Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

Heaven #3559 Arka arkaya gelen sevgi dalgaları

Heaven #3559 Arka arkaya gelen sevgi dalgaları

Tanrı dedi ki:

Birazcık güneş bile güneştir sonuçta. Birazcık sevinç bile sevinçtir. Bu sabah uyanmış olduğunuz için şanslısınız. Hayatta olmak iyi bir şanstır. Bunu bazen unutuyor musunuz yoksa? Uyanın! Kalkın! Perdeleri açın. Yeni bir gün doğuyor ve siz de hayattasınız, o günün içindesiniz. Eğer hayattaysanız hayatta olmanız murad edilir. Hayata karşı memnuniyet besleyin. Zamanı geldiğinde de ölüme karşı memnuniyet besleyin. Bedenin hayatı, bedenin ölümü; bunların hepsinin kendi zamanı vardır. Lakin hayatın kendisi zamanın ve mekanın sınırlarının ötesindedir; çünkü hayatın kendisi harikulade bir şekilde ebedidir. Hayatın kesintiye uğraması söz konusu değildir.

Hayat ana caddeden akıp gider. Bir karnaval yürüyüşüdür o. Sonrasında ise beden kendisini taşıyan araçtan iner ve hayat partisi Benimle devam eder. Caddeleri olmayan Cennet’te geziniriz; yürüme alanları vardır orada, bunlara uçuş alanları da diyebiliriz elbette; öyle çekici, öyle genişleyen bir yapıdadır ki Cennet; öylesine sınırsızdır. Hayat dahilinde dahi Cennet’in derelerinde tepelerinde yürüyoruz Biz. O denli tabii ki bu.

Cennet’i idrak etmeniz için bedeninizin ölmesi gerekmiyor. Cennet tam şu anda da sizin ayrılmaz bir parçanız. Sizin en can parçanızdır; orada ağırlıksız olduğunuz için parendeler attığınız yerdir Cennet; havalandığınız ve tekrar konduğunuz yerdir o. Cennet’ten başlarsınız. Her gün oradan başlarsınız ve asla ondan ayrılmazsınız; çünkü onunla ayrılmaz bir bütünlük içindesinizdir. Her daim böyledir bu.

Yeryüzündeyken, burada ne yaptığınızdan pek de emin değilsinizdir. Cennet’teyken ne yaptığınızı, neden ve ne zaman yaptığınızı bilirsiniz, tüm ayrıntıları bilirsiniz. Cennet bilincinde yaşam ılık bir esintidir. Dünyadaki harala güreleye ve sizin ona dahlinize rağmen her halükarda Cennet’te ve kendinizden eminsinizdir.

Dünyadaki gezintiniz tali bir durumdur. İki parantez arasındadır o. Hayatınızın esas akışı ise Cennet dahilindedir. Otobüslerden daha ziyade Samanyolu üzerinde yol alırsınız. Ana İstasyon Cennet’tir. Devinimin yada devinimsizliğin gerçekte cereyan ettiği yer orasıdır. Yeryüzünde uykuya dalarsınız. Kestirir ve gerçek hayat denilen rüyalar görürsünüz.

Ahh, lakin Gerçek Hayatın nerede olduğunu biliyoruz Biz; gerçekte hiçbir şey olmazken ve zaman geçmezken, neler olduğunuz biliyoruz Biz. Zamansız, mekansız bir mekandayız. Uçuyoruz, yüzüyoruz ama Cennet’te demirliyiz. Cennet bir Tatil Evi değildir aslında. Bizim Gerçek Evimizdir. Yurdumuz sevgidir, sevgi içindeyiz Biz, sevgide kalır ve asla ondan ayrılmayız. Sevgiye boğulmuş durumda uçarız, hiçliğe, hiçbir yere uçarız fakat her yerde süzülürüz. Sevgi süzülerek uçar. Başka da hiçbir şey mevcut değildir.

Dolanıp dururuz ama dolanmak da yoktur. Hedefi asla ıskalamayız. Her zaman on ikiden vururuz. Tabiidir bu. Üstesinden gelinecek, aşılacak hiçbir şey yoktur dolayısıyla Cennet’teki tüm sevgiye boyun eğeriz. Tüm bu engin sevgiyle kaleler inşa ederiz. Cennet’te pek çok malikane inşa ederiz O denli büyük bir sevgi içindeyiz ki sevginin nerede başlayıp nerede bittiğini bilmeyiz; zaten bir başlangıcı yada nihayeti yoktur da onun; çünkü sevgi daimidir. Sevgiyi tanımlamayız, tarif de etmeyiz; çünkü onun ayrımını yapacak hiçbir şey yoktur ve böylelikle arka arkaya sevgi dalgaları oluruz Biz. Kendisini ileri sürüp geri çeken kutlu bir esinti yada rüzgar gibi bir sevgi, veya kendi kendisini ilahi bir şiirsellikle katlayıp açan, arka arkaya gelen sevgi dalgaları oluruz.

Çeviren: Engin Zeyno Vural