Heaven #3469 Geçmiş size şimdiki zaman olduğu dönemde hizmet etmiştir
Bildiklerinizin tamamı, bilmediklerinizin yanında cılız bir mum ışığı denli bile değildir.
Bir bakıma bilmek zorunda olduğunuz tek şey BENİM.
Bildiklerinizi desteklemeye yönelik tüm o kanıtlar ve göstergeler laf kalabalığıdır sadece. Mazidir tüm bunlar. Şimdi önemli olan Bilinmeyene ne ad vereceğinizdir. Bu kadar özgüvenle bildiğiniz şeyler dünyevi bilgilerdir. Dünyevi bilgilerin de bir yeri vardır, ancak bunlar ancak belirli bir mesafe kat edebilirler.
Anladığım kadarıyla siz daha derine, daha yakına gitmek istiyorsunuz. Bilinmeyen olarak adlandırabileceğinizin daha derinlerine ve yakınına gitmek istiyorsunuz. Benim için Bilinendir bu. Lakin ona Bilinmeyen diyeceğiz Biz.
Şimdiye kadarki tüm bildiklerinizi çiğnenmiş bir sakız olarak addedin ve çöpe atın. Bir kenara bırakın ve Bilinmeyeni dinlemeye başlayın. Bilmeniz gereken her şeyi zaten bildiğinizi düşündüğünüzde kendinizi kandırmış ve ifşaata blokaj getirmiş olursunuz. Var oluşunuz bildiklerinize dair değildir. Bilmeniz, bulmanız gereken şeylere de yöneliktir o.
Yepyeni bir dünyaya giriyoruz. Eskimiş düşünce biçimlerine neden tutunup kalmak istiyorsunuz? Eski bilgiler artık size ait değildir ki? Evet onları değerlendirmiştiniz, sahiplenmiştiniz. Şimdi ise bırakın bunları. Tamamen vazgeçmek üzere onları serbest bırakın ve gün ışığının içeri girmesine izin verin. Bunu sadece kendiniz için değil tüm dünya için yapıyorsunuz. Geçmişi bırakmak, geçmişi bırakmaktır.
Geçmiş size şimdiki zaman olduğu dönemde hizmet etmiştir. Şimdi ne öğreniyorsunuz?
Göreli dünya tamamen değişim üzerinedir, artık size düşen ise değişimi kabul etmektir. Değişim kelimesinin eş anlamlısı “yeni”dir. O yeni ev aletlerine, yeni arabalara, yeni teknolojilere, yeni tasarımlara ve bunlara yönelik yeni düşünce yaklaşımlarına bir dikkat edin.
Kimliğinizin, sizi siz yapan değerlerin tamamen bildiklerinize bağlı olması söz konusu değildir. Sokakları temizleyen bir belediye işçisi de bir profesör denli hayatın efendisidir. Edinilen bilgiler, uzmanlık olarak addedilen makamlar her şey değildir canlarım. Burada sevgiden bahsediyoruz, kendinize olan sevginizden. Daha az şey bilin ve kendinizi daha çok sevin. Hiçbir şey bilmeyin ki her şeye rağmen sevebilesiniz. Ayak ucunuza uzanmış küçük bir köpek yavrusunu düşünün ki masumiyetin ışıldadığını söylerken neyi kast ettiğimi anlayabilesiniz.
Düşünce şeklinizi değiştirmek demek dünyayla buluşma yollarınızı değiştirmek demektir. Eğer dünyanın gelişmesi gerekiyorsa siz de gelişmek zorundasınız. Burada evrimden, tekamülden bahsediyorum canlarım. Eğer gelişmek, tekamül etmek istiyorsanız yeniye yer açın. Sizin yeni halinizi kast ediyorum burada. Kendi gelişiminize direnç gösteremezsiniz. Ona hoş geldin demek, onu buyur etmek zorundasınız. Bırakın ışıklar yansın! Tüm dünyayı sarıp Cennet’e ulaşsın onlar.
Beni yanlış anlamayın. Cehalet cehalettir ve masumiyetle aynı şey değildir. İlerleme kaydedemeyeceğini düşünen çocuklarım vardır Benim. Bir nevi fren mekanizmasına benzeyen bir çıkarsama yapar ve derler ki:” “Hayat böyle işte. Başka türlü de olamaz. Ben de başka türlü olamam.”
Kendinizi peşinen ve böylesi bir kesinlikle kabul etmeniz cehalettir işte. Bu sıkışıp kalmaktır canlarım. Musa’nın kardeşi kekelemesine rağmen kalabalık önünde konuşmaya çağrılmış, bunu yapması için görev verilmişti ona. O da bu konuşmayı kendisini hazır hissetmeksizin yapmıştı.
Tarzınızı, yolunuzu değiştirebilirsiniz. Eğer düzensiz ve özensizseniz, düzenli ve tertipli olabilirsiniz. Karanlıktan korkuyorsanız bunun üstesinden gelebilirsiniz. Çocuklarımın daha fazlasının hasreti içinde olmalarına rağmen aynı kalmayı istemeleri yaygın bir hastalık gibi görünüyor.
Size bir kez daha soruyorum: “Neyi bekliyorsunuz?”
Çeviren: Engin Zeyno Vural