Heavenletter # 5448 Canlandırmak
Tanrı Dedi ki:
Işık Enerjidir. Sizler ışık varlıklarsınız. Sizler Enerjisiniz. Hayat için coşku dolu olduğunuz, güne başlamak için aşırı istekli olup yataktan fırlarcasına kalktığınız zamanları hatırlayın. Şimdi gerçekleştirecek bir amacınız olabilir ya da yatakta uzanıp yatmayı tercih ediyor olabilirsiniz.
Ne getireceğini düşünerek heyecanlandığınız, hayat sessiz sakin akıp giderken karşılamaya can attığınız ve sizi motive eden olaylarla dolup taşmış günlerinize dönün.
Güne başlamayı iple çektiğiniz zamanları hatırlıyor musunuz? Hayatınıza harikulade şeylerin girdiği günleri? Büyük sürprizlerle karşılaştığınız ? Daha önce hiç yaşanmadığı kadar güzel olduğunu düşündüğünüz zamanları? Yaşamak için sabırsızlandığınız günleri?
Yorgunluk nedir bilmezdiniz. Sabah uyanır ve bir daha uyumak istemezdiniz. Yataktan fırlarcasına kalkmak ve zarfınızı açmak isterdiniz.
Bu canlılığınız bir ruh halinden öte bir durumdu. O günler size hediyelerin verileceğini bildiğiniz bayram ve yılbaşı günlerinden çok daha farklı günlerdi.
Bu yaşam sevinci sizin içinizden geliyordu. Bu sevinciniz parayla satın alınabilecek bir şey değildi. Bu sevinç iş hayatınızda terfi etmeyi beklemenin sevinci gibi bir sevinç değildi. Ya da piyangodan büyük ikramiyeyi kazanmak gibi bir sevinç değildi, bütün bunlar da oldukça güzel ve sevinçli olaylar olsalar bile. Hareket etmek için can atmanıza neden olan şey içsel bir dürtü idi. Kendi kendinizi teşvik ediyordunuz.
Her ne kadar kötü bir fikir olmasa da o zaman bir şeyin en iyisini yapmaya çalışmıyordunuz. Bundan daha fazlası söz konusu idi. Nelerden hoşlanırsınız, size neler keyif verir? Size keyif veren sizi neşelendirecek bir şey düşünün. Daha önce hiç yapmadığınız bir şeyi yapmayı da düşünebilirsiniz. Evet, bu güzel bir öneri olabilir.
Konu şudur ki, mutluluk sizindir. Yaşamdan keyif almak sizin doğumdan gelen en doğal hakkınızdır. Eğer, kendinizi akıntıya kapılmış sürükleniyor gibi hissediyorsanız büyük ihtimalle yaşamdan keyif almıyorsunuzdur. Eğlenmenin en doğal hakkınız olduğunu unutmuş olabilirsiniz. Belki de, hayatı katlanılması gereken, vaktinizi geçirdiğiniz, duygularınızın durumuna göre hareket ettiğiniz ve parmak uçlarınızdan kayıp giden bir şey olarak görüyorsunuz. Zaman geçiyor, günler geçiyor, bugün, sonraki gün, bir başka uğraş…
Cesaretli olduğunuz günlerinize dönün, yaşamdan keyif alma becerilerinizi yeniden kazanın. Belki de çok temkinli hareket ediyorsunuz. Bir poker oyuncusunun kartları göğsünde sıkı sıkıya sakladığı gibi davranıyorsunuz. Hayatınız için kaygı duyuyorsunuz, yeryüzünde sınırsız bir amacınız olduğunu unutmuş biri olarak kendiniz için kaygı duyuyorsunuz. Haydi kımıldayın, ne duruyorsunuz amacınızı hatırlayın!
Sınırlara sahip olmak sizi genellikle olumsuz etkiler. Neşenizi kaybedersiniz. Kalbinizi günlük sıkıntılardan ve endişelerden uzaklaştırmanın çeşitli yolları mevcuttur. Ne kadar yararsız bir tanımlamadır bu, günlük sıkıntılar. Zamanınızın boşa harcanmasıdır. Ne tür bir ihtirastır bu?
Eğer hayatın gelip geçici ve olduğu gibi yaşanması gereken bir şey olduğunu düşünecek olursanız, size hayır bu böyle değildir derim. Yaşamınızda üzüntüler ve gerçekleşmemiş düşleriniz vardır, ama siz bunlara bakıp olduğunuz yerde durmamalısınız.
Ümit etmek edilgendir. Hayat ümit etmekten fazlasına ihtiyaç duyar. Hayat eğlenceden fazlasıdır. Eğlenmek geçici, eğreti bir tedbirdir. Eğlenmek sizden daha fazlasını talep etmez.
İçinizde dışarı çıkması gereken birşeyler vardır. Hayat , sizin hayatınız, yüzeysel bir deneyimden daha fazlasını ifade etmelidir. Kendinizi tekrar şarj edip yolunuza son hızla devam etmeniz için bir çözüm vardır.
Yorgun hissedip yatağınıza uzanmayı özlediğinizde bundan daha fazlasını yapabilmeniz mümkündür, daha azını değil. Daha fazla enerji sarfetmeniz gerekebilir. Belki de enerji sevgidir ve siz ne kadar çok enerji sarf ederseniz o kadar çok sevgi size akacaktır.
Eğer hayatınızda yeni bir kontrata ihtiyaç duyuyorsanız, bir tane imzalayın. Yepyeni bir hayata başlamak için, sevgililer.