Please read the Guidelines that have been chosen to keep this forum soaring high!

CENNET#1989 IRMAGIN ISILTILARI Nisan 16, 2006

CENNET#1989 Irmağın Işıltıları Nisan 16, 2006

Tanrı dedi ki:

Yeryüzündeki bu göreli yaşam, hiç uğruna koparılan kıyametlerden, çıkarılan tantanalardan başka nedir ki aslında? Bir telaş ve yaygaradır tümü. Irmak akmakta ve birileri de onu durdurmayı, bir yerlerde tutmayı, uzay ve zamanda bir an için onu yakalamayı istemektedir. Lakin bentler yıkılmakta ve akmaktadır ırmak. Bir yerde tutulamaz onlar. Yaşam parmaklarınızın arasından akıp gitmektedir. Boşalıp akmaktadır sizden.

Çoğunlukla hayatı ellerinin arasında tutmaya çalışmaktadır Benim çocuklarım ve mümkünmüşcesine ondan kareler kesip çıkarmakta, onu zamanın ve mekanın içerisine sabitlemek istemektedirler. Sevdiklerim, buna yetecek denli kuvvetli bir tutkal yoktur. Hayatı çivileyerek tutturamazsınız. Hayatı sapından tutamazsınız. Eliniz tam tutmak üzere eriştiğinde, uçup gider o. Hayatın ırmağını seyredebilirsiniz o akarken. Onu izlemek için hareketsiz durabilirsiniz sükunet içinde, lakin yaşam hareketsiz durmayacaktır sizin için. Ve sükunet halindeki, hareketsizlik halindeki sizler rüzgarlarla dahi yarışabileceksiniz. Sanki yaşamın beraberinde kaçıp uzaklaşırken onu yolda keşfediyormuşsunuz gibi görünecektir dışarıdan bu.

Sadece yolunuza devam edebilirsiniz dünya üzerindeyken ve böyleyken de hala hareketsizliğinizi, sükunetinizi koruyup aslında hiç de hareket etmemiş olursunuz.

Yaşam, ki ondan keyif almak üzere buradasınızdır, uzun vadeli bir düşüncedir. Ya da belki de pek çok nota ile kendi kendini ifade edip seslendiren bir flüt gibidir o. Nefesinizi üflersiniz bu flüte doğru ve dans eder parmaklarınız üzerinde. Bu flüt ve bu yaşam sizin ses verdiğiniz enstrümanlardır. Sesiniz sizin çaldığınız bir gitardır? Yumuşacık nağmelerden başka nedir ki gözleriniz? Ve deneyimlediğiniz bu yaşam kendi kendini resimleyişine tanık olduğunuz bir sanat eserinden başka nedir? Ve sizin ellerinizde üzerindedir onun.

Uğruna hayal kırıklığı duyulacak ne vardır yaşamda? Hayattır bu, kendini yaşayan. Tualin tamamı olurken dahi, her yana sizin elinizle yayılan pek çok, pek çok renksiniz aynı zamanda ve de gözünüzün ucuyla bakışlarını yakaladığınız ve lakin gerçekten bunu deneyimleyip deneyimlemediğinizden şüphe duyduğunuz Daha Büyük bir El. Hakikatin anlık bakışlarına nailsinizdir, böyleyken de tüm bu hayale, Hakikatin sonuna dek oynanan tüm bu oyunlarına bir akide olarak tutunabilirsiniz.

Dönmekte olan bir topaçtır hayat ve sen de sema yapan Derviş, aziz canım. Efsanevi bir masalı döndürmektesin. Kendi ağacına tırmanmakta ve onun tepesinden bakmaktasın etrafa.

Bilmiyorsunuz neler olup bittiğini. Hayat sizin takip edemeyeceğiniz denli süratli akıyor ve yeterince de süratli değil o aynı zamanda. Hem ilerisindesiniz onun hem de gerisinde. Bir bulmacanın içindesiniz ve çözmek istiyorsunuz onu lakin çözecek bir şey yok ortada. Irmaklar akıyor çağlayarak. Yüreğiniz onu takip etmek içindir. Ve takip edilecek olan yüreğinizin kendisidir aslında.

Bu ırmağın ışıltılarını, sıçrayan damlalarını yakalayın balıklar gibi. Dalın bu ırmağa. İdraktır bu. Ondan hiçbir şekilde ayrı kalamazsınız. Ve zaten çok iyi yapmakta olduğunuz gibi kendinizi kandırabilirsiniz sadece. Çoğunlukla da mevcut halinizden daha yetersiz olduğunuza ilişkin kandırırsınız kendinizi. Gayet güzel başarırsınız bunu. Bırakın şimdi bu meşguliyeti, gitsin. İzin kullanın biraz. Gelin Benimle beraber. Daha önce hakkında hiçbir broşür görmediğiniz, öylesine bir tura çıkaracağım sizi. Rezervasyona gerek yok bunun için. Yakalanacak uçaklar, toplanacak valizler yok. Yanınıza almayı unutabileceğiniz hiçbir şey yok çünkü Benim pasaportumla seyahat ediyorsunuz. Aslında hiç bir çeşit pasaporta da gerek yok, Ebediyetin içinde seyahat ettiğimizden dolayı. Çoktandır oradayız Biz. Seyahat yok. Zaten buradayız Biz.

Çeviren: Engin Zeyno Vural