Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

CENNET#1998 ADINIZ OKUNUYOR Nisan 26, 2006

CENNET#1998 Adınız Okunuyor Nisan 26, 2006

Tanrı dedi ki:

Yüreğinizi ve gözlerinizi Cennete doğru kaldırın. Yukarıya bakın. Muazzam bir eşikte durmaktasınız ve şimdi daha da yüksekleri göreceksiniz. Çalılıkların ardını göreceksiniz. Kudretin, gücün ufkunu göreceksiniz. Gözleriniz Cennetin üzerindeyken geçeceksiniz eşikten. Yukarıya bakın ve Cennetin yüceliklerini davet edin kendinize. Deyin ki Cennete “Buradayım.” Duyurun kendinizi Cennete. Beklenmektesiniz.

Hiç bir şekilde davetsiz değilsiniz Cennet’te. Dünyada dahi böyle olabilirsiniz belki, lakin Cennette değil. Ayaklarınız Yeryüzünde olabilir ancak adınız Cennet’te yazılıdır. Adınız sevginin kitabına yazılıdır ve üzerinde olduğunuz bu sayfaya açılmaktadır o. Görüyor musunuz şimdi onu?

Kendi rezervasyonunuzu yapmıştınız. Ve şimdi okunmaktadır adınız. Masanız hazır. Kendinize bir şölen verin Cennette. Görüyor musunuz isminizin yazılı olduğu kartı? Gelin, Benim yanıma oturun burada.

Bir restorandayken, isminiz okunduğunda cevap verirsiniz. “Buradayım” diye. Ve takip edersiniz sizi masanıza götüren şefi. Sizin için hazırlanmıştır o masa. Uzun zaman önce hazırlanmıştır sizin için.

Bir restorandayken isminiz çağrıldığında ayağa kalkarsınız. Birinin siz kucaklayıp taşıması için beklemezsiniz. Yeterlidir isminizin okunması. Tereddüt etmezsiniz. Onaylanmak için beklemezsiniz. Onay verecek olan sadece sizsinizdir. Başka kimseyi bekelemezsiniz. Ayağa kalkın adınız okunduğunda.

Şimdi çağırıyorum adınızı. Okumaktayım tam adınızı. Beklemekteyim sizin için. Duymanız için beklemekteyim sizi. Ayaklarımla yeri tıkırdatmıyorum. Eğer gerekirse ebediyyen bekleyeceğim sizi. Geleceğinizi biliyorum. Emin olmayan sizsiniz. Tereddüt eden sizin adımlarınız. Kendini ayakları çıplak bir yetim gibi hisseden sizsiniz. Şekerci vitrininin dışında hisseden sizsiniz kendinizi. Aldatıldığından korkarak, her şeyin bir oyundan ibaret olmasından korkarak sarayın kapısında tereddüt geçiren sizsiniz. Tüm bunların tamamen dışında olduğunuz fikri oyundur, sevdiklerim. Adınız neredeyse siz de oradasınız. Adınız nerede çağrılıyorsa siz oradasınız. Cennet neredeyse siz oradasınız.

Layık olmadığınız hissi uzakta tutmaktaydı sizi. Sadece bu; kendinizi kabul edip izin verdiğiniz anda Cennetin tamamı sizin olacaktır. Daha ne kadar onaya ihtiyacınız var? Kaç davete? Ne vakit duyacaksınız isminizi ve ne vakit doğrulacaksınız yerinizden? Nedir gerçekten bu beklediğiniz? Bir borazan belki de? Peki öyleyse, duyuracağım bir borazanın sesini. Sizi selamlayan borazanın sesini duyurduğumda Cennet’in bekleme odasında ne tutabilir ki artık sizi?

Bundan daha fazla hüsn-ü kabul gösterebilir miyim size? Belki de bir el arabası ile sizi içeri taşımamdan hoşnut olurdunuz? Etrafında sizden işaret bekleyen meleklerin durduğu. Perdeler yoktur Cennet’te iki tarafa doğru açılacak lakin eğer istiyorsanız hayali perdeleri iki yana doğru açacaktır melekler. O zaman girecek misiniz Cennet’ten içeri öyleyse? Kendinize hangi işareti vermeniz gerekiyor ki kabul edebilesiniz kendinizi Cennet’e. Bir zil belki de? Bir zil duymak istiyorsunuz. Yüzbinlerce zili çalacaklar melekler, Cennet’e girmeniz için sizi teşvik etmek üzere hepsi birden çalacak onların.

Nedir öyleyse geride tutan şimdi sizi? Hangi engel vardır ortada? Kaç tane engel vardır? Yüze kadar saysanız bile, şimdi Cennet’e yükselmenize bir tek engel bile yoktur, bilincinizin Cennet’e yükselmesine engel yoktur, Cenneti kabul etmenize engel yoktur. Hangi engel, burada mevcut olmanıza yönelik duyduğum arzuyu ortadan kaldırabilir ki? Neden, sevdiklerim; geri çevirmek istersiniz Benden gelen bir şeyi?

Çeviren: Engin Zeyno Vural