Heavenletter # 5445 Bilinç Sizindir
Tanrı Dedi ki:
Herşey Benim kalbimde güvendedir. Siz Benim kalbimdesiniz. Dünyada kendinizi güvende hissetmediğinizde kendinize Benimle olduğunuzu hatırlatın. Sevgililer, güvensiz hissetmek cehalettir. Bu, markete gidip ne alacağını unutmaya benzer. Bazı şeyleri hatırlarsınız ama, pek çoğunu unutursunuz. BİR olmayı hatırlayın. Bu BİZ’ iz. Hayatınızı kendinizin oluşturduğunu duymaktan hoşlanmıyorsunuz, çünkü hayatınızı düşüncelerinizle siz yaratıyorsunuz. Evet, düşüncelerinize engel olamazsınız gibi görünüyor. Kendinizi şanssız hissediyorsunuz. Kendinizi düşüncelerinizin kurbanı gibi görüyorsunuz. Çünkü onlar sizin düşünceleriniz. Kendinizi veya bir başkasını suçlamayın, sorumluluk sizindir.
Elbette ki küçük bir çocukken saf ve masumdunuz. Hayatın belli başlı konuları ile yoğruldunuz ve onlara adapte oldunuz. Ve sevgililer, geldiğimiz bu noktada hayatlarınızın çarkçıbaşısı sizlersiniz. Eğer değiştirmeniz gereken pek çok düşünceniz varsa bu düşüncelerinizi değiştirip değiştirmemek sizin elinizdedir.
Şu andan itibaren hayatınızın orkestra şefi sizsiniz. Eğer çaldığınız enstrüman Tuba ise çıkan sesler ona göre olacaktır. Eğer, çaldığınız bir keman ise, o zaman kemandan çıkan müziğin sorumluluğunu üstlenirsiniz. Eğer, flüt çalacak olursanız, flüt çalan birisinizdir. Sizden çıkan müzik flütün müziği olacaktır.
Hayatınızın bestecisi sizsiniz. Şu anda bulunduğunuz yere kontrolünüz dışında hangi koşullarda gelmiş olursanız olun, bir sonraki hamle sizin hamleniz olacaktır. Başkalarını sorumlu tutmak ile sorumluluğu aynı şeylermiş gibi düşünmeyin. Başkalarını sorumlu tutmak, kabahati başkasına yüklemek zamanı boşuna harcamaktır. Başkalarını suçlamak sizi hiçbir yere götürmez. Aksine, sizi olduğunuz yerde tutar. Başka bir yerde olmak istiyorsanız oraya zıplamanız gerekir. Kuralı koyan sizin tutumunuzdur. Yönünüzü seçin. Kendinizi kutsayın. Kendinizi kutsamadıkça kendinize acırsınız. Lütfen daha fazla burnunuzu çekmeyin. Yapacak işleriniz var, işlerinizle meşgul olun.
Kasırga çıktığında kendinizi ağaçta bulacağınızı söyleyenler olabilir. Ben derim ki; bir ağaca tutunmanın sorumluluğu size aittir. Bütünüyle söylediğim şey şudur: Ağaçta kalma ya da ağaçtan inme sorumluluğu tamamen size aittir. Düşünceleriniz hala vardır. Düşünceleriniz vasıtası ile tutunmaya devam edin ve sonra kendinizi kurtarın.
Hata, suçlama, sorumluluk arasındaki farkları defalarca tekrarlıyorum. Tüm farklılıklar Dünyanızda dır. Hayatınızın yönünü belirleyin. Kadranı çevirin. Eğer, kendinizi çölle kaplı bir adada bulsanız, kaçırılmış ve orada terkedilmiş bile olsanız, bunun sorumlusu kim dir? Asıl nokta bunun adil olup olmaması değildir. Yapmanız gereken şey, surat asmak ve küsüp oturmak değildir. Surat asıp, küsüp oturmaktan başka yapacak bir sürü şey vardır. Yapmalısınız da. Bu sizin hayatınız. Hayatınızı nasıl yaşamak istediğiniz size kalmıştır. Evet, yaşamak cesaret ister, hayatınız sizlerin ellerinizdedir. Ve, Yaşam değerlidir, her türlü zahmete değer.
Evet, yolunuza pek çok engeller çıkacaktır. Bu engelleri aşmak sizin elinizdedir. Kendinizin bu yolda bir engel olmasına izin vermeyin. Eğer hava yağmurluysa şemsiyenizi açın. Eğer şemsiyeniz yoksa bir ağaç altına sığının. Eğer, ağaçta bulamıyorsanız sığınacak bir saçak altı arayın. O da yoksa, üzerinizde yağmurlukta yoksa ıslanmanız kaçınılmazdır, ıslanacaksınız. Ama, unutmayın Güneş çıkacak ve kuruyacaksınız.
Veya bir okyanus akıntısı sizi açık denizlere sürükleyecek. Belki bedeninizi bırakıp Yuvaya BANA dönme şansı elde etmeniz için kurtarılacaksınız. Bütün bunlar kayıp değildir.
Sevgililer, Neden bedenin ölümünü bu kadar ölümcül görüyorsunuz.
Hiçbirşey ölümcül değildir. Ölümcül olmak yalnızca bir fikirdir. Yeryüzü fikirlerle doludur.
Herşeye rağmen gelişeceksiniz. Bilinç, evet Bilinç sizindir.