Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

Heaven #3505 Bilge bir kişi gibi dinleyin

Heaven #3505 Bilge bir insan gibi dinleyin

Sabırlı olmayı öğrenmek sizin düşündüğünüz anlamı taşımak zorunda değildir. Tolerans göstermek anlamına gelmez o. Göz yummak anlamına gelmez. Tırnaklarınızı yememeyi, dişlerinizi gıcırdatmamayı, ayaklarınızla pat pat yere vurmamayı öğrenmeniz anlamına gelmez.

Dünya sizin etrafınızda dönüyorsa sabırlı olmak zordur. Dünya sizin etrafınızda dönmüyorsa şayet o zaman sabırlı olmak zorunda kalmazsınız; çünkü sabırlı olmayı gerektirdiğini düşündüğünüz şeylere odaklanmazsınız.

Sabırsızlık genellikle varsayımları ve peşin hükümleri temel alır.

Fiziksel anlamda yaklaşırsak, kaldırımda yürürken sizin alanınızı işgal ettiklerine kanaat getirip insanları köşelere sıkıştırmazsınız. Kaldırım size ait değildir. Öyle yada böyle fiziksel alanları için insanlara izin verirsiniz. Öte yandan, alan mevhumunun diğer yüzü olan zamanı sahip olduğunuz, üzerinde hakkınız bulunan bir şey olarak görürsünüz. Bunun dahilinde de bir başkasının davranış yada sözlerini kendi zamanınıza yönelik bir saldırı olarak görmeye başlarsınız.

Zamanın sizinle bir alakası yoktur. Zamana sahip değilsiniz.

Diğerlerinin zamanının sizinkinden daha önemli olduğu anlamına gelmez bu. Zamanınız önemlidir. Siz önemlisiniz.

Bir kerede sadece tek bir şeye odaklanabileceğinizi aklınızda tutun. Zamana odaklandığınızda diğer kişinin ne söylediğine, ne söylemeye yada yapmaya çalıştığına dikkatinizi vermiyorsunuz demektir.
Eğer verebileceğiniz sadece beş dakikanız varsa onu verin. O beş dakikayı geçiştirmeyin.

En başından itibaren birilerinin sizi önemsemediği, hafife aldığı hissini taşıyorsanız o insanların size yönelik tavırlarında sabırsızlık gösteriyorsunuz demektir. Olumsuz bir açıdan bakıyor olabileceğinizi de dikkate alın bu durumda.

Kendilerini en iyi şekilde ifade edebilmeleri için insanlara müsaade edin. Tarafsız bir şekilde dinleyin onları ve öyle konuşun. Başkalarının söylediği şeylerin tamamen sizi yansıtması yada hep sizinle ilgili olması gerekmez. Belki de ne düşündüklerini duyabilmek için konuşuyordur onlar. Hayat dahilinde denge sahibi olan bilge bir kişi gibi dinleyin. Zamanı bir armağan olarak verebileceğiniz denli verin insanlara. Bilgece davrandığınızda sabırsızlığa ihtiyacınız yoktur.

Siz Benim canımsınız. Diğer insanlar da. Öyleyse dikkatinizi Benim canlarıma verin. Dikkatiniz zamandan ziyade onların üzerinde olsun.

Zaman olgusunu göz önünde bulundurmak zorunda olduğunuzu biliyorum. Lakin dinlemek -sabırsızlığa kıyasla- zamanı kullanmak için çok daha iyi bir yoldur.

Bırakın diğerleri de kendi ritimleri içinde olsun. Bu size uymayabilir ama genel ahenk içinde onların kendi ritimlerinin de bir yeri vardır. Eğer birisine beş dakika veriyorsanız bu zamanı ayırın, o hakkı tanıyın.

Birisine kurabiye ikram ettiğinizde o kurabiyeleri verirsiniz. Onlara yönelik iyelik durumunuzu bertaraf edersiniz. Artık o kurabiyeler yemesi için kaşınızdaki kişinindir. Zaman da diğerlerine ikram ettiğiniz kurabiyeler gibi olsun.

Diyelim ki birisiyle randevunuz var. Bu resmi bir görüşme olmayabilir fakat o kişiyle buluşacaksınız. O kişiyi de kendinizi de telaşa düşürmeyin.

Sabırsızlığın, zaman geçirmek için oldukça kötü bir yol olduğunu kabul edin. Gerçekte ne için telaş ediyorsunuz ki? Günün bitivermesini mi istiyorsunuz? Yatağınızı uyumadan önce yapmak böylelikle sabah kalktığınızda onu yeniden düzeltmek zorunda kalmamak mı istiyorsunuz gerçekten?

Bu durumda size sormam gerekiyor: Zamana ve onu bir an önce harcamaya yönelik bu ısrarınız neyin nesidir acaba? Yanıt vermekte acele etmeyin. Bekliyorum Ben.

Çeviren: Engin Zeyno Vural