Heaven #3434 Dünyada yada Yıldızlarda
Heaven #3434 Dünyada yada Yıldızlarda
Tanrı dedi ki:
Ölüm düşüncesi yaşam üzerinde hakimiyet kurmuş görünüyor. Düşüncelerden bir süre için kaçılabilir, ancak ölüm düşüncesi geri dönüp hayatınızdaki başrolü kapar yeniden. Başınızın üzerinde sallanıp duran bu kılıçtan uzaklaşmak zordur sizin için. Ne tarafa dönseniz ölüm düşüncesi oradadır. Ölümün kendisi uzakta olsa bile düşüncesi yanı başınızdadır.
“…eğer uykumda ölürsem,” diye dualarda bile vardır o
Sizi kapmak için bekleyen gözü kara bir hayalet gibi görülür ölüm. Azrail peşinizdedir. Her taraftan sizi kuşatmış kapmak için beklemektedir.
Canlarım ölüm yada ölüm dediğiniz şey, üzerine düştüğünüz yumuşacık bir minderdir. Benim kollarıma düşersiniz, ki burası her daim olduğunuz yerdir. Bundan korkulur mu? Lakin korkulmaktadır işte.
Doğduğunuz andan itibaren bedeniniz değişir. Bedeniniz zamana tabidir. Siz zamandan muaf olduğunuz halde bedeniniz geçicidir. Konu ebedi ve ezeli özünüz olduğunda saatler mevcut değildir. Bir alarm kurulmaz, bir saat belirlenmez. Huzur sizinledir.
Ölüm bir düşman olmadığında, gitmek istediğiniz yere doğru size refakat eden bir dost olarak bilindiğinde dünya nasıl da değişecektir? Mevcut durumda ise ölüm korkusu olağanüstü büyük bir düşmandır. Bu korku tüm boyutları aşmıştır.
Zamansızlığın sükunetini hissedebilseydiniz ölüm göz kırpmak gibi bir şey olarak algılanırdı. Hiçbir olağanüstülüğü olmazdı. Elbette hayata yönelik bir kesinti de olmazdı o. Bir mola gibi dahi algılanmazdı. Mola yada ara vermek aslında Dünya hayatıdır canlarım. Size çok uzun gibi gelen bu dönem bir andır sadece. Yeryüzünü ziyaret eder ve hayatı deneyimlersiniz. Gerçekten var olduğunuz tam farkındalığa geri dönmemeniz kaçınılmazdır.
Ölümden bir dönüşüm olarak bahsedilir lakin asıl dönüşüm Dünya üzerindeki hayatınızdır; indiğiniz geçici bir durak, bir mola yeri, göçebe olduğunuz bir yer ve zamanı geldiğinde üzerinizden çıkaracağınız bir bedene büründüğünüz yerdir burası. Bu zamanın geleceği bellidir, sadece ne vakit olduğunu bilmezsiniz. Öte yandan zaman da mevcut değildir. Fani olduğunuz halde, gelip geçici olmanıza rağmen zaman yoktur. Zamanın ağına düşmüşsünüzdür ama o mevcut değildir, dolayısıyla ağına düşeceğiniz bir şey de yoktur. Fakat siz mevcutsunuz. Sadece Dünyaya yaptığınız bu ziyarete bütünüyle bağımlı hissedersiniz kendinizi.
Mükemmel bir döngü oluşturarak dans edersiniz. Kainat boyunca daireler çizersiniz. Yıldızlara sıçrarsınız. Ayı öpersiniz. Güneşin üzerinde yumurtalar kızartırsınız. Ancak hiçbir yerde değilsinizdir, bu her zaman böyledir. Bulunacağınız hiçbir yer yoktur ama siz bir Varlık, bir Var oluşsunuzdur. Dünyada yada yıldızların üzerinde Var olursunuz. Varoluşun yaşama gücü değişmez. Dünyayı deneyimlersiniz ve bir gün bu deney sona erer. Herkes bir gün artık yere düşer.
Oysa herkesin yükseldiğini, yerden kalktığını söylemek çok daha gerçekçi olacaktır. Yaşama döndürülmeniz gereken bir ölüm mevcut değildir sizin için.
Karlar düşer. Karlar kalkar. Yağan o karlar bile geldiği gökyüzüne geri döner.
Aşağısı ve yukarısı da genel olarak hemfikir olunan yanılsamalardır aslında. Dik durduğunuzu düşünürken baş aşağı da duruyor olabilirsiniz pek ala.
Ne biliyorsunuz ki canlarım? Ölümün var olduğunu biliyorsunuz. Bedenlerin Azraile yenilerek yere düştükleri için ölümün mevcut olması gerektiğini düşünüyorsunuz. Bedenler faaliyetlerini durdurmaktadır. Cansız bir hale gelmektedir onlar. Fakat size canlarım, size asla böyle olmaz. Asla uyumazsınız. Her daim uyanıksınız ve Benim yüreğimin derinliklerinden başka bir yerde değilsiniz, asla. Benimle birliktesiniz. Cennetin yüreğindesiniz. Derin bir sevgisiniz, çok büyük bir aşk içindesiniz, en derin haliyle, tarifi mümkün olmayacak bir şekilde Benimsiniz; başka bir şey değil.
Dünyanın daha çok keyfini çıkarın çünkü buradaki seyahatiniz geçici. Bedeninizden ayrılma zamanı geldiğinde ise –ki buna ölüm diyorsunuz- bunun da keyfini çıkarın zira gerçekte değişen sadece manzaradır, öyle değil mi?
Çeviren: Engin Zeyno Vural

