Heaven #3486 Maziyi aşarak Tanrı’ya hizmet edin
Heaven #3486 Maziyi aşarak Tanrı’ya hizmet edin
Tanrı dedi ki:
Geçmişteki hatalarınızın peşini bırakmanız son derece zaruridir. Ne denli pişmanlık içinde olursanız olun, yaptığınız hata ne denli bilinçsiz yada kasıtlı olursa olsun bunların peşini bırakmak zorundasınız. Aksi takdirde kendinizi geçmişe sıkı sıkıya bağlamış olursunuz. Bunun ne size ne de bir başkasına faydası vardır. Kendinizi kırbaçlayıp durmanın üretken bir tarafı yoktur. Böyle bir yaklaşım söz konusu hatayı iyice yerleştirir. Hatalarınıza “defol” deyin.
Yaptığınız yada yapmadığınız bir şeyden dolayı mutlaka cezalandırılmanız gerekiyorsa eğer, zaten yeterince ceza çekmiş bulunuyorsunuz. O köşede tek ayak üzerinde tutmayın artık kendinizi. Bunun bir anlamı yok. Siz bir şeyler öğrenmiş bir kimsesiniz. O hatayı yapanla ondan pişmanlık duyan aynı kişi değiller artık. Hatanızdan dolayı bir kez pişmanlık duyun ve onun peşini bırakın.
Geçmişin peşini bırakmak zorundasınız. Kendinizi ondan özgür kılmak zorundasınız. Geçmişi ve içerdiği hataları Benim hatırım için bırakın artık.
Şimdiye kadar kendinize karşı son derece acımasız olduğunuz doğru değil mi? Size yalvarıyorum, o suçluluk duygusunu bırakın artık. Sizi tenzih ediyorum Ben. Tüm bunların bedelini ödediniz, ceremesini çektiniz zaten. O hatayı bir daha yapmayacaksınız. Bu yeterince iyi değil mi?
Dövünmek, sinenizi yumruklamak, kalbinizi tekrar tekrar bıçaklamak niye? Bunun ne yararı var?
Bir hatayı damga gibi yüreğinize her basışınızda onu daha da derinleştiriyor, adeta kalıbını çıkarıyorsunuz; onu silmek ise çok daha hayırlıdır halbuki. Söylediklerimdeki insancıllığı ve uygulanabilirliği anlıyor musunuz acaba? Hatanızı himaye etmeyin. Onu taşımayın. Tekrar tekrar beslemeyin. Serbest bırakın, özgür kılın.
Bu konuda bir mazeretiniz, bahaneniz olamaz; hataların peşini bırakmak zorundasınız. Daha önce bulunduğunuz noktadan ileride olduğunuz için tebrik edin şimdi kendinizi. Gerçekleştirmiş olduğunuz bu gelişim ve ilerleme için memnuniyet duyamaz mısınız?
Sizi tebrik ediyorum Ben. Şimdi daha gelişmiş bir bakış açısına ve vizyona sahip olduğunuz için sizi tebrik ediyorum. O hatayı artık yapmadığınız için sizi tebrik ediyorum. Aynı çukura bir kez daha düşmeyeceksiniz. Yürüyün, ilerleyin şimdi ve kendinize pırıl pırıl yeni bir çift ayakkabı alın. Kendinizi ödüllendirin.
Bir hatadan mezun oldunuz, diplomanızı aldınız. Daha önce cehalet içindeydiniz şimdi ise daha bilgili ve akıllısınız.
Dünyada kusursuz olmanız gerekmiyor. İnsan dünyasında ilahi bir şekilde nasıl yaşanır bunu öğrenmek için buradasınız. Bu her zaman için kolay değildir fakat canlarım, kendinize ekstra zorluk da çıkarmayın. Bunun bir faydası yoktur; ne size ne de bir başkasına.
Bir merdivenin üstteki basamaklarına ulaştıysanız, oradasınızdır artık. Yukarıya doğru ilerleyin, aşağı değil. Daha iyi, daha hayırlı şeyleri düşünün; pişmanlıklarınızı değil.
Bir köşede oturup tırnaklarınızı yemeniz, kendinizi kırbaçlamanız pişmanlık ve acı duymanız nasıl, ama nasıl dünyaya hizmet edebilir ki? Etmez elbette. Dünyaya acı verir bu. Dünyayı neden kutsamayasınız ki? Deyin öyleyse:
“Bir hata yaptım. Bundan dolayı üzgünüm, çok üzgünüm. Şimdi ise bu hatamı Dünya üzerinden siliyorum. Bundan böyle pişmanlıklarımla dünyaya ızdırap vermeyeceğim. Bu ağır yükü kendi sırtımdan ve dünyanın üzerinden kaldırıyorum artık. O canavarı mağlup ettim. Onun devri sona erdi artık. Şimdi Dünya üzerinde ileriye gidecek, geçmişimin tüm canavarlarını sonsuza dek ortadan kaldıracak, kendim ve tüm dünya için tertemiz bir oyun alanı oluşturacağım.”
"Bir zamanlar yaramazlıklar yapmıştım. Şimdi bunların çok ilerisindeyim. Geçmişimin canavarlarını onları görebileceğim bir kafeste tutmuyorum artık. Ölü hayvanların içini doldurmakla meşgul bir zanaatkar değilim ben. Hayatı yaşıyor ve Tanrı’ya hizmet ediyorum, geçmişime değil. Bu da yeterince hayırlıdır.”
Çeviren: Engin Zeyno Vural

