Heaven #3630 Gerçekte nelerin önemli olduğunu anlıyorsunuz
Tanrı dedi ki:
Kendiniz olduğunu düşündüğünüz kişi dünyevi hayat dahilinde neyin gerçekten önemli olduğunu öğrenmektedir. Önemli olduğunu sizin düşündüğünüz şeyleri değil; gerçekten önemli olduğunu ayırt etmeniz gereken şeyleri öğrenmektedir o. Neyin önem taşıdığını keşfetmektesiniz. Tekrar tekrar nelerin gerçekten önem taşıdığını kavramaktasınız.
Her şey bir amaca hizmet etmektedir. Işıldayan yeni arabanız bir amaca hizmet etmektedir. Yaşadığınız yer bir amaca hizmet etmektedir. Yaşadığınız mekanın eviniz olduğunu söylüyorsunuz. Orada yaşıyorsunuz ama orası eviniz değildir. Hangi vasıtayla seyahat ederseniz edin, isterseniz yayan gidin, isterseniz otobüsle yada deniz veya hava yoluyla, her daim beraberinizde götürdüğünüz bir eviniz vardır sizin. Benim bulunduğum yerdir eviniz. Dünyevi evler birer barınaktır sadece. Yaşanacak bir ev, kullanılacak bir araba sizin sandığınız gereklilikler değildir. Bunlar işe yarayan şeylerdir elbet, rahatlık getirirler ama bu kadardır sadece.
Harici dünyanın büyük çoğunluğu zamanını dekorasyona harcar. Bu doğru değil midir? Parmaklarınızdaki yüzükler, bileklerinizdeki şakırtılı süsler. Orada burada dövmeler, ışıltı ve parıltılar. Yeni bir elbise, değişik renkteki bir ruj. Hayatınıza giren yeni insanlar bile bazen bu dekorasyonun unsurları gibidir.
Harici dünyanın çoğunluğu zamanını dedikoduya veya bir takım şeyleri nakletmeye harcar. Sizler de. Hayatınızın çoğunu bir gemi seyahatine çıktığınızı, futbol maçına yada yüzmeye gittiğinizi, nasıl da harika bir restoran bulup orada neler yediğinizi, hangi mağazalara gittiğinizi, neler aldığınızı ve kimlerin onlara bayıldığını, hangi filmi seyrettiğinizi, hangi televizyon programını izlediğinizi anlatmak için harcarsınız. Izdıraplarınız ve dünyadaki adaletsizlikler hakkında konuşmak, bunları nakletmek için de zaman ve enerji harcarsınız. Nakletmek kelimesi yerine tafra atmak ve böbürlenmek gibi tabirleri de kullanabiliriz aslında. Peki tafra atmaya, böbürlenmeye neden ihtiyaç duyuyorsunuz? Başardığınız bu muazzam marifet ne? Yeni elbiseler almak sadece para gerektirir. Para harcamaktan başka ne yaptınız ki o zaman? Bunu herkes yapar. Hadise satın almaktır, hepsi bu.
Bunların hepsi hayatınızın parçasıdır, hayatınızın haklı birer parçasıdır onlar. Bu Heavenletter’ın üzerinde durduğu şey ise, hayatınızda zirve teşkil etmelerine rağmen bu meselelerin dünyanın onlara atfettiği ve sizin de onlara verdiğiniz önemi taşımadıklarıdır.
Evinizin damını tabii ki aktarıp tamir edeceksiniz. Masanız için tabii ki örtü alacaksınız. Tabii ki yeni giysiler satın alacaksınız. Lakin bunların hepsi vitrin süsüdür. Bunların çoğu sizi hayatın yüzeyinde ve en derinde olandan uzak tutmaktadır.
Tahmin etmiş olabileceğiniz gibi, sevgiye daha fazla zaman ayırmanızı istiyorum sizden. Bir başkasına yönelik aklınızdaki düşüncelerle neler yaptınız bugün bakalım? Nasıl bir armağan verdiniz? Hak edilsin yada edilmesin nasıl gülümsediniz? Dünyayla hangi kutsamaları paylaştınız bugün? Evet, onda yaşayan insanlar için dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenizi istiyorum sizden tabii ki. Bilinç açısından daha iyi bir yer haline getirmenizi. Dünyanın ruhunu yüceltelim diyorum size. Dünyayı En Yükseklere taşıyalım. Dünyadaki hayatı başkaları için de kolaylaştıralım. Gereken budur sadece.
Daha fazla sevgi alış verişi oldukça, daha fazla sevgi oldukça dünyada daha çok ışık var olur ve dünyanın kendisi ışık haline gelir. Dünya parlak bir gün ışığı haline gelir ve hafifleşir de. Hafifleştikçe de Cennet Bilincine doğru yükselir o. Bir balon yükselebilir. Dünya neden olmasın?
Bugünkü vazifeniz Dünyadaki bir insanı yükseltmektir. Birisi için Dünya hayatını bir nebze olsun kolaylaştırmak, daha iyi kılmaktır. Eğer birisi saban sürüyorsa belki siz de ona omuz verirsiniz.
Yada çocuğunuzu yükseklere kaldırır, onu sever, sever ve seversiniz. Kendinizi de bir başkasını da şaşırtan şeyler yaparsınız.
Çeviren: Engin Zeyno Vural