Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

Heaven #3598 Koşulları aşın, onların üzerinden yükselin

Heaven #3598 Koşulları aşın, onların üzerinden yükselin

Tanrı dedi ki:

Suçluluk duygusunun yüksek bir vibrasyon olmadığını unutmayın. Suçluluk hissi içinde olmak erdemli bir tutum değildir.

Siz yemekleri bolluk içinde tüketirken başkalarının açlık çekiyor olması yüreğinizi sızlatır. Burada bir çelişki vardır ama size düşen yediklerinizi sindirmektir. Hazımsızlık çekerken yada yüreğiniz suçluluk duygusu içindeyken bir başkasına yardım etmiş olmazsınız. Suçluluk duygusunun kendisi bir nevi hazımsızlıktır.

Para sizin bilinciniz değildir. Para tedavi yolu değildir lakin bilinç öyledir. Suçluluk duygusunu parayla dindiremezsiniz. Onu tazmin edemezsiniz.

Yeryüzündeki herkes refahı hak etmektedir, fakat mevcut durumda herkes buna sahip değildir.

İnsanlar sorarlar: “Tanrı nasıl olur da bazılarını aç bırakırken bazılarına da bol bol yemek veriyor? Burada bir dengesizlik var?”

Evet dünyada bir dengesizlik vardır.

Yanlışları ise sadece bilinç düzeltebilir.

Evet, olanların olmayanlara yardım etmesi gerekmektedir; ama bu yardım geçici bir çözümdür. Hollanda’daki bir çocuk sele karşı bir süreliğine bent teşkil edebilir ancak bu geçici bir tedbirdir; tıpkı yoksulları doyurmanın geçici bir çözüm yolu olması gibi.

Burada Beni iyi dinleyin. Doğuştan gelen şartlar tesadüf değildir. Tüm koşullar büyüyüp gelişmek için bir zemindir. Refah içindeki biri açlık çeken birinden elbette ki daha varlıklı görünür. Eğer rahat ve refah içindeki koşullarda doğmuşsanız buradan yükselmeniz gerekir. Eğer yoksul olarak doğmuşsanız da yine bu koşullardan yükselmeniz, gelişmeniz gerekir. Dünyaya gelen her insanın kendisini içinde bulunduğu koşullardan yükselmesi, bunları aşması ve gelişmesi gerekir.

Birisi kızgın bir çölün ortasındayken “Su bulmak zorundasın,” demek hiç de kolay değildir ama herkes kendisi için su bulmak zorundadır. Bir çölün ortasındaysanız ve bir matara suyunuz varsa eğer tabii ki onu paylaşırsınız. Suyunuzu paylaşırsınız ama bu suyla karşınızdakini kendinize bağımlı kılmaya çalışmazsınız.

Eğer çölde susuz kalmış bir insansanız, başkalarının yardımınıza gelmesi gerektiğine inanırken, en yoğun şekliyle bu beklentiyi taşırken kendiniz için nasıl su bulabilirsiniz ki? Herkesin kardeş olduğu ve biri birlerine yardım etmesi gerektiği doğrudur ama her insan kendisine de yardım etmelidir.

Eğer susadıysanız ve birinin yardımınıza gelmesinden başka bir çözüm yolu göremiyorsanız imkanlarınıza, önünüzdeki olasılıklara sınır getiriyorsunuz demektir. Eğer bir başka yol olmadığından bu kadar eminseniz bunu böyle yapan sizsinizdir.

Bir zamanlar uçaklar yoktu. Onlara kimse inanmıyordu. Uçaklar imal edilmeden önce –Benim duyduğuma göre- insanların uçabileceği fikrine iki erkek kardeşin inanması ve bu yönde çalışması gerekmişti ve uçaklar böylece ortaya çıkmıştı.

İnanç çok önemlidir. Eğer suyun size bir başkası vasıtasıyla geleceğine inanıyorsanız kendi kendinize nasıl su bulabilirsiniz?

İnanan bir insan için her şeyin mümkün olduğu söylenir. İnanmayan bir insan için de her şey mümkündür; her şey mümkündür ama bu insan kendisini kim bilir nelerden mahrum bırakmaktadır. Burada bilinci Dünyadaki herkesin özgür ve bağımsız olacağı, hiç kimsenin muhtaçlık içinde bulunmadığı bir noktaya yükseltmekten bahsediyorum Ben. İhtiyaç halinde olmaya inanılmaktadır. Muhtaçlık hali doygunluk ve tatmine giden yolu işaret etmekten başka hangi amaca hizmet edebilir? Muhtaçlık haline ihtiyaç yoktur. Gerekli değildir o. Kaçınılmaz değildir.

Dünyanın “sahiplik ve yeterlilik” fikrini taşıması için “yoksunluk” fikrine sahip olması gerekli değildir. Hayatın bağlantılarına yönelik tüm ifadeler yanlış önermelerdir ve bunların aşılması gerekir.

Cesaretsizlik anlaşılabilir, ancak bunun bir hayat biçimi olması gerekmez. Cesaretsizlik cesaretsizliği besler. Bunun yerine cesaret sahibi olun. Sizi bağlayan ipleri koparın. Kalbinizi kendinize açın. Hiç kimseyi ve hiçbir şeyi suçlamayın. Yükselin.

Çeviren: Engin Zeyno Vural