.

Verecek çok azıcık bir sevginiz olduğunu hissettiğinizde her şeyden önce onu vermeniz gereken zamandır bu sizin. Diğer herkesin ihtiyaç duyduğundan daha fazla, kendi sevginizi bilmeye tanımaya gereksiniminiz vardır. Onu vererek bilip tanıyacaksınız; siz kendi sevginizin alıcısısınız. Sevgiyi kendi pınarınızdan içiyorsunuz.

Kana kana için canlarım, kana kana için.