CENNET#1978 Her Şey Önceden Ekildiğinde Nisan 22, 2006

Tanrı dedi ki:

Ne zaman içinize doğarsa muhteşem bir şeyin olacağı hissi, bilin Beni dinlemekte olduğunuzu. Şayet bir düşünce ya da bir arzu ise bu sahip olduğunuz, Beni dinliyorsunuzdur. Tıpkı dünyanın dönmesi gibi muhteşem bir şey olmaktadır. İyiliğin, güzelliğin size vaki olacağı düşüncesi oluştuğunda sizde, muhteşem bir şeyler olur kalbinize. Bu düşüncenin kendisi iyiliğin vuku bulmasıdır. Bunun fikrini vermek isterdim size.

Şehrinizde bir film gösterime girecektir ve siz de bunu duymuşsunuzdur. Afişine bakmış belki de dikkatinizi pek vermemişsinizdir lakin görmek istediğiniz bir filmin olacağı düşüncesi farkındalığınız dahilindeki yerini almıştır.

En sevdiğiniz mağazaya gidiyorsunuzdur ya da bir kermese, sevdiğiniz bir şeylerin orada olduğu düşüncesiyle hızlanır adımlarınız. Özellikle ne istediğinizi bilmiyor olabilirsiniz lakin onun gördüğünüz anda bilirsiniz aradığınız şeyin o olduğunu.

Ve bu şekilde yaşamda da hızlandırın adımlarınızı. Bir yer vardır gitmeyi isteyip de gitmekte olduğunuz. Yolunuza çıkmakta olan bir şey vardır zaten rastlamak istediğiniz. İyi bir kısmet, iyi bir rastlantı vardır sizi bekleyen, önceden umup sezinlediğiniz. Ona malik olmanız gerektiği için değildir bu, ya da onun size verilmesi gerektiğinden. Zaten üzerinde sizin adınız yazdığı içindir bu. Sadece henüz bilmiyorsunuzdur onun sizi beklediğini.

Ya da çöplerin içine değerli şeylerin gizlendiği bir tür oyun gibidir bu. Her bir değerli şey, bulmanız için dışarda bir yerlere konulmuştur. Oradadır tüm o değerli şeyler. Siz daha sahnede belirmeden önce konulmuştur oraya onlar. Çok kısa bir zamanda birini bulursunuz veya daha fazlasını. Sevdiklerim, siz bulmadan önce de çok uzun zamandır oradadır onlar.

Ya da size bir çiftliğin miras kaldığını farz edin. Her şey önceden ekilmiş olsun. Ne ekildiğini ise bilmiyorsunuz. Bir tahminde bulunmak zorundasınızdır. Ekilen şeyler büyüyüp toprağın üzerinde belirmemiştir henüz ve bir süre sonra ne büyük bir sürpriz olacaktır bu, sizi hayrete düşüren! Zamanla küçük filizleri görmeye başlarsınız. Şöyle bir dolaşırsınız etrafta ve gerçek olduğunu görürsünüz bunun, meşe palamutlarından devasa ağaçların yetiştiğini.

Veya bunun bir bilim-kurgu hikayesi olduğunu farzedin; gerçek anlamda ekip biçmek yerine çiftçinin bazı sebze, meyve veya tahılları düşündüğünü ve bunların da kendiliklerinden toprağa ekildiğini. Toprağa tohumlar attığını hayal etmektedir o, onların büyüyüp yetişmelerini imgelemektedir, kendini de bu mahsulu toplarken. Bu bilim kurgu hikayede mahsulü toplama kısmı hakikidir. Mahsulün ortaya çıkışı ise zihinsel ve duygusal kaynaklıdır. Dilediğiniz her şeyin yetişeceği, her şeyin olup biteceği ve sonra yavaşca oraya yürüyüp meyveleri toplayacağınız düşüncesindeki çoşku ve sevinci tahhayül edin!

Veya iyi bir restoranda oturup menüyü incelediğinizi farz edin. Başlangıçlar, salatalar, mezeler, ana yemekler ve tatlılar vardır. Çok geniş kapsamlı bir menüdür bu. Hiç bir yemek yoktur ki pişirilmiş olup da yer almasın bu menüde ve hatta daha önce hiç adını duymadıklarınız bile! Bu menüyü inceleyerek bir ömür geçirebilirsiniz. Başlamak için bir kaç çeşit ısmarlayın. Dahasını her zaman söyleyebilirsiniz. Sipariş edin ve bekleyin yemeğinizin geleceğini bilerek.

Ya da belki de bir kafeteryadır bu gittiğiniz ya da bir açık büfe. Kendi servisinizi kendiniz yapmanız gerekmektedir. Bir tepsiniz vardır, seçersiniz istediğiniz yemekleri. Eğer isterseniz hepsinden de alabilirsiniz. Gözleriniz bayram yapmaktadır tüm o güzel yiyeceklere bakarken. Keyif almak için onları yemenize bile gerek yoktur hatta. Bir diğerinden bir sonraki yemeğe geçerken sanki onları zaten yemiş gibi olursunuz bazen. Bir sonraki yemek için midenizde yer bırakarak da akıllıca davranırsınız.

Sevdiklerim, hayatın nasıl olduğudur bu. Harekete geçin önceden.

Çeviren: Engin Zeyno Vural