Heaven #3678 Bu anahtarı kullanın
Heaven #3678 Bu anahtarı kullanın
Tanrı dedi ki:
Her şeyden önce başkaları tarafından onaylanmama korkusunu bir tarafa bırakın. Keşke bu onay kıstasları tüm dünyada ortak olsaydı. Ne yazık ki onay vermek konusunda herkesin fikir birliği içinde olması çok zordur. Kabul etmek konusunda herkesin fikir birliği içinde olması çok zordur. Tasvip etmemek çok daha kolaydır ve yaygındır. Son derece sıradan bir durumdur. Yerinde sebepleriniz olduğunda kendinizi onaylayın, beğenin. Bazı şeyleri bir kenara atın, onlara boş verin ama asla kendinize karşı müşfik ve sevgi dolu olmaktan vazgeçmeyin. Sizin onayınızın, beğeninizin bir anlamı vardır. Diğerlerinden gelen onay ve beğeninin ise bir anlamı olabilir de olmayabilir de.
Onaylansanız da onaylanmasanız da gelişiyor ve değişiyorsunuz. Onaylamayanlar iyi niyetli olabilirler; ama dünyada kırmızı bir güle mor bir zambak olması gerektiğini, sarı bir papatyaya mavi yapraklı bir hindiba olması gerektiğini kim söyleyebilir ki? Kimin haddine düşer bu? Kim buna cüret edebilir?
Olmak istediğiniz her şeyi olmayı arzu edin ve bırakın bu gerçekleşsin Diğerleri de kendileriyle ilgili olarak aynı şeyi yapsınlar.
Bir terzi giysileri başkalarına uyacak hale getirebilir. Ama hiç kimse size bir başkasının fikirlerini uyduramaz. Bunun için ellerinden geldiğince uğraşabilirler ama siz sizsinizdir ve bildiğiniz en iyi ve en hızlı şekilde gelişip ilerliyorsunuz. Tıpkı bedeniniz gibi nasıl gelişeceğinizi biliyorsunuz. Size ait olan tekamül yollarına sahipsiniz. Bunlar bir başkasınınkiyle aynı olmak zorunda değiller. Herhangi birininkiyle aynı olmak zorunda değiller.
Kendi içsel yönelimlerinizi takip edebilirsiniz. Bir başkasının size yönelik arzularına istinaden kendinizi şekillendiremezsiniz her zaman. Dünyadaki çoğu insanı memnun etmek çok zordur; çok ama çok zordur.
Sizin diğerlerine bakış açınıza, beğeni ve tasvip yaklaşımınıza gelirsek eğer bu konuda esnek olun. Başkaları sizin vazifeniz değildir. Herkes Benim vazifemdir. Islah etmekten ziyade tasvip edin, onaylayın.
Aynı şey çocuklarınız için de geçerlidir. Çocuklarınızı yetiştirmenin en hayırlı yolu onları onaylamaktır. Her şeyi doğrudan dile getirmek çocuk için her zaman azami faydayı sağlamayabilir. Öyleyse çocuğunuzu ıslah etmek, onu eğitmek üzerinde düşünmekten ziyade onu yüreklendirmenin, göğsünü kabartmanın yolları üzerinde düşünün. Ah, gelişecektir o; daha iyi olacaktır. Çok güzel bir gelişim gösterecektir.
Azarlayıp paylamak, azarlamak ve paylamaktır sadece. Yüreklendirmek ise yüreklendirmektir. İzleyeceği yolu çok fazla söylemeyin çocuğunuza. Gösterin. En iyi niyetli ebeveyn bile tavsiyelerine sınır getirmeli, bu konuda son derece cimri olmalıdır. Çocuğunuz sizi takip edecektir. Size öykünecek, sizi hayata geçirecektir. Yaramazlık yapması için bile ona izin verin. Bunu fark etmeniz gerekmez. Elinden geldiğince fazla ceza yazan bir polis memuru değilsiniz ki. Mümkün olduğunca geriden izleyin, dokunmayın.
Çocuğunuzu, ailenizi, arkadaşlarınızı Benim sizi sevdiğim gibi tüm kalbinizle sevmeniz çok önemlidir. Size ilham vermek Benim arzumdur. Dolayısıyla Ben de sizden herkese ilham vermenizi istiyorum. Kalpleri doldurun. Tüm kalpler arkalarında olduğunuzu bilsinler. Arkalarında olun, sırtlarında değil.
Söylemesi kolay, biliyorum. Lakin bu size verdiğim muazzam bir anahtardır. Cennet Bilincinin kapısını açacaktır o. Hem kalbinize, hem de kalbinizden nice kapılar açacaktır o; burası muhakkak. Öyleyse bu anahtarı kullanın. Başkalarının nasıl olmasını istiyorsanız öyle olun. Kimsede, kendinizde bile kusur bulmayın; sataşıp uğraşmayın.
Kalbinizi ardına kadar açın. Sevgi her zaman için eleştiriden daha iyidir. Eğer eleştirme dürtüsü kendisini baş gösterirse, bir tuzluk gibi onu çok idareli kullanın; belki haftada bir kez, fazla değil. Gerekçeyi siz belirleyin.
Siz bir anahtarsınız. Kapıları açansınız. Diğer kalpleri açacak anahtarsınız. Kalpleri açmak bir kutsamadır. Sevgi ulağı olmak, sevgi mesajları iletmek bir kutsamadır. Kalbinizin derinliklerinden sevin. Kalbinizin anahtarını çevirin şimdi.
Çeviren: Engin Zeyno Vural

