Heaven #3650 Dünyayı sevin
Tanrı dedi ki:
Bakın, dünyanın esas dayanak noktası sizsiniz. Hayatınızı harekete geçiren rüzgar dünya değildir. Siz dünyayı harekete geçiren rüzgarsınız. Siz olmasanız dünya olmazdı. Bunu pek anlamıyorsunuz ama siz olmasaydınız dünya kayıp bir halde olurdu.
Burada, değişim halindeki bir dünyada bulunmanız murad edilmiştir. Kendi yansımanız olan dünyayı değiştiriyorsunuz. Güç kuvvet harcayarak değil, çaba harcayarak değil lakin varlığınızla dünyayı değiştiriyorsunuz. Dünya bilincinizle hareket ediyor. Dünyayı bir basamak yukarı taşıyansınız; onu basamak basamak yukarı taşımaktasınız.
Dünyayı ve ondaki mevcudiyetinizi sevin. Sizin dekorunuzdur o. Arkadaki fonunuzdur. Dünya harikadır ama siz ondan daha harikasınız.
Eğer dünya bir asansörse, Yukarıya çıkan düğmelere basan sizin parmaklarınızdır.
Güneş sizin temennilerinize istinaden her gün doğar. Görebilmek ve mahsüller yetiştirebilmek için güneşin doğmasını istersiniz; gözlerinizi dinlendirmek, yetiştirdiğiniz mahsüllerin, çiçeklerin ve büyüyen, gelişen diğer her şeyin dinlenebilmesi için de güneşin batmasını istersiniz. Siz de güneşin gelişen, büyüyen çiçeklerindensiniz.
Dünyanın mukimisiniz (*) ama onun sahibisiniz de. Dünyanın ev sahibisiniz; dolayısıyla biraz oradan, biraz buradan onu güzelleştiriyorsunuz. Dünyanın desinatörü ve dekoratörüsünüz. İşleyişinden ve görünümünden sorumlusunuz.
Dünya hayatınızın makro-kozmosudur. Hayatınız ise dünyanın mikro-kozmosudur.
Kendi yaratınız olan bir dünyaya doğdunuz ve onu hala yaratıyor, yeniden inşa ediyorsunuz. Sevgiyle inşa edin onu. Sahip olduğunuz tek gerçek güç sevgidir sizin. Sevginizin bir zerresiyle dünyayı yeniden tanımlar, yepyeni kılarsınız.
Lakin tüm bu zaman zarfında önemsiz olduğunuzu düşünmüştünüz. Hayır, sevgili canlarım dünyanın kaderi açısından elzem bir unsursunuz.
Peki dizginleri ele alıyor muyum, sizin önünüze geçiyor muyum Ben? Evet, bazen bunu yapıyorum ama siz yine de dünyadan ve onun tüm davranışlarından mesulsünüz.
Tabii ki dünya da sizden mesuldür. Üzerinde yaşadığınız dünya sizin için belirleyicidir. Size bir lisan vermiştir o. Bir iklim vermiş ve sizi yetiştirmiştir. Size bir dekor olmuştur. Sizin tanıdığınız haliyle dünyanın üzerinizde büyük bir etkisi vardır. Lakin sizin etkiniz daha da büyüktür. Dünyanızın size telkin ettiği şekilde davranmak mecburiyetinde değilsiniz. Ancak dünyanın, bilincinizin enstrümanlarına riayet etmekten başka seçeneği yoktur. Dünya sizin kalp atışlarınıza uyum sağlamak zorundadır ve bunu yapmaktadır.
Siz kendinizi nasıl hissediyorsanız dünya da kendisini öyle hisseder. Dünyayla ilişkiniz karşılıklıdır. Sizin moraliniz yüksekken dünyanın da morali yüksektir. Moraliniz bozuksa dünyayı da depresif bir ruh haline sokarsınız. “Siz nasılsanız dünya da öyledir,” sıkça söylenen bir sözdür ve artık bunun ne anlama geldiğini biliyorsunuz.
Dünya şüphesiz sizin için buradadır ve siz de dünya için buradasınız; orkestranın şefisiniz.
Dünya sadece sizin düşüncelerinizi izleyebilir. Onda dilediğiniz kusuru bulabilirsiniz; o da sizin bulduğunuz bu kusurları somutlaştıracak, gerçek kılacaktır. Dünyada dilediğinizce sevgi bulabilirsiniz; bu durumda ise dünya size öykünecek, o da kendisindeki tüm sevgiyi bulacaktır.
İlk seven siz olun. Sevdiğiniz şeyleri sevin ve gerisini serbest kılın. Bu kadar da ferasetli (**) olmanız gerekmiyor. Dünyayı sevin siz.
(*) İkamet eden kimse, sakin.
(**) Zeki, anlayışlı, sezgili.
Çeviren: Engin Zeyno Vural