Heaven #4919 Ödül alan bir kamera çekimi
Tanrı dedi ki:
Hayatın amacının dram olduğu ne zaman söylendi ki? Sahnedeki hayatınız hakikaten dram. Shakespeare bile bundan daha iyisini düşünüp tasarlayamazdı. Trompetler bundan daha can alıcı bir gerilim çağrısı yapamazdı. Sahnedeki hiçbir oyuncu, Benim çocuklarımın Dünya’da icra ettiği kusursuzluk içinde bunu canlandıramazdı. Her bir an ödül alan bir kamera çekimi. Bunu da arka arkaya diğerleri takip ediyor.
Hayatınızın amacı dram değildir; karma da değildir. Ah evet, hayatlarınızda dram vardır; ama bu, kameranın hangi açıya yerleştirildiğine bağlı bir şeydir. Ben sizi Dünya’da dram ya da karma için konumlandırmadım. Karma, borçların ödenmesine dair sizin bir düşüncenizdir. Bu bir bölüşüm ve yeniden bölüşüm döngüsüdür. Kendinizin, Benim ya da bir başkasının müstahak bir takım cezaları için Dünya’da bulunduğunuza yönelik fikrinizi sarsmak, bu fikri kesinlikle yıkmak istiyorum Ben. Böyle bir döngüyü neden tasavvur edeyim ki? Meleklerin, şarkılarla ilettiği müjdelere kulak verin siz.
Telefonlardaki hızlı arama gibi bir modu benimseyin. Hayatınızı ile alın. Hayatınız dramatikten ziyade dinamik olsun. Moraliniz bozan sizi aşağı çeken durumlardan çıkın ve size moral veren, sizi yükseltip yücelten durumlara geçin. Açıkçası bu size bağlı. Tarihçenizin, geçmiş, gelecek ya da günümüzdeki hayatınızın nasıl olduğunun bir önemi yok; şimdiki hikayenizin yazarısınız siz. Her şey sizin elinizde; aksini söylemek kesinlikle olası değil.
Eğer boynunuzdaki bir halata bağlı olarak taştan bir tekeri çekiyormuşsunuz hissindeyseniz Cennet aşkına, o halatı gevşetin ve kendinizi kurtarmaya başlayın. Öyle olduğunu siz söylemedikçe o halata tabi değilsiniz, bağlı değilsiniz.
Yeni doğmuş bir bebek gördüğünüzde onun karmasının doğmak olduğunu bilin. Bu sizin de karmanız. Aslanlar özgür doğarlar. Siz neden öyle doğmayasınız?
Şimdi bir hayatınız var ve onu kendi bilincinize istinaden en iyi şekilde yaşarsınız. Sadece farkında olduğunuz şeylerin farkındasınızdır. Dünya’daki herkes daha ilerisini görebileceği bir noktaya gelebilir. Şu zamanlarda ya da herhangi bir zamanda Dünya’da yaşıyor olmak, hayatta olmak sizin için bir imtiyazdır. Eğer kendinizi kader çarkına bağlı görüyorsanız daha ilerilere bakın.
Üzüm bağlarını kuranlar bazı asmaların diğerlerinden daha çok meyve vermesi için yola çıkmazlar; bundan emin olabilirsiniz. Ah evet, belki bazı asmalar diğerlerinden daha çok güneş alırlar ya da gölgede kalırlar, daha çok veya daha az su alırlar. Ancak her asma, her üzüm, her yaprak tabii olarak güneşe doğru büyür. “Vah zavallı ben,” ya da “of, bu seneki karmam bu işte,” diyen bir asma yoktur. Aslına bakılırsa omzunu silkip de “Heyhat yahu bu benim karmam işte,” diyen tek bir asma, tek bir yaprak, tek bir üzüm tanesi yoktur.
Eğer kendi halinde bir bağ sahibi üzümlerinin verimini baltalamak yönünde bir niyet taşımasa Ben göze göz der miyim? Bu her halükarda çok karmaşık olurdu. Kim o hesapları tutup muhasebeyi yapmak ister ki? Ben değil. (Zaman aslında var olmasa da; Cennet diyarında ise kesinlikle var olmasa da) bunlar zaman kaybı olarak geliyor Bana.
Eğer size maziyi bırakmanızı söylesem, ki bunu diyorum; bu durumda demirden zincirlerle, olmadı gitar telleriyle ya da DNA iplikçikleri ile sizi maziyle niye sınırlayayım? Bunu niye yapayım?
Havva elmayı yedi diye sizi neden Cennet Bahçesinden kovayım? Muhakkak ki Ben böylesi bir sebep-sonuç/etki-tepki mevhumunun ötesini görüyorum; size de etki-tepki/sebep-sonuç yoktur diyorum. Öyleyse buna tabii olduğunuzu nasıl söyleyebilirim ki? Sebep-sonuç/etki-tepki diye bir şey olsaydı da tabii ki size bunun dışına çıkmanızı söylerdim zaten.
Doğru; anlayışın, idrakın pek çok katmanı vardır.
Ben size uyarılar vermiyorum. Size parmak sallamıyorum. Dışarıda beklemenizi ya da yerlere diz çökmenizi söylemiyorum. Size doğruları, yanlışları söylemiyorum; yanlışları da düzeltmiyorum. Yargılamaktan sakınıyorum. Bir şey deyip de başka bir şey yapmıyorum. Karma yargılamaktan başka ne olabilir ki?
Karmadan ziyade Ben anlayışı düşünmekten yanayım; bu daha hoşuma gidiyor. Özgür olduğunuzu anlayın. Ben size özgür irade verdim. Özgür iradeye sahip olduğunuz ve bunun size kullanmanız için verildiği yönündeki kararımı asla geçersiz kılmadım, asla bunun aksini söylemedim. Hiçbir şey sizi özgürlüğünüzden alıkoymamalı. Şanstan fazlası vardır canlarım.
Çeviren: Engin Zeyno Vural