Heaven #3659 Hangi fısıltılar ki bunlar?
Tanrı dedi ki:
Çok ama çok sevildiğinize inanmak bu kadar mı zor? Sizi sevdiğime, sizi çok sevdiğime, şüphe duymaksızın, yargılamaksızın, sorgulamaksızın sevdiğime inanmak bu kadar mı zor? Sizi yarattığıma ve sizi seçtiğime inanmak bu kadar mı zor? Tüm olasılıkların içinden sizi seçtim Ben. İçinize suretimi yerleştirdim. Sizi Yeryüzüne gönderdim ve asla bırakmadım. Size tabii ki özgürlük verdim, ama gözümün önünden ayrılmanıza, işitme menzilimden çıkmanıza ve sevgimden mahrum kalmanıza asla müsaade etmedim.
Sevgime inanın. Sevgime ve onu hak ettiğinize inanın. Sevildiğinizi bilmek dünyada muazzam bir fark yaratır. Sevgimi hissetmek ayaklarınızı sağlam basmanızı sağlar. Evet Benim olanları severim ve Yeryüzündeki herkes de Benimdir. İstisnasız böyledir bu. Yaşayan, nefes alan her şey Benimdir. Büyüyen, gelişen her şey Benimdir. Taşlar bile Benimdir, fakat en kesin haliyle de sizler Benimsiniz.
Sizler Benim hilkatımsınız; Benim yegane hilkatım (*). Evet herkes “Bir”dir, “Bir”’in parçasıdır ama sizin gibi de başka hiç kimse yoktur. Sadece siz, sizsiniz; bir başkası değil. Bir gece oturdum ve sizi düşündüm Ben: “Yeryüzünde bir ışık ne hoş olur,” diye; böylece bir sevgi işareti olarak kendi ışığımdan bir kıvılcımı Yeryüzüne gönderdim. Benim Dünyadaki ışığımsınız. Başka ne olabilirsiniz ki? Benim canım Benim canımdır ve siz de Benim ele avuca sığmaz canlarımsınız.
Yukarılarda yaratıldınız; sizi Cennet’te yapılandırdım ve Yeryüzünde konumlandırdım. Kulağınıza şöyle fısıldadım: “Çok ama çok seviliyorsun. Sevgim yüreğinde sapasağlam. Işığımın ışığısın ve sana vermiş olduğum Kendi ışığımla Yeryüzünü aydınlatmanı istiyorum senden.” Sonra da dedim ki: ”Sana güvenimi de verdim Ben, içine dahil ettim. Sana olan tüm güvenim, sahip olman için senindir. Benim o muazzam güvenimi taşı,” ve ekledim:”Hepinizi, her birinizi yaratarak neler yapmış olduğumu herkes görebilsin diye ışığımı Yeryüzüne yansıtın ve Dünya üzerinde Muazzam bir Işık teşkil edin. Benim harikulade Işık Varlıklarımsınız sizler.”
Böylelikle size mesajlarımı fısıldamış oldum, mesajlarım da kalbinizin DNA’sında yapılandı. Bazı mesajlarımı kendinizden bile gizli tuttunuz. Sizin ve Benim sırrımız yoktur canlarım. Size önceden söylemiş olduğum şeyleri anlamaya başladığınızda bir fırsat oluşacak. Size fısıldadığım şeylerin yankılarını duyacaksınız. “Bu duyduklarım hangi fısıltılar ki?” diye merak edeceksiniz.
Işık içinde pırıl pırıl ortaya çıkıp tüm dünyayı aydınlatıncaya kadar fısıltılarımı gittikçe daha yüksek sesle duyacaksınız.
Her birinize hitap ediyor, hepinizle konuşuyorum. Hiç kimse kutsamalarımdan mahrum olacak şekilde gelmemiştir Dünyaya. Hiç kimse ışığın kutsamalarından, onlara ve sizlere söylediğim sözlerin kutsamalarımdan mahrum olacak şekilde gelmemiştir Dünyaya.
Sizin olan o ihtişamı hatırlamanın artık zamanıdır diyorum size. Eski düşüncelerin dışına çıkıp yenileri kucaklamanın zamanıdır şimdi. Yeryüzünde bir yıldız olduğunuzu idrak etmenin, ışıldamanın zamanıdır şimdi.
Sizin ve hayatınız için büyük bir dönüşüm zamanıdır şimdi. Kehanetlerimin gerçekleşme zamanıdır. Böylesi bir kehanet olduğunuzu, zamanında kodlandığınızı dikkate alın; artık gün ışığına çıkıyorsunuz ve Benim kehanetim gerçekleşiyor. Kehanetlerimin nasıl da gerçekleştiğini izleyin bir. Kehanetlerimin sevgimin ışığında çiçekler gibi nasıl da açıldığına bir bakın. Benim sevgimsiniz. Çiçekler açıp serpilin şimdi. Kehanetimi gerçek kılın. Size fısıldadığım mesajların sesini açın. Onları yine size fısıldıyorum Ben. Yaklaşın ki duyabilesiniz.
(*) Yaradılış.
Çeviren: Engin Zeyno Vural