Heaven #3435 Tanrı’yı Bilin
Bana gelin Benim canlarım. Bir kuğu suyun üzerinde nasıl süzülüyorsa öyle gelin Bana. Bana gelmeniz doğal ve kolaydır. Süzülerek gelin Bana, yavaş yavaş kayarak yada parendeler atarak gelin. Taklalar atın Bana doğru. Yada daha iyi görmek, perdeye daha yakın olmak için sinemada koltuğunuzu nasıl değiştiriyorsanız öyle gelin Bana. Frigo satan adama ulaşmak için nasıl yapıyorsanız öyle gelin Kaynağa. Hakkınız var, yetkiniz var.
Veya isterseniz parmaklarınızın ucunda usul usul gelin Bana. Ayaklarınız ağrıyorsa eğer aksayarak gelin Bana. Sıçrayın Bana doğru. Yada sendeleyerek gelin. Bana doğru uzanın veya motosikletinizi sürün Bana doğru. Paraşütle atlayın. Salının Bana doğru. Zıplayın yada. Sadece gelin Bana. Işıyın önümde.
Öyle veya böyle Bana geliyorsunuz. Parmaklarınızı tıkırdatıp zaman da geçiriyor olabilirsiniz ama yine de Bana geliyorsunuz. Kaçmaya da çalışıyor olabilirsiniz fakat yine de Bana geleceksiniz. Bir ağaca çıkabilirsiniz, bir mağaraya girebilirsiniz, bir sandala da binebilirsiniz lakin yine de Bana geleceksiniz.
Benden kaçın ama yine de Benim karşıma çıkacaksınız. Benden kaçamazsınız. Hangi yöne giderseniz gidin Ben oradayım ve Benimle karşılaşırsınız. Benden ötesi yoktur canlarım. Eğer saklanırsanız arar ve bulurum. Ah tabii ki sizi ararım. Sizi arar ve sizi görürüm. Dışarı çıkın, neredeyseniz oradan çıkın ve Beni görün.
Sevildiğinizi bilmenizden başka ne istiyorum ki sizden? Sevgimi hissedin. Asla dinmeyecek yağmur damlaları olarak hissedin onu. Sırtınıza vuran sıcacık güneş ışınları gibi hissedin sevgimi. Bir spa yada durgun bir gölmüşçesine hissedin sevgimi.
Tekrar okumak isteyeceğiniz güzel bir kitap olarak bilin sevgimi. Sevgimi bilin. Sevgiyi bilin. Sevgiyi bilin. O sevgiyken ve sevgi her şeyken kimin sevgisi olduğunu kim umursar ki.
Elbette Ben umursarım. Buna çok dikkat ederim. Sizi Bana, Beni de size bağlayan sevginin farkında olmanız Benim için çok önemlidir. Biri birimize bağlıyız Biz. Emin olun ki sizin Ruh Eşinizim Ben.
Sıçrayın Bana doğru, sizi tutarım Ben; elimden kaçırmam. Zaten kollarımdasınız. Öyle olmamanız bir hayaldir sadece. Bulunduğunuz yerden başka bir yerde olduğunuzu tahayyül edebilmeniz bayağı büyük bir başarıdır.
Bir korku adasında olduğunuzu hayal ediyordunuz. Orada terk edilmiş olduğunuzu düşünüyordunuz. Kütlesi korkudan oluşan bir adanın mevcut olduğunu ve onun çekim alanına kapıldığınızı düşünmüştünüz. Eğer böylesi bir yer olsaydı bu bir ada olurdu. Fakat tek başınıza orada terk edilmeniz mümkün olur muydu acaba? Asla. Her biri boğazında birer yumruyla toplanıp bir kum tepeciği üzerinde izole edilmiş pek çok arkadaşınız olurdu orada. O ada da dahi VARIM BEN. Bulunmadığım hiçbir yer yoktur Benim.
Eğer araf mevcut olsaydı sizi oradan çıkarmak için orada olurdum Ben. Bir savaşçı olsaydım eğer sizi dışarı çıkarmak için savaşırdım. Mevcut halimle farklı bir savaşçıyım Ben. Sevginin kılıcıyla zafer isterim. Hiç kimse mağlup edemez Beni. Tüm dünyayı kollarımda tutarım ve düşmesine asla izin vermem, asla yüz üstü bırakmam onu. Dünyayı yukarıda tutuyorum Ben ve siz de o dünyadasınız.
Dünyanın en tepesindesiniz. Burası Cennet. Küçük, önemsiz bir rüya görmüştünüz, başka bir yerde olduğunuzu söyleyen çılgınca bir rüyaydı bu. Ah, o rüyada nasıl da zorlukla yürüyordunuz. O rüyaya nasıl da kapılmıştınız, tıpkı yatağınızın kenarına tutunduğunuz gibi sarılmıştınız ona. Şimdi diyorum ki yürüyün, ilerleyin ve Benimle olmaktan başka bir yerde bulunduğunuza dair rüyalar gördüğünüz o yataktan çıkın. O rüyayı bırakın canlarım. Nerede ve Kim olduğunuza yönelik Hakikat her nevi tutarsız rüyanın çok daha ötesindedir.
Çeviren: Engin Zeyno Vural