Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

CENNET#1957 SEVGI ADINA Nisan 2, 2006

CENNET#1957 Sevgi Adına Nisan 2, 2006

Tanrı dedi ki:

Sevgi adı altında insanlığa ve dünyaya hizmet etmiş olursunuz. Sevgi adı altında, vermeniz için sizin kılınmış olan hizmetin inayetine şükranlarınızı sunarsınız. Hizmette bulunmak gurur duymanız için değil lakin müteşekkir olmanız içindir. Bir bahçeden size tebessüm eden bir çiçeği elinize aldığınızda olduğu gibi müteşekkir olursunuz. Ona doğru eğilebildiğiniz için müteşekkir olursunuz. Çiçek kendisini koparmanıza müsaade ederek bir kutsama sunar size ve siz de onu elinize alarak sunarsınız kutsamanızı ona. Takdire şayandır bu mütekabiliyet.

Ve bu durumda sevdiklerim, nedenli hoş bir hizmette bulunursanız bulunun size ihsan edilmiş bir kutsamadır bu. Size ihsan edilen bu kutsamayı kabul etmek için spot ışıklarının altına gelirsiniz ve yüreğiniz de bu vesileyle Toprağa dokunmaktan dolayı müteşekkir olur. Birisinin ayakkabılarını parlatmak için diz çöktüğünüzde En Yüksek Mertebedeki Bana hizmet etmiş olursunuz. Kainata hizmet etmenin bir nevi dua olduğunu bilmiyor musunuz? Ve duanızın da gerçekte şöyle olduğunu:
“Sana hizmet etmeme izin ver Allahım. Yapabildiğim denli sana hizmet etmeme izin ver. Hizmet etme hakkı tanıyarak beni kutsadığın için teşekkür ederim sana. Bana özgür iradeyi ihsan ettiğin için teşekkür ederim sana, böylelikle başkalarının vasıtasıyla sana hizmet ederken de bunu kendi tercihim kılabilirim. Başımı kaldırdığın için teşekkür ederim sana böylelikle görebilirm Senin İradenin önüme serdiği nice gülleri.”

“Bana, görmem için gözler, dolu dolu kılmam için yürekler ihsan ettiğin için teşekkür ederim sana. Bana, eğilebilen bir beden ve ondan alarak verebileceğim bir yürek ihsan ettiğin için teşekkür ederim sana. Cüzdanımdaki bozuk para için teşekkür ederim sana ve başkarına yardım önerebileceğim eller için de. Teşekkür ederim can verdiğin için bana ve çekip çevirdiğin için beni, böylelikle görebilirim Senin çocuklarını Bir olarak, farkına varabilirim onların Senin Kendin olduğunun. Ki aslında ben de Senim, Senin kutsanmış hilkatının aynasına ne denli sık bakarsam bakayım sadece bir yanılsama, sadece bir yanılsama alıkoymaktaydı beni o tatlı bilgiden.”

“Benim aslında Sen olduğum mevhumuna ne denli gevşek tutunduğumun ve Benim hizmet ettiğime, dünyanın en düşük seviyedeki yaratık yakıştırmasını yapma ihtimalinin bir önemi yoktur; bana hizmet edilir ve benim kendimdir bu bana hizmet eden. Sonuç itibariyle Aziz Allahım, benim bilmem için Birliğin Birliğinden daha başka ne olabilir ki, senin ve Benim değil, fakat Sen ve Ben diye isimlendirilen ayrımdan önceki asıl Birlikten başka?”

Sevdiklerim budur sizin duanız. Bu yüreğinizin hakikat olarak bildiğidir. Yüreğinizin ikna vasıtasıyla bildiği değildir bu, çünkü bir yüreğin bildikleri iknanın çok ötesindedir. Yüreğiniz kanaatin ve ispatın ötesinden bilir. Birlikse bambaşka bir alandır. Birliğin gerçekliğinde kaimdir yürek, o Birlik ki ne Ben ne de siz varsınızdır onda. Birlik bilindiğinde siz mevhumu ve Ben mevhumu bir düşünce haline gelirler sadece, bilinmek için asla varolmayan düşünceler haline. Gerçek bilindiğinde kavramlara yer yoktur artık. Bir kavram değildir Gerçek. Gerçekleşme sizin üzerine atıldığınız bir fikirden kaynaklanmaz. Bir düşünce de değildir o aslında. Gerçek, düşüncenin de ötesinde bambaşka bir diyardır.

Bununla beraber, bir dahaki sefere bir hizmette bulunurken sorun kendinize naçizane: Kimdir bu hizmeti veren; Kimdir bu hizmet verilen?

Çeviren: Engin Zeyno Vural