Heaven #4512 Derin bir kalp acısı yaşarken (I)
Tanrı dedi ki:
Hayatta bazen kendinizi terk edilmiş, bir başınıza bırakılmış hissedersiniz. Ben bırakmam sizi; bunu bilin. Bana inanç duymayı bırakan sizsinizdir; çünkü o ya da bu nedenden dolayı hevesiniz kırılmış, hayal kırıklığına uğramışsınızdır. İstediğiniz kadar sebep bulabilirsiniz Benim canım. Siz hayatın belirli bir şekilde yol alması gerektiğini düşünüyorsunuzdur, o da öyle yapmıyordur. Burada bir engel çıkar işte. Hayat sizin istediğiniz istikamete dönememiş, sizin istediğiniz sonucu vermemiştir ve siz de bunu kişisel alırsınız, ama çok kişisel. Yüzüstü bırakılmışsınızdır. Sahip olmanız gerektiğini düşündüğünüz bir şey vardır ve siz de ona sahip olmazsanız kendinizi pek perişan, pek yalnız hissedersiniz . Bunun bir kayıp olduğunu düşünebilirsiniz. Kendisini gerçekleştirmemiş bir beklentiniz vardır. Zihninizde ve kalbinizde bunun gerçekleşmesi gerektiği düşüncesi vardır. Bunun illa ki olması gerektiğini düşündüğünüz için şimdi mahrum, yoksun bir ruh hali içindesinizdir. Bunu toptan kaybettiğiniz hissini yaşıyorsunuzdur. Sizi yüzüstü bıraktığımı düşünüyorsunuzdur.
Canım; kendini bir şeye çok sıkı sıkı bağlamıştın sen. Bir beklentin vardı ve bu beklenti gerçekleşmedi. Sense bu hayalinin gerçekleşmek zorunda olduğu hissini taşıyordun. Gerçekleşmeyince de seni yüzüstü bıraktığımı hissettin. Tekrar ediyorum: Seni yüzüstü bıraktığımı hissettin, sen. Bunun üstesinden gelmek zordur.
Hayat her zaman sizin istediğiniz yönde akmaz; bu bir hayat gerçeğidir - her zaman sizin olması gerektiğini düşündüğünüz yolları izlemez ve izlemediğinde de, beklentiniz gerçekleşmediğinde ya da işler aksi yönde gittiğinde, kalbinizin kırılıp parçalandığını hissettiğinizde Beni şamar oğlanınıza çevirebiliyorsunuz sizler. Sizi Benim yüzüstü bıraktığım hissine kapılabiliyorsunuz. Size destek olmak, kuvvet vermek yerine sizi yükseklerden bir yerden aşağı bıraktığım hissini taşıyorsunuz. Size kesinlikle böyle geliyor.
Canlarım, hayat bazen kendi hayatına sahiptir ve bu hayat da sizin dileklerinizi kapsar gibi görünmez pek. Bazen -her zaman değil- bazı dileklerinizin gerçekleşmeden kalması da hayırlıdır. Bunun nedenini, nasılını o an içinde göremezsiniz ama durum böyledir. Kafanızı sağa-sola sallarsınız. Bu nasıl olabilir ki? Tanrı sizin istediğiniz hazineyi elinizden nasıl alabilir yani? Öyle olaylar vardır ki – kırılmış bir kalp, yitirilmiş bir çocuk – böyle harika bir şey elinizden alınmışken bunu nasıl kabullenebilir, bu durumla nasıl uzlaşabilirsiniz? Nasıl yapabilirsiniz?
Bunun bazen iyi bir açıklaması yoktur ve kalbinizin sızısı da dinmez. Tüm sevginize rağmen, tüm inancınıza, tüm iyiliğinize rağmen o hazine sizden alınmıştır. Zaten sizindir ve elinizden alınmıştır, ya da hemen hemen sizindir ve şimdi de sizden koparılmıştır; siz de kendinizi perişan, terk edilmiş hissedersiniz.
Hayatınızda size en çok anlam ifade eden şeyi –ki bazen gerçekten böyledir bazen de sadece böyle görünmektedir- Sevginin Tanrısı sizden nasıl alabilir? Bunu anlamaya bir türlü muktedir olamazsınız.
Hayatın zorlu dönemlerindeyken, hayat kalpsizken, sizin de kalbiniz kırıkken kendinizi hem Benden ayrı, izole kalmış hem de kendinizden ayrılmış hissedersiniz. Olmaması gereken bir şey olmuştur ya da olması gereke bir şey olmamıştır siz de ızdırapla, hayal kırıklığıyla sarsılıyorsunuzdur. Her Şeye Gücü Yeten Tanrı sizi yüzüstü bırakmıştır. Eğer Tanrı gerçekten sizi sevseydi olmasına asla izin vermeyeceğinden emin olduğunuz bir yürek sızınız vardır şimdi. Fakat bu olmuştur. Tanrı olmasına müsaade etmiştir. Ve siz de yalnız değilsinizdir.
Buna hiçbir anlam veremeyebilirsiniz. Buna nasıl izin verdiğimi bir türlü anlamazsınız. Sevginin Tanrısı nasıl olur da bir çocuğu, bir hayali ya da büyük bir mutluluğu sizin elinizden alır? Trajedi olarak gördüğünüz şeyin meydana geldiğini bilseniz bile; hala bunun meydana gelmesi mümkün olamaz diye düşünüyorsunuzdur. Kalbinize ve aklınıza göre bu size bir ihanet gibi görünüyordur. Sevdiğiniz Tanrı sizi yüzüstü bırakmıştır. Bir savaş vardır. Bir ölüm vardır. Yüreğinize inen bir darbe vardır.
Ama yine de canım bunu kabul etmekten, bununla uzlaşmaktan, yürek acısını dindirmekten, ayağa kalkmaktan, yaşamaktan ve hayatın size ters köşe yaptığını düşünmüş olsanız bile sevmekten başka hangi seçeneğiniz vardır ki?
Çeviren: Engin Zeyno Vural