Heaven #3476 Yüklerinizden arının
Dünyevi kaygılar ve koşullar açısından bazı insanların gerçek sıkıntıları, gerçek sorunları vardır canlarım. Sizin sorun olarak addettiğiniz şey bir diğer insanın uğraştığı sıkıntıların yanında belki de incir çekirdeğini doldurmayacak bir meseledir. Sahip olduğunuz koşullardan yada şeylerden başkasını yeğlemeyecek olsanız en büyük sorununuz sorun bile olmayacaktır muhtemelen. Bazı insanların ise gerçekten yeğleyecekleri bir şeyler vardır halbuki
.
Burada tavsiye ettiğim şey kendinizi başkalarıyla mukayese etmeniz değil. Benim üzerinde durduğum nokta ne denli uygunsuz, rahatsızlık verici ve idaresi güç olsa da sorun olarak addettiğiniz şeylerin pek de sorun seviyesinde olmadıklarıdır aslında. Sizi teskin etmek istediğim nokta burasıdır. Bunu zaten deneyimlemişsinizdir. Büyük bir hayal kırıklığı yaşadınız diyelim; belki de duygusal ilişkiniz sona erdi ve bu durum sizin için son derece yıkıcı oldu; lakin sonrasında babanızı kaybettiniz yada çocuğunuz ağır bir hastalık geçirdi. Tüm bunlardan sonra o ilişkinizin sona ermesi sizin için daha önce düşündüğünüz denli yıkıcı bir noktada değildir artık.
Dünyadaki her şey görelidir. Ciddi sorun olarak görünen şeyler bile büyük resimden baktığınızda, dünyanın bir diğer tarafından o denli ciddi görünmeyecektir.
Bazen sorunlar için bir alışveriş sepeti taşıyormuşsunuz gibi gelir size ve onu doldurmanız gerektiğini düşünürsünüz. Hayır, onu boşaltmanız gerekir. Onu boş tutmanız yada dibinde kocaman bir delik olan bir sepet edinip hiçbir sorunun orada kalmamasını sağlamanız gerekir.
Sizin için büyük sorun teşkil etmeyen şeyler bile bazen aynı şekilde ilginizi çekmekte, sizde sıkıntı yaratmaktadır adeta. Korku duymadan yada kaygılanmadan yaşayıp gitmeniz hiç mi mümkün değildir acaba? Bir şeyler canınızı sıkmaksızın gerçekten yitip gidecek misiniz? Bu sizin için onsuz yapamadığınız basit bir alışkanlık olabilir mi?
Sorunları hayatınızın bir parçası olarak görmek içinize nasıl da işlemiştir böyle. Tüm ızdıraplarınızı camdan dışarı atın. Kendinizi bir başka şeye vakfedin, başka şeylerle meşgul olun. Kaygı yerine bir hobi edinin mesela. Örgü örün, spor yapın. Yapmaktan hoşlandığınız bir şey bulun ve kendinizi onunla meşgul edin. Bir başkasına faydası dokunan bir şey bulun. Kaygılanmanın kimseye bir faydası yoktur. Ağlayıp sızlanmanın kimseye bir faydası yoktur. Pişmanlık duymanın, hayıflanmanın kimseye bir faydası yoktur.
Sizi ümitsizliğe sevk etmekten başka hiçbir amaca hizmet etmeyen şeyleri alevlendirmeniz gerekmez.
Güçlüsünüz. Isı değişikliklerine tahammül edemeyen bir sera çiçeği değilsiniz. Güçlü bir karahindiba yada namı olan bir ağaçsınız. Yeterince güçlük çektiniz, sıkıntılardan geçtiniz ve bunları daha fazla hararetlendirmenin gereği yok artık. Kotanızı doldurmuş olduğunuzu düşünün. Sıkıntılarla, sorunlarla olan işiniz bitti artık. Daha uzağı görüyor, daha yüksekten bakıyorsunuz şimdi. Sizin zihninizde sıkıntılar ve sorunlar olmadığında, diğer herkes için de daha az sorun ve sıkıntı olacaktır. Sadece sizin için değil herkes için azalacaktır onlar.
Sorunlar ardınızdadır. Onları yeniden himayenize almanın hiç gereği yoktur. Kendinizi yüklerinizden arındırın canlarım. Kendinizi yük hissinden arındırın. Hafiflemiş olarak yol alın. Adımlarınız uçarcasına olsun.
Sorunları yakınınızda tuttuğunuzu, onları besleyip büyüttüğünüzü itiraf edecek misiniz? Onlara bir alan açmıştınız. Onlara özenle bakmıştınız. Öyle ki sorunlar sanki de varoluş nedeniniz haline gelmişti. “Hayır Tanrım. Artık sorun istemiyorum,” diyebilirsiniz.
Ben de size derim ki: “Neden sorunlara zemin hazırladınız, onları beslediniz, onların beklentisinde oldunuz? Sanki sorunların sizin yakınınızda olmaya ihtiyaçları varmış gibi, sanki de sizin koruyucu meleklerinizmiş de onlara göstereceğiniz ihtimama ihtiyaçları varmış gibi neden onları kendinize yakın tuttunuz? Sorunların size ihtiyacı yoktur ve pek tabii ki sizin de onlara ihtiyacınız yok.”
Çeviren: Engin Zeyno Vural