Heaven #3558 Bir şans çöreğinde bile
Heaven #3558 Bir şans çöreğinde bile
Tanrı dedi ki:
Başkalarının ne düşündüğü sizi niye tasalandırıyor ki? Siz kendi düşüncelerinize bakın.
Diğer insanların sizi terbiye etmesi, hale yola getirmesi mi gerekiyor? Olmadığınız bir şekle mi sokmaları gerekiyor sizi. Düşündüğünüz gibi düşünmenizde, hissettiğiniz gibi hissetmenizde, gördüğünüz gibi görmenizde, olduğunuz gibi olmanızda yanlış bir şeyler mi var? Neden habire yüksek bir otoritenin arayışı içindesiniz?
Diğer insanlarla fikir alışverişi içinde bulunarak kendinizi daha iyi anlayabilirsiniz; ancak bu insanların sizin için takip edeceğiniz bir standart oluşturmaları yada üzerinizde üstünlük kurmaları gerekmez. Diğer insanların sizden daha çok şey bildiklerini, sizden daha iyi bildiklerini adınıza karar verme yetkisi tanıyacak denli düşünmeye sevk eden nedir sizi? Pek çok kişinin üzerinizde otorite sahibi olduğunu düşünmeye sizi ne sevk ediyor?
Her zaman en iyisini bildiğinizi kast etmediğimi anlıyorsunuz değil mi? Şimdiye kadar bunun böyle olmadığını gördük zaten. Sırf size ait oldukları için kendi fikirlerinize sıkı sıkıya sahip çıkmakta, sanki hayati organlarınızmış da onlarsız yaşayamazmışsınız gibi onları çok önemli addetmektesiniz. Sıkı sıkıya sahiplenmenize rağmen uzun zaman önce vazgeçseydiniz gayet iyi yapmış olacağınız pek çok fikir ve görüş de var; bunları hala himaye ediyorsunuz, ama bazı konular söz konusu olunca sanki üzerinizde sizin sahip olmadığınız bir güce sahiplermiş gibi başkalarına teslim oluyorsunuz. Pek çok durumda kendinize kulak vermektense arkadaşlarınıza danışıyor, televizyondan ve çeşitli yayınlardan yanıt bekliyorsunuz.
Kendinizi yok sayıyorsunuz siz. Canlarım bazı durumlarda yazı tura atabileceğiniz gibi bazı durumlarda da başkalarına kulak verebilirsiniz ama asla kulak asmamanız gereken kişiler de vardır. Bunun farkında mısınız acaba? Sizinle sürekli hemfikir olan insanlara karşı da biraz kontrollü olun. Onlara kulak vermekte bu kadar aceleci davranmayın. Sizin idrakınıza fazla bir katkıda bulunmayacaktır onlar.
Bazı ülkelerde ebeveynlerin söylediklerine kulak asmamak gibi bir eğilim vardır. Nerede yaşıyor olursanız olun, hangi kültüre dahil olursanız olun ebeveynlerinizin söylediklerine kulak vermenizi, onları dikkate almanızı tavsiye ediyorum size. Dinlemek biat etmek anlamına gelmez. Size altın sunulmuş olabileceği ihtimalini dikkate alarak kulak vermek anlamına gelir. Ya anneniz ve babanız haklıysa ve siz dahil tanıdığınız diğer herkes yanılıyorsa şayet?
Hangi yaşta olursanız olun size söylenenleri kesinkes reddetmeye yada kabul etmeye koşullanmış olarak dinlemeyin. Söyleyen kişiye duyduğunuz itibardan ziyade ne söylendiğini dikkate almak muhtemelen sizin için yeni bir bakış açısıdır.
Farklı açılardan düşünebilir, farklı yolları dikkate alabilirsiniz. İstikamet değiştirebilirsiniz. Avantaj, eski düşüncelerinizi ayıklamanızdan yanadır. Dinlemek bunu yapmanın bir yoludur.
Bunu eğer Ben söylüyorsam inanabilirsiniz. Her yönüyle inanabilirsiniz.
İlk anda gülseniz bile bir şans çöreği vesilesiyle dahi iyi bir tavsiye alabilirsiniz.
Bir reklam panosunda bile size yeni fikirler verecek bir slogan görebilirsiniz.
Her zamanki şekliyle düşünmeye devam etmeniz elbette gerekmiyor. Herkesin fikrini yada düşünce şeklini benimsemeniz de tabii ki gerekmiyor. Karan veren mutlaka ki sizsiniz. Ne yaptığınızı biliyor olabileceğinizi farz edin ya da tam tersini. Hislerinizle hareket etmek kalbinizi dinlediğinizi anlamına gelmez her zaman. Bazen kalbinizden ziyade egonuzla hareket edersiniz; çünkü zaman zaman ego size daha erdemli ve hünerli görünür. Her zaman egonuzla hareket etmezsiniz pek tabii ama yine de ona daha az kulak verebilirsiniz.
Çeviren: Engin Zeyno Vural

