Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

Heaven #3500 Bize İnanın

Heaven #3500 Bize İnanın

Tanrı dedi ki:

Mutsuzluk dönemleri kendinizi onurlandırmamanızdan kaynak bulur. Öz-değer duygusunun egoyla işbirliği yapmasına gerek yoktur, bunu biliyorsunuz. Kendi değerinize yönelik sağlam bir farkındalığa sahip olduğunuzda zaten egoya ihtiyaç duymazsınız.

Mutsuzluğunuzun gerekçesi her ne olursa olsun, onun kaynağı kendinize yönelik itibar yoksunluğunuzdur. Dünya da sizi buna sevk ediyor olabilir. Dünya için bir önem taşımadığınızı hissediyor olabilirsiniz. Dünyanın size değer vermediğini hissediyor olabilirsiniz. Dünyadaki insanlar size kendinizi küçük hissettirebilir, sevilmediğinizi düşünmenize yol açabilirler. Kalbiniz parçalanır.

Sanki de çocukluğunuzdaki bazı sahneleri hatırlıyor, onları tekrar tekrar yeniden yaşıyorsunuzdur.
Geçmişten gelen bir yürüyen merdivenin üzerindesinizdir ve ondan inemiyorsunuz gibi görünmektedir. Basiretiniz vardır, içgörü ve anlayış sahibisinizdir ama mazinin dramasına da saplanıp kalmışsınızdır. Sadece bir tek senaryo biliyorsunuz gibidir.

Kendinize destek olmanız gerektiğini hissediyor ama bunu nasıl yapacağınızı bilmiyorsunuz. Etrafınızdaki dünyanın vicdanına kalmışsınız gibi geliyor size. Dünya her zaman için hak ettiğiniz şekilde muamele etmiyor size. Göz ardı edilene yada ayaklar altına alınana dek bunu tam olarak anlamıyor da olabilirsiniz.

Ne yazık ki esenliğiniz ve kendinizi iyi hissetmeniz başkalarının kanaatlerine bağlı görünüyor ve bu anlamda işler her zaman yolunda gitmiyor; pek çok kez savunmasız olarak yakalanıyorsunuz.

Masumsunuz ama kendinizi müdafaa ediyorsunuz. Çok büyük beklentileriniz olmasa bu kadar büyük hayal kırıklıklarınız da olmayacak. Diğerlerinden gelecek sevgi taahhütlerinin arayışına giriyorsunuz. Belki de çocukken bundan mahrum kalmıştınız ve şimdi de geçmişten kalan bu açığı başkalarıyla kapatmaya çalışıyorsunuz; lakin tekrar tekrar yüz üstü bırakılıyor, perişan oluyorsunuz. Hayat size anlamsız gelmeye başlıyor, çünkü birileri size kendinizi anlamsız hissettiriyor, size öyle muamele ediyor.

Pek çok alanda ne denli itibar görürseniz görün bazen de herhangi bir yerden aldığınız yara sizi al aşağı edebiliyor. Dünyanın sizi hüsrana uğrattığını tekrar tekrar öğreniyor ve buna siz fırsat veriyorsunuz. Vaat atını sürüyor ve devriliyorsunuz.

Bu döngüyü kırmak zorunda olduğunuzu biliyorsunuz ama o sizi kırıp döküyor.

Kendinizi bir daha asla bir araya getirilemeyecek denli kırık dökük hissediyorsunuz; çünkü dünyanın küçücük bir kısmı saygı ve sevgisini sizden esirgemiş görünüyor. Sizin yerinize kendilerini seviyor onlar. Siz hırpalamak pahasına kendilerini onore ediyorlar ve siz de kalbinizi beslemesi için dünyaya tabii olmak gibi bir suçun sanığı haline geliyorsunuz. Dünyanın tüm yumurtalarını tek bir sepete koyamayacağınızı biliyorsunuz ama kendinizi bunu tekrar tekrar yapmaya çalışırken buluyorsunuz.

Kalbiniz tabii ki kendisini onaracaktır. Bunu her zaman yapar o.

Başkaları kendi menfaatleri açısından davranıyor olabilirler ve bu da size adil gelmez. Lakin bu davranışları kendinizi bu denli incitecek biçimde almanız ve benimsemeniz de adil değildir. Bunu da biliyorsunuz. Fakat yine de kendinizi öylesine yaralı hissediyorsunuz ki.

Bu mesele daha derinlere gidiyor.

Kendinizi ihanete uğramış hissediyorsunuz. Bir şeyler olması gerektiği gibi olmuyor zira.

Artık bir öneminizin olmadığını hissediyorsunuz.
Benim için önemli olduğunuzu bilseniz bile bu size yeterli görünmüyor.

Dolayısıyla mevzu gelip Benimle olan ilişkinize dayanıyor. Bu en derin huzursuzluğunuz onunla yada bununla alakalı değil. Bunu henüz idrak etmemiş olabilirsiniz ama huzursuzluğunuz kendinizi Benden ayrı hissetmenizden kaynak buluyor. Benim tarafımdan bir nevi sürgüne tabii tutulmuş, terk edilmiş gibi hissediyorsunuz kendinizi. Sizin için orada bulunmadığımı, yanınızda olmadığımı düşünüyorsunuz.

Hakikatte ise önem verdiğiniz şey şunun yada bunun hakkınızda ne düşündüğü. Asıl önem vermeniz gereken şey ise birlikte nasıl dans ettiğimiz. Mutsuzluğunuzun kilit noktası terk edilme korkunuz.

Bana inanın. Kendinize inanın. Bize inanın.

Çeviren: Engin Zeyno Vural