Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

Heaven # 3501 Kendinizle barışın

Heaven#3501 Kendinizle barışın

Beklediğiniz Prens Benim ve her zaman sizinleyim, hep sizinleydim. Sindirella olduğunuzu ve bu nedenle kurtarılmanız gerektiğini düşünüyorsunuz. Öte yandan kendinize, dünyaya ve diğerlerine yönelik bakış açınızdan kesinlikle kurtarılmanız gerekiyor. Dünyaya çok fazla önem atfediyor ve kendinizi yeterince önemsemiyor olabilirsiniz; kendinizi dünyanın nişan tahtası gibi görüyor ve her günün sizi hedeflediğini düşünüyor olabilirsiniz. Eğer her bir okun sizi hedeflediğini hissediyorsanız bu okları kendinize siz davet ediyorsunuzdur. Bir kaleci kendisine yönelen tüm topları yakalamaya çalışır ama sizin tüm oklara hedef olmanız gerekmez.

Bazen de hayatın geldiği noktaya serbestçe düşmesine müsaade etmeniz gerekir. Onu yakalamak geldiği yere geri fırlatma mecburiyetiniz yoktur. Sadece bir “Ah,” deyip yürümeye devam edebilirsiniz.

Dünyayı biliyorum Ben, dünyanın sizin bulunduğunuz noktasını biliyorum, oradaki insanları biliyorum, yanlış anlamalarını, yanlış yorumlarını, size yönelik hedefi şaşan alakalarını yada duygularınızı hepten göz ardı edişlerini, tüm bunların üzerinizde büyük ağırlık yaptığını biliyorum. Masum insanlar mahkum ediliyorlar. Siz de kendinizi dargınlık, kırgınlık zincirleriyle mahkum etmeyin. Böylesi zincirler çok uzundur ve sizi hiç olmak istemediğiniz bir yere bağlarlar.

Hakkınızda iyi şeyler düşünülmesi Benim Arzumdur. Kendiniz hakkında iyi şeyler düşünmeniz Benim Arzumdur. Diğerleri için önem taşımadığınızı hissedebilirsiniz, lakin Benim için çok önemlisiniz. Benim Herşeyimsiniz. Evladımsınız, ama bebeğim değilsiniz; Ben de size bebek muamelesi yapmak, her isteğinizi yerine getirmek yada dünyadan gelecek tüm tırmıklara, çiziklere karşı sizi korumak için burada değilim zaten.

Kendi tepkilerinizden mesulsünüz. Aşırı bir duygusallık içinde olmanız gerekmiyor. Kendinizi mağlup yada galip gibi hissetmeniz gerekmiyor. Bunların hepsi aptalca mevzulardır. Egonun meseleleridir, sizin değil.

Sizin ateşleri söndürmeniz murad ediliyor, onları körüklemeniz değil. Hangi alanda olursa olsun savaş bir zafer yada kazanım getirmez. Kendinizle savaşmayın. Eğer illa ki homurdanmanız gerekiyorsa, “Tanrı’ya emanet ol,” diye mırıldanın. “Tanrı seni kutsasın,” deyin. Bunu söyleyin, inanarak söyleyin. Sizin yapamadığınız şeyleri Ben yapabilirim. Herkesi kutsarım Ben. Kayırdıklarım yoktur, dolayısıyla herkesin gözbebeğim olduğunu söyleyebiliriz. Çekişmeler, çatışmalar istemiyorum Ben. Dost olun. Öpüşün ve barışın. Eğer kaçınılması gereken bir şey varsa da kaçının ondan, kendinizi kurtarın.

Kendinizi acı veren düşüncelerden kurtarın. Düşüncelerinizi değiştirin ki duygularınız da değişsin. İçtiğiniz tüm o vitaminler yerine bazı hoş duyguları da bünyenize almak ihtiyacında olabilirsiniz. Kendinizi iyi hislere teslim edin, bünyenize onları alın ki esenliğinizi arttırasınız; dünyanın esenliğini de böyle çoğaltırsınız zaten.

Şimdi kendinize şöyle söyleyin: “Dünyaya bir kutsamayım ben. Bir savaşçı değilim, şayet bir savaşçıysam da dünyaya barış getiren meleklerin saffındaki bir savaşçıyım ben. Barışa yönelik arzum konusunda çok kararlıyım. Kendi içimdeki, dolayısıyla dünyadaki negativiteyi yok edecek bir kılıç taşıyorum ben. Her yana barış tohumları saçıyorum. Artık negatif düşüncelerden, söylemlerden ve eylemlerden hiçbir keyif almıyor, onlardan çare ummuyorum. İntikam duygusu besleyen biri değilim. Amacım bana yada diğerlerine yönelik olarak yapılmış yanlışları düzeltmek değil. Benim amacım barışı müjdelemek. Bunu yaparak kendimi kutsamış oluyorum. Tanrı’ya hizmet ediyorum, doğruculuk fikrine değil. Tanrı’ya hizmet ediyorum, egoma değil. Tüm kalbimle Tanrı’ya hizmet ediyor, barış getiriyorum ben.”

Çeviren: Engin Zeyno Vural