Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

CENNET#1968 YASAMIN ARMAGANI Mart 26, 2006

CENNET#1968 Yaşamın Armağanı Mart 26, 2006

Tanrı dedi ki:

Hayaller gerçekleşir. Benim gerçekleşen hayalimden başka bir şey olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Bu sizin de hayalinizdi aynı zamanda. Benim hayalimi gerçekleştirmek için hevesle öne çıkmıştınız. Size teşekkür ederim aziz canlarım, sadece elinizden geldiğince hizmet etmek için Yeryüzünde doğmuş olmanızdan dolayı.

Boşa zaman harcamak için burada değilsiniz. Diyorsunuz ki: “Yaşam bundan daha fazlası olmalı”. Elbetteki, elbetteki öyle. Şu anda süregitmekte olan pek çok farklı boyut mevcut. Yeryüzündeki yaşamınız tahayyül ettiğinizden çok daha zengin.

Yaşamınız Benim kendime vermiş olduğum, vermeye de devam ettiğim muazzam bir armağandır; bu nedenle sizi yakından takip ederim, mesafeli bir gözetmen gibi değil lakin yaptığı işi beğenen ve ona bakmaktan keyif alan ve aslında gözlerini asla ondan alamayan bir sanatçı gibi.

Sizi Ben yarattım, evet, dahası siz de içtenlikle kabul ettiniz Benim hilkatımı ve içindeki yerinizi. Nezaketle kabul ettiniz hepsini. Uygun gördünüz Benim vizyonumu tamamlamayı. Sevdiklerim, yaradılışı bir kayaymışcasına itekleyen sizsiniz şimdi. Onu tepelerden aşağı ve yukarı yuvarlayan.

Yaradılışın bu kutsal kayasından heykeller yontmaktasınız. Sahiller için kumlar kazıdınız. Dağları şekillendirdiniz. Okyanus sularına hareket verdiniz, akıntıları ve dalgaları meydana getirdiniz. Sabanlarla sürdünüz, tohumlar için oluklar açtınız toprakta.

Sizden alnınıza da oluklar açıp oraya kaygılar, tasalar ekmenizi istemedim. Yapmanız için sizi tayin ettiğim şey size muazzam bir keyif verecek ve kendinizi Yeryüzü gezegeninde bir neşe, bir sevinç sanatkarı olarak bulacaktınız. Siz benim kalbimdeki sevinçsiniz. Neden sizin de yüreğinizde sevinç olmasın? Amacınız tam da sevincin sanatkarı ile aynı kategoridedir.

Size Benim sevincimi mükemmelen pay ettim. Kendinde kusur bulan sizsiniz. Benim bu en muazzam hilkatımı eleştiriyor, kusurlar buluyorsunuz onda. Sizi kendi ellerimle yoğurup şekillendirmişken nasıl kusurlu ve noksan olabilirsiniz? Benim yüreğimdeyken baktım size ve hissetettiğim güzelliği kopyaladım. İnsan gözünün göremediği güzellikleri görüyorum Ben. Sizi Benim vizyonuma yakınlaştırıp aşina klılıyor ve kendinizinkinden de yavaş yavaş vaz geçiriyorum. Benim vizyonumu kendinizinki kılmanızı istiyorum sizden. Sizden açmanızı istiyorum gözlerinizi ve yüreğinizi; gördükleriniz yüreğiniz vesilesiyle olduğundan. Sevginin gözlerine sahiptir kalbiniz. Gözlerinizin henüz göremediğini görebilir yüreğiniz. Görür o. Sadece kuşku duymaktaydınız kalbinizden. Çok da fazla başvurmamıştınız ona. Sizinle konuşmasını isteyin ondan. Yüreğinizden duyacağınız bu ses pek tatlı olacaktır. Sizi bala batıracaktır neredeyse. Bir düşünün yüreğinizin tatlılığının sizi nasıl da yıkayacağını kendinde.

Minnet duyun kalbinize. Sizin için konuşur o. Azıcık bir şey ister sizden; onu sadece tanımanızı, onu sadece samimiyetle yakından tanımanızı ve bu yakınlığı evinizin çatısından ya da her nerede duruyorsanız yaymanızı oradan.

Çok derunidir, çok içtendir Birlik. O denli içtendir ki tüm bir yaradılışı sarmalar. Bundan yoksun hiç bir kısım yoktur. Salt Birlik. Sadece Birlik. Bütünüyle Birlik. Sevdiklerim, Benim yüreğimin Birliğisiniz sizler.

Benimkine denk olan Tanrısallığınızdan ne alıkoyabilir ki Dünyada sizi? Benim yüreğimin dışında kalamazsınız. Biliyorum nerede olduğunuzu ve biliyorum kim olduğunuzu. Bilmeyen sizsiniz. Sanırım artık bu sizin de bilme zamanınız. Benimle mutabık kalacak mısınız bu hususta? Nasıl kalmayabilirsiniz ki? Benim sizi sevdiğim denli sevmeyecek misiniz kendinizi? Tüm kalbimle seviyorum sizi. Sizden de aynı şekilde sevmenizi istiyorum kendinizi. Bunu yaptığınız vakit, sayısız renkler saçacaksınız dünya üzerindeki o parşömene ve Beni ifşa ediyor olacaksınız, zahmetsizce.

Çeviren: Engin Zeyno Vural