Heaven #4815 Korkuyu bırakın, güven sahibi olun
Heavenletter #4815 Korkuyu bırakın, güven sahibi olun
Tanrı dedi ki:
Eğer ışığı görmek istiyorsanız ışığın olduğu yere bakın. Yani, dikkatinizin nerede olmasını istiyorsanız onu orada tutun –ışıktan yana- ve karanlığa dikkat vermeyi de bırakın.
Korku karanlık taraftadır. Korkuyu bırakın. Bu, deliduman biri olup çıkın demek değildir. Bu, aklıbaşında ve mantıklı olmak demektir. Korku duyduğunuzda sarsılırsınız. Korkularınızı beraberinize almayın, çünkü bunu yaptığınızda tutuk ve cesaretsiz olur, eyleme geçemezsiniz. Korkuyla oturur kalırsınız. Size, pervasız bir gözüpeklikte olmanızın söylemiyorum Ben. Hayır, cesaret sahibi olmaya cüret etmenizi tavsiye ediyorum. Işıktan yana bakıp karanlığı bir kenara bırakmak bir miktar cesaset ister çünkü.
En azından seçeneğiniz olduğunu bilin. Felç olmuş gibi kala kalmak durumunda değilsiniz. Ne yaparsanız yapın bunu cesaretle yapmanız gerekir. Cesaretin, güven duymakla eş anlamlı olduğunu söylemek dahi olasıdır. Tanrı’yla yol alın siz. Güvenle yol alın.
Bakın, dünyada yaşamak bayağı bir cesaret ister; bilhassa da temel düşünceniz bir zırha ihtiyacınız varmış gibi kendinizi korumanız gerektiğiyse. Eğer hayattaki temel itkiniz emniyetse bu durumda tehlike sahası içinde yürüyorsunuzdur ve tehlike karanlık taraftadır.
Bakın, hayatın sizin için lay lay lom bir cümbüş olmadığını biliyorum. Kurdelelerin sarktığı sırığın etrafında, çiçekler içinde yapılan bir bahar dansı değil her zaman. Ve dünyadayken realite ile muhatap olduğunuzu düşünüyor da olabilirsiniz. Dünya hayatının realitesi ise illüzyon ile muhatap olduğunuzdur.
Eğer üzerinize doğru bir tren geliyorsa, siz de rayların üzerinde duruyorsanız, trenin sizi ezip geçmesinin hiç de bir illüzyon olmadığını söyleyebilirsiniz şimdi. İyi, rayların üzerinde durmayın o zaman. Hiç kimse size rayların üzerinde durmanızı ve trene kafa tutmanızı söylemiyor. Size bir şey açıklamak ya da ispat etmek zorundasınız demiyorum Ben. Diyorum ki korku sizi ürkmüş koyunlar gibi sürü yapar. Diyorum ki sizi kaçınılmaz olarak yaşamaktan alıkoyan, hayatın gerisinde bırakan korkularınızı aşın.
Kim bilir kaç çocuğum kaybetmekten korktuğu için sevgiden korkuyor? Bazen sevgiyi kaybetmekten, hiç sevmeyeceğinizi garantileyecek denli korkuyorsunuz. Diyorum ki korkuları bırakın, çünkü aşk hayatınıza da müdahil oluyor bu durum. Korku elinizi ayağınızı bağlıyor. Belki de maddi varlıklarınızı kaybetmekten korkuyorsunuz. Belki de kaybetme korkusunun sizi nasıl da olduğunuz yerde tuttuğunu daha net görebilirsiniz. Sevginiz, aşkınız, bir şeyiniz olmazsa bunları kaybetmezsiniz de.
Ve sağlığınız olmazsa – sağlık bile yani- şikayet edip yakınacağınız bir şeyler vardır. Ben size kendi şikayetlerinizden korkmanızı ve onlardan vebadan kaçar gibi kaçmanızı söylüyorum. Korku veba gibi bir şeydir. Şikayetler vebanın sizi baş başa bıraktığı döküntü ve kaşıntılardır.
Söylediklerim size ulaşıyor mu? Sizin gerçekçilik falan dediğiniz şey iyi adam kılığına girmiş korkudur. Canlarım, hayata iştirak etmeyecek denli hayatı yaşamaktan korkmak gerçekçilik olabilir mi? Hayatın, ömrün macerası olması murad edilir. Maceranın dahilinde ise eylem vardır, istirahat de vardır. Durup bir dinlenmekte sorun yoktur. Fakat sizin vaadiniz, sözünüz hayata direnmek değil onu yaşamaktı, en azından işi yokuşa sürmemek, bir ortasını bulmaktı. Hayat sizin peşinizden koşmak zorunda değildir.
Belki de hayatın size ulaşması için bekliyorsunuzdur. Peki öyleyse, beklerken hayatın ön tarafına, sizi görebileceği bir yere çıkın. Hayatla buluşabilirsiniz. Eğer ondan saklanıyorduysanız artık bunu yapmayın. Dışarı çıkın oradan. Ortaya çıkın.
Eğer her zaman bir sanatçı olmak istediyseniz ve vasat bir sanatçı olmaktan korktuysanız yine de yapın işlerinizi, resimlerinizi. Kalbinizin peşi sıra gitmekten ve hayallerinizi gerçekleştirmekten kendinizi mahrum etmeyin. Hiç kimse size büyük bir sanatçı olmak zorunda olduğunuzu söylemiyor. Diyorum ki eğer bir şeyler yaratmak istiyorsanız, yaratın o halde. Sevmek istiyorsanız sevin. Gerçekçi olabilir ve resimler, sanat çalışmaları yapabilirsiniz. Sanat çalışmaları yapmak için işinizi bırakmanız da gerekmez. Yapın o resimleri şimdi.
Çeviren: Engin Zeyno Vural