Heaven #3665 Sevgiye Yer Açın
Heaven #3665 Sevgiye Yer Açın
Tanrı dedi ki:
Tamam, hoşunuza giden şeyler hoşunuza gidiyordur, hoşlanmadıklarınız da hoşunuza gitmiyordur. Burası yeterince açık. Lakin önemli olan hoşunuza giden şeylerdir. Hoşlanmadıklarınızı ise boş verin gitsin. Siz devam edin. Eskileri boş verin, bırakın. Bunları taşımayın. Hoşunuza gitmeyen şeylere yönelik olarak gözünüzü dört açıp tetikte olmayın, onlara dikkat sarf etmeyin. Hayat açısından, hoşunuza gitmeyen şeylerin bir önemi yoktur. Hoşunuza gitmeyen şeyler hoşunuza gitmeyen şeylerdir sadece. Şikayet edip yakınmayın. Gerçekten hoşunuza giden şeylere yönelin siz.
Kendi sorunlarınızın ya da bir başkasının sorunlarının ağına düşmeyin, bunlara saplanıp kalmayın. Bunun gayesi ne ola ki? Teselli etmek, acımak, acınmak mı? Duygusallık mı? Dedikodu mu? Dertlerden konuşmak sizi önemli mi kılıyor? Dertlerden, sıkıntılardan bahsetmek sizi bir yıldız mı yapıyor? Bir prima-donna haline mi getiriyor? Sizinki veya bir başkasınınki olsun; dertlerden, sıkıntılardan konuşmanın bir şekilde sizi akıllı ya da güçlü kıldığını mı düşünüyorsunuz? Yoksa böyle yapmak sizi zayıflatıyor mu acaba?
Hoşunuza gitmeyen şeylerin tüm dikkatinize gereksinimi yoktur. Onlardan uzaklaşın. Hiçbir şeye karşı üstün olmak, tepeden bakmak zorunda değilsiniz. Öz-değer duygusundan pek ala yoksun da olabilen sizler, buna rağmen kendinizi başkalarına karşı daha üstün veya daha izanlı hissediyorsunuz. Daha olumsuz olarak gördüğünüz şeyler karşısında ağzınız sulanıyor.
Örneğin ayağınıza tırmanan bir karıncaya karşı üstünlük duyuyorsunuz; ama siz gerçekten siz misiniz acaba? Siz ve o karınca Benim hükmüme istinaden buradasınız; karınca, karıncalar ne yaparsa onu, siz de insanlar ne yaparsa onu yapıyorsunuz. Karıncalar azimlidir, çok çalışır ve biri birlerine yardım ederler. Karıncaların ve her sabah güzel şarkılar söyleyen kuşların sizin ve dünyanın hayatında nasıl bir rol oynadığını, nasıl bir amaca hizmet ettiğini tasavvur dahi edemezsiniz. Neden siz de böyle olmayasınız ki? Neden böyle olmayasınız?
Hoşunuza gidecek ve değer vereceğiniz daha çok şey bulun. Bunu bugün yapın. Size hizmet eden, fayda sağlayan ama sanki de ilginizi hak etmiyorlarmışçasına hakir gördüğünüz tüm o ufak tefek şeyleri bir düşünün. Onlara değer vermeyi bir dakika olsun düşünmemiştiniz. Şimdi değer verin onlara. Ayağınızın altındaki zemine. Üzerinde yürüdüğünüz toprağa. Üzerinizdeki gökyüzüne. Yer değiştiren bir gölgeye. Gün ışığına. Bir kahkahaya. Hoşunuza giden şeylere önem verin. Hoşunuza gitmeyen şeylere de önem vermeyin.
Size sevgiyi işaret ediyorum Ben. Dökülen yaprakları sevin. Çam ağaçlarını sevin. Havayı sevin. Soğuğu da sıcağı da sevin, bunların ikisi de size hizmet eder. Büyüyen gelişen şeyler sizinle birlikte soluk alıp verirler. Aynı Tanrı sizi ve tüm o büyüyen, gelişen varlıkları sever. Neleri sevgi olarak adlandırsak acaba? Gelin itibar ettiğiniz, takdir duyduğunuz, yapmaya can attığınız, onlar için Bana teşekkür ettiğiniz, değer verdiğiniz şeylere sevgi diyelim. Öyleyse çok değer verin. Daha çok değer verin. Daha çok beğeni duyun. Daha çok saygı duyun. Ne kadar çok takdir ederseniz o kadar çok seversiniz. Kendinizi de daha çok seversiniz.
Hoşnutsuzluk, tatminsizlik size bağlı bir şeydir. Böylesi duygularınızı dışarıdaki binlerce şeye yükleseniz de hoşnutsuzluk duygusu yine size yönelir. Dış dünya sizden hoşnutsuzluk talebinde değildir. Sanki bu tavır kraliçelere özgü bir yaklaşımmış gibi hoşnutsuzluğu siz kendi kendinizden talep edersiniz. Halbuki hiç de öyle değildir, bilakis tam aksidir. Kraliçelere yaraşır diyebileceğimiz bir tutum naziktir, merhametli ve inayetlidir; Ben de sizden dünyaya ve onda yaşayan her şeye karşı böyle olmanızı istiyorum işte. Nazik olun, merhametli olun. Yapıcı bir tutum içinde olun. Böyle olun ki içgörünüz gelişsin. Yaptığınız her şeyden hoşnutluk duymaya başlayın. Kendinize değer vermeye başlayın. Benim kitabımda değersiz, önemsiz hiçbir şey yoktur. Her şeye sevgi duyarım Ben. Severim. Sevgi Benim Varoluş Halimdir. Benim Varoluş Halimi benimseyin. Sevgi… Yüreğinizin derinliklerinden ne kadar çok sevginin çağladığını görün. Çöpü dışarı koyun. İçeri sevgiyi alın. Sevgiye yer açın.
Çeviren: Engin Zeyno Vural

