Kelimeler anlatamazlar. Bir şeyler nakleder onlar, ipucu verirler fakat anlatmaya, gerçek ifadeyi vermeye yaklaşamazlar dahi. Temsil ettiği şeyin yanında küçüçük bir “Sevgi” kelimesi ne olabilir ki? Bu beş harf ortaya ne gibi bir şiirsellik koyabilir?
Tanrı kelimesi de Benim için böyledir ya da diğer herhangi bir kelime – kelimeler sadece bir nebze ifade edebilirler ya da bulanık bir resim oluşturabilirler. Beni temsil etmeye, Beni nitelemeye çalışan kelimeler nasıl da cesurlardır!
Ve sizler de onları kullandığınız için, nasıl da cesursunuzdur! Kağıt üzerinde yapabileceğiniz en iyi şey kelimeleri kullanmaktır. Zira, postaya vereceğiniz resimlerim yoktur Benim. Yanlış anlamayın Beni. Her nevi Mukayesenin Ötesinde Olanı ortaya koymaya, ifade etmeye çalışan kelimelerinizden memnuniyet duyuyorum Ben.
Halbuki hayatın dahilinde, kelimelerin de ötesinde, Beni kendi varlığınızla ifşa edersiniz. Yüz ifadeleri kullanırsınız. Hareketleri kullanırsınız. Beni hayata geçirirsiniz. Beni tüm dünyaya yayarsınız.
Ve tabii ki tabiat da Beni ifşa eder. Gökyüzünün bir fotoğrafı, çekebileceğiniz bir fotoğrafım kadar yakındır gerçeğe. Bebeklerin ve o sevgili hayvanların fotoğrafları da bu denli yakındır. Ve sizler sevdiklerim, hayatınız dahilindeki fotoğraflarınız Benim kendi fotoğrafıma, sanki siz çekmişsiniz denli yakındır. Tamı tamına görülmem gerekmez Benim, çünkü Kim olduğumu, Ne olduğumu ortaya koymanız, bunu ifade etmeniz için sizlere sahibim Ben. Benim adıma dünyaya sevgi vermeniz için size sahibim Ben. Benim sevgimi “hissetmek”, “bilmek” ve “olmak” için seçilmiş olansınız.
Bazıları Benim gerçek bir resmimin arayışında olabilirler, lakin o vakit Yaradan olmazdım Ben. Hiçbir fotoğrafım çekilemez Benim. Hiçbir resmim çizilemez. Fotoğrafımın çekilebilmesi, resmimin yapılabilmesi için bazı sınırlarımın ve hudutlarımın olması gerekirdi. Olduğum haliyle ise, saf, arı ışığım Ben ve bu Benim hudutsuz olduğum anlamına gelmektedir.
Sırf Benim bir resmimi edinmek adına, olduğumdan daha az bir şeye dönüşmemi hiç kimse gerçekten istemezdi. Eğer ışığımın bir işaretini yakalamak istiyorsanız, kendi gözlerinizin içine bakın; Benim, kendi gözlerinizden yansıyan bir resmimi böylelikle görmeye başlayacaksınız.
Bu da bir şakadır elbet, çünkü görünürdeki sınırlar, belirleyici hatlar da aslında mevcut değildir! Sadece birer serap gibi varolabililer. Aslında aldatıcı birer görüntüdür onlar. Sizler de dış görünümünüzün ortaya koyduğundan çok daha muazzam bir Yüceliktesiniz. Sizi temsil etmeye çalışan tüm o yorumlar sizden çok daha küçüktür, çünkü hiçbir yorum yüreğinizi ortaya koyamaz; o yürek ki Benimkiyle aynıdır ve tamamı sevgidir.
Bana sevgiyle denk olun. Sevgiyi gösteren fotoğraflar çekebilirsiniz; fakat sevginin fotoğrafı olmaz onlar. Fotoğraflar sevginin anlık bir rastlantısına işaret ederler. Enginliğin yakın plandan alınmış, dar bir resmi gibidir onlar. Fakat Enginlik söz konusu olduğunda, en muazzam, uçsuz bucaksız bir gökyüzü dahi Enginliğin dar bir vesikalığından fazlasını ortaya koyamaz. Benim gibi Enginlik de her nevi fotoğrafının ötesindedir. Enginlik, Enginlikten de ötedir.
Lakin hayal mahsulü zamanın çerçevesinde Enginliğin anlık göz kırpışlarını yakalarsınız. Işığımın anlık parıltılarını yakalarsınız. Benim küçük bir bakışımı yakalarsınız. Ve böylesi daha nice anlar yakalarsınız. Benim göründüğüm pek çok anı yakalayıp manalandırabilirsiniz. Mevcudiyetimin anlık parlamalar yaptığı pek çok sahne oluşturabilirsiniz. Sevgimi yayabilirsiniz. Benim sevgimsiniz, aziz çocuklarım. Yapmanız gereken tek şey, gerçekten olduğunuz şey olmaktır; kendi küçüklüğünden başka bir şeyle alakadar olmayan bu yapay imaja bürünmek değil.
Sevginin alakadar olduğu şeyler nelerdir? Büyümeye çoğalmaya devam etmektir. Kendi kendisine asılıp tutunmaya çalışmaz o. Sevgi kendisini heryere saçar. Kendisine, “benlik” düşüncesi taşımadan bakar.
Herzaman istemiş olduğunuz tüm o şeyleri olmak istiyorsanız, yapmanız gereken tek şey sevmektir. Lakin aziz çocuklarım, sevgi “yapacağınız” bir şey değildir. Onun için yapılacak bir şey yoktur. Sadece o olmanız gerekir, sevgi olduğunuzu kabul etmeniz gerekir. Üzerinde sevginin yükseldiği ortamsınız, ki burası sizin gelmiş olduğunuz yerdir. Fakat yeryuvarlağı üzerindeki duruşunuzun tüm ifadeniz olduğunu düşünüyorsanız eğer, o zaman kalbinizde büyük bir karışıklık var demektir, “ben-merkezli” bir yapıya dönüşmüşsünüz demektir. Halbuki, gerçekten, tamamen sevgi-merkezlisiniz. Benim sevgimsiniz.
Hatırlatma: Sevgili okurlarımız, Cennetmektuplar’ını (HeavenletttersTM) paylaşırken lütfen kaynak site olan www.heavenletters.org adresini belirtiniz. Üyelik başvurusu sitede yer alan http://www.heavenletters.org/maillist/index.php linki üzerinden gerçekleştirilmektedir.