Heavenletter # 5429 In the story of World
Tanrı dedi ki:
Bu söylenecek. Dünyanın gerçeği budur. Dünya gözlerinizin önünden geçmektedir. Bu neyse o dur. Şu anda ertelemektesiniz. Bu erteleme sonsuza kadar sürebilir mi? Olmakta olan şey Dünya’nın alt üst olmasıdır. Bu havaya atılmış ama henüz yere düşmediğiniz bir duruma benzemektedir. Bunun anlamı nedir? Sınırlarınızı kaybediyorsunuz. Limitsiz hale geliyorsunuz. Limitsiz olmayı elde ediyorsunuz. Ya karışıklık içindesiniz ya da özgürleşme yolundasınız.
Bazen, heyecanlı bir şekilde eski günlerinize ve eski yöntemlere tutunmak istiyorsunuz. Kendinizi, geçmişte hayatınızda bulunmuş insanlara, şu anda hayatınızda bulunan insanlara ve adına Gelecek dediğiniz zaman dilimine tutsak olmuş gibi hissetmektesiniz. Uzun zamandır bu sıkışmışlık halinizden kurtulmak istiyorsunuz. Ancak , gördünüz ki özgür olmak sizin düşündüğünüz şekilde harika hissettirmiyor.
Nerede rahat hissetmektesiniz? Görünürde sahip olduğunu sandığınız şeylerin arasında rahat hissediyorsunuz. Ve şu anda hayatınızda mevcut olmayan insanları ciddi şekilde arzulamaktasınız. Bunu nasıl arzularsınız!
Geçmişinizde varolmuş bu insanlar tıpkı bir makasla kesilip birbirine tutturulmuş ve ipe dizilmiş gibi düz bir hat üzerinde durmaktadırlar. Bir son yoktur. Ve size söyliyeyim bir başlangıçta yoktur. Yalnızca sonsuzluk. Bu bir anlamda çuf çuf öterek yoluna devam eden trene benzer. Hayat, görünmez atom ve molekül parçacıklarından oluşmuş ve belirli bir forma bağlı olmadan gözlerinizin önünden akıp gitmektedir. Görünmez kıvılcımlar hareket halindedir. Evet , sanırım bu ışığın hareket halinde olduğunu söyleyebiliriz. Kesinlikle parlamaktasınız. Evet, sizler hepiniz Dünya’yı daha ışıltılı ve parlak hale getiren atom ve moleküllersiniz.
Siz, atom taneciklerinden oluşan çocuklarım; sığınacak ya da gidecek yeriniz olmadığında ne yapacaksınız. Değişik yerlerde olma çabası içindesiniz.
Ya illüzyonda yaşamaya devam edeceksiniz ya da Gerçekliği yücelteceksiniz. İllüzyonda olmadığınızı ima ettiğiniz de nesiniz ya da kimsiniz?.
Hayatınızda tutunacak birşeylerinizin olduğunu düşünürdünüz. Oysa şimdi bir asansör boşluğunda aşağı yukarı hareket ediyor, birtaraflara kayıyormuş gibi, neşeyle mavi gökyüzüne yükseliyor gibi hissediyorsunuz. Yere inmeyi umuyorsunuz ama inilecek bir yer yok. Sanki serbest düşüştesiniz. Hiçbirşeyin engel olamıyacağı özgürlüğünüz için yukarılara tekrar zıplayacaksınız. Özgürlük bir borç bir sorumluluk değildir. Onu sevgiyle kucaklayın.
Sizler özgür olmayı arzuladınız ve Ben’ de sizin özgür olmanızı istedim. Özgürlük sizin için burada hep mevcuttu. Sizler özgür olamıyacağınızı düşündünüz. Ve, sandınız ki, yalnızca uzak krallıklarda ve sonsuz lukta özgür olabilirsiniz. Fakat, hayır. Özgürlüğünüze şimdi sahip olabileceğinizi asla düşünmemiştiniz. Özgürlüğü ellerinizle tutamazsınız, aksi halde özgürlük olmaz.
Büyük olasılıkla, geçmişte hayatınızı rafa kaldırdınız. Onu ertelediniz. Her zaman bir başka gün vardı. Ve böylece hayatı bir gün sahip olunacaklar listenize eklediniz. Zemin ayaklarınızın altından kayar ve bu MÜTHİŞ ZAMAN hayatınıza galip gelir.
Ne kadar yükseklerde yol almaktasınız?. Zamanın bu özelliği ne kadar da kibirlidir. Zaman sizi bir montaj hattına koyar ve bu hattın diğer ucundan paketlenmiş hazır gıda gibi çıkarsınız. Hayat yenecek bir sandviçten daha fazlası olabilir mi? Ya da sizin duygu durumunuza göre farklılaşabilir mi?. Eğer zaman olmasaydı onu nasıl heba edebilirdiniz. Eğer zaman olmasaydı, ondan nasıl kaçar ya da ona nasıl tutsak olurdunuz.
Nedir önemli olan? Nedir size birşeyler ifade eden? Nedir elle tutulabilen ya da hiçbir şekilde kavranılamayan? Ve yüzünüzde doğru olduğu görülen şey nasıl var olmaz?.
Bir uzayın olmadığını ya da yalnızca bir boşluğun olması durumunda nedir karman çorman olan ve nedir alt üst olan?. Eğer siz sürekli dönmekte olan Evrende dönmüyorsanız hareket etmiyorsunuz demektir. Aynı zamanda, hareket etmekte olan kalbinizi de taşıyamazsınız.
Güzel Kalbiniz hareket etmediğinde kendinizi ondan çok uzaklarda hissedersiniz. Dünya deneyimi ve Dünya hikayesi hariç fiziksel boyutun olmadığı bir yer de insan vücudu ne işe yarar ki?.
Çeviren, Alex