Heaven #3431 Kendinizin çocuğusunuz
Heaven #3431 Kendinizin çocuğusunuz
Tanrı dedi ki:
Siz kendinizin çocuğusunuz. Kendinizi besleyin. Kendinizi cömertçe büyütüp yetiştirin. Hayatta hangi lütuflardan, hangi güzelliklerden mahrum edildiğinizi düşünüyorsanız onları kendinize şimdi siz bahşedin. Kendinize hangi iyilikleri bahşedebilirsiniz, onları verin. Bahşedemeyeceğiniz hangi iyilik olabilir? Hangisini kendinize veremezsiniz ki?
Artık kendi kendinizi yetiştirip büyütüyorsunuz. Artık kendi değerinizi küçümseyip kendinizi kıyasıya eleştirmiyorsunuz. Şimdi kendiniz hakkında olumlu ve iyi düşünmenizi istiyorum sizden, kendinizi cesaretlendirmenizi ve yüceltmenizi istiyorum. Bana jest olarak bunu yapmanızı istiyorum sizden. Dünyadaki tüm yürekleri nasıl yükselteceğinizin yolu budur.
Kendinize karşı bir hayırsever gibi muamele edin. Kendinizi kutsayın. Kendinizi sözlerle ve eylemlerle kutsayın. Bu bencillik değildir. Tam tersidir. Eski düşünce kalıplarının dışına çıkmak bencillik değildir. Serbest bırakmak bencillik değildir. Tutunup kalmak bencilliktir. Sizi arkada bırakan dizginleri elinizden bırakın.
Egonun sizi cesaretlendirdiğini, yüreklendirdiğini düşünebilirsiniz ancak sizi arkalarda, aşağılarda bırakan egodur. Ego sahtekar bir savaşçı, bir keskin nişancı, sırtınızdaki bir bıçaktır. Size değersiz olduğunuzu söyleyen o değersiz egonuzdur sizin. Geceleri kulağınıza değersiz olduğunuzu fısıldayan egonuzdur. Diğerlerinin size inanıp güvenmediği fikriyle size acı çektiren de odur.
Burada sizin egonuzdan bahsediyorum. Size ızdırap çektiren ego kendinizinkidir. Sizin egonuzdur o ve onu siz geliştirmişsinizdir. Konuşması için ona bir kürsü vermişsinizdir, sonra da sizi takatten düşüren egonuzun karşısına geçip onun art niyetli ve saçma konuşmalarını dinlemişsinizdir. Canlarım ego ne söylediğini bilmez. Bu huzur bozan şeyi dinlemeyin artık.
Evet doğru, ego bazen sizi ayağa kaldırır. Peki bunu ne zaman yapar o? Sizi yeniden yere sermesi en kolay olduğu zamanlarda. Ego, sizi yiyecek keskin korkunç dişleri olan kötü bir kurttur.
Gözlerinize perde çeken o kurtvari egonuzun yerine iyi-kalpliliğinizi koyun. Egonuz olduğunuz iyiliği, yaptığınız iyi şeyleri görmekten sizi alıkoyar.
Dünyadaki mevcudiyetiniz bir tesadüf değildir. Birilerine sorun çıkarmak, dert olmak için burada değilsiniz. Kendinize sıkıntı vermek, dert olmak için burada değilsiniz. Kendinizi aşağılara çekmek için burada değilsiniz. Kendinizi yukarılara çıkarmak, yüceltmek için burada bulunuyorsunuz. Önünüz kapatan perdeler olduğunu varsayın. Bu perdeleri kaldırmak zorundasınız. Kendinizi, kendinize göstermek, tamamen ifşa etmek için onları kaldırmak zorundasınız.
Size kendiniz hakkında olumlu, hayırlı ve iyi düşünmenizi söylüyorum Ben. Kendinizi yükseltmenizi, yüceltmenizi söylüyorum. Dik durmanızı, güçlü ve kudretli olmanızı söylüyorum. Neyseniz o olmanızı söylüyorum ve olduğunuz şey muhteşem, olağanüstü bir varlıktır. Bu kez Bana inanıp bunu her daim hatırlayacak mısınız artık?
Sizi Ben seçtim. Sizi Ben yarattım. Sizi harekete geçirdim. Benim hayallerimi gerçekleştirmeniz için seçtim sizi. Benim değerli evladımsınız. Benimsiniz, bunun anlamı ise Benim sizi kendinize verdiğimdir. Sizi bir yabancıya teslim etmedim Ben. Sizi kendinize verdim. Beni ve size yönelik seçimimi şereflendirecek misiniz artık lütfen?
Kendinize ihtimam gösterip değer verecek misiniz? Emin olun ki bir kargo paketi denli değerlisiniz.
Canlarım, sizin üzerinize “Kırılabilir,” damgası vurmuyorum Ben. Kırılabilir bir yapıda değilsiniz. Güçlüsünüz. Kırılmazsınız. Sonsuza dek Benim evladım, çocuğumsunuz. Hiç de yüksek olmayan o Ağaçtan düşen bir kozalaksınız.
Ödünç olarak ebeveynlerinize verilmiştiniz ancak her daim Benimdiniz sizler. Şimdi sizi kendinize vasiyet ediyor, sizi kendinize miras bırakıyorum Ben. Sizden kendinizi sevmenizi ve kendinize iyi bakmanızı istiyorum, çünkü sizi değerli, aziz varlığım; canım sevdiğim olarak Dünyaya gönderdim Ben.
Çeviren: Engin Zeyno Vural

