Heavenl #3482 Güneş gibi altın sarısı
Heavenl #3482 Güneş gibi altın sarısı
Tanrı dedi ki:
Yüreğinize sevinç olun, neşe olun. İyi günler de kötü günler de gelip geçerler. Bu yeni bir şey değildir. Zorlukların üstesinden gelmeyi bilmek iyi bir yaklaşımdır. Yüreğinizi hüzün ve üzüntüyle doldurmanız gerekmez.
Bırakın yüreğiniz güneş gibi altın sarısı olsun. Kendinizi karamsar hissettiğiniz günlerde bile güneş parlaktır. Önünde bulutlar olabilir, sizin bulunduğunuz noktadan görünmeyebilir ama yakında yine parlayacaktır o; yine altın sarısı olacaktır. Güneş her zaman ortaya çıkar, üzüntü ise çeker gider. Yön değiştirir ve solup gider. Tüm ışıltısıyla güneş çıkar ortaya.
Umutsuzlukla olan işiniz de artık sona ermiş olabilir; lakin eğer size kuvvetle tutunuyorsa ve onunla olan bağınızı şu an için koparamıyorsanız o halde dışarıda tutun onu. Hangi ruh hali içinde olursanız olun hayata devam edin. Ruh hali, ruh halidir sadece. Size hakim olması gerekmez.
Derin bir umutsuzluk yada üzüntü yaşamamış tek bir insan yoktur dünyada. Eğer iki yana dizilip dayak atan bir grup adamın arasından geçiyorsanız, geçin oradan ve öbür tarafa varın, dışarıya ulaşın. Kasveti, sıkıntıyı hazine addetmeyin, onları kendinizde tutmayın. Dışarı çıkın ve hayatı onlarsız yaşayın. Her halükarda dans edin. Her halükarda şarkı söyleyin. Siz onun farkında olmadan, onu tanımadan umutsuzluk böylesine yapışıp kalamaz size. Umutsuzluğun işi sizi yalnız bırakmak, sizin işiniz ise onu kafaya takmamaktır.
Umutsuzluğunuz, eteğinizin sökülüp sarkan kenarı gibidir. Onu tutturun yeniden. Bütün gün peşinizde sürükleyip durmanız gerekmez ki. Eğer üzüntüye yada umutsuzluğa yönelik bir benzetme olarak alırsak eteğinizin sarkan kenarı düzeltecektir kendisini. Yağmurun gün ışığına dönüşmesi gibi bu çökkünlük hissiniz de değişecektir.
Umutsuzluk sizi pençesine almış gibi gelebilir, fakat o çekip gitmek üzere yola çıkmıştır artık. Onun farkına vardığınız an yola çıkmıştır o. Lakin çekip giderken biraz hadise çıkarma eğiliminde olacaktır; çünkü zerafetle ayrılmayı bilmez o. Kapıdan çıkarken size bir iki sağlam tekme de atabilir.
Izdırabın bir sonu vardır. Bırakın gitsin. Sadece bırakın gitsin o. Izdırapla savaşmanız gerekmez. Onu tutan avuçlarınızı açın sadece. Aslında ızdırap da tıpkı diğerleri gibi gelip geçici bir kapristir. İniş ve çıkışlarınızın olması gerektiği fikrini mi taşıyorsunuz? Kendinizi bir pamuk yığını gibi aşağı yukarı çırpmak hoşunuza mı gidiyor?
Sürekli aynı kalan bir hayatı sürmeniz gerektiğine yönelik bir telkin değildir bu. Mesele iniş çıkışlara ihtiyacınızın olmadığıdır. Hayatta ne olursa olsun iyi olabilirsiniz. Kötü bir ruh hali içinde olduğunuzu hissederken bile iyi bir ruh hali içinde olabilirsiniz. Kendinizi karamsar hissediyorsunuz diye karanlık şeyler giymeniz gerekmez. Karanlık renkli kumaşlarla dikiş dikmeniz gerekmez. Her şeye, her şeye rağmen olumlu ve iyi bir tabiat içinde, hatırşinas bir yapıda olabilirsiniz. Her şeyden öte, iyimser olmaktan başka gerçekten hangi seçeneğiniz vardır?
Depresif olmayı hak ettiğinizi düşünmeyin. Bunu hak etmiyorsunuz. Umutsuzluk yada her ne ad veriyorsanız tüm bunlar bir köşede oturup bozuk ve acı bir yemeği yemek gibidir. Onu yemek zorunda olduğunuzu kim söylüyor ki size? O acılığı bir kenara bırakın. Ne olursa olsun ayağa kalkın. Bir trajedi bile ona kapılıp gitmeniz gereken bir şey değildir. Trajedilerden de sıyrılın, ayağa kalkın. Size bir itibar sağlamaz onlar.
Bazen de ortada hiçbir sebep yokken kendinizi çökkün hissedersiniz. Sanki yer ayaklarınızın altından kayıyor gibidir. Yada uygunsuz bir hareket hatta belli belirsiz bir tavır kalbinizi kırmıştır ve siz de üzüntü veya kızgınlık duymaya karar vermişsinizdir. Umutsuzluğun da depresyonun da öfkenin diğer iki yüzü olduğunu biliyor musunuz acaba? O yataktan kalkın ve harekete geçin, hayata devam edin.
Çeviren: Engin Zeyno Vural

