Heaven #3551 Tanrı’nın İçinizdeki Endamı
Tanrı dedi ki:
Sevgili Canlarım, Benim birer yansımamsınız, Bendensiniz sizler. Dua edilmesini aslında çok da savunmuyorum Ben, buna pek taraftar değilim doğrusu. Bu size çok tuhaf gelebilir, biliyorum. Siz sevgili ruhlardan bazılarının gece-gündüz tutkuyla, hevesle dua ettiği Ben, Her Şeyi İfa Eden Tanrı, duaların kuvvetli bir yandaşı değil, buna taraf değil; dua edilmesini pek de savunmuyor O; ne kadar da acayip. Dua edilmesine karşı olduğum fikrine kapılmayın sakın. Duadan daha çok yeğlediğim, tercih ettiğim bir başka şey var Benim. Buna değinmeden önce üç şey söylemek istiyorum. Bunları sıralayacağım ama hiçbiri öncelik taşımıyor ya da sonda yer almıyor aslında; hepsi son derece önemli.
1. Gündelik hayatı dışlayan, ondan ayrı düşen içerikteki dualarınıza taraftar değilim Ben.
2. Dua etmek genellikle bir şeyler istemek hatta bunlar için yalvarmaktır.
3. Ne sizi ne de bir başkasını, sanki güçsüz ve acizmiş gibi; ihtiyaç içinde olduğuna, eksik olduğuna, mahrum durumda bulunduğuna yönelik olarak kendisini ikna etmeye çalışırken görmeyi hiç de arzu etmiyorum Ben.
Peki, duadan ziyade neyi tercih ediyorum? Kutsamaları tercih ediyorum; çünkü kutsama yoluyla talep eden olmazsınız. Gerçekte alıcı konumda olmanıza rağmen verirsiniz. Siz kutsadıkça hayırlı düşünceleriniz, olumlu düşünceleriniz size ve hayatın içindeki diğer herkese yardım eder.
Hayatınızın her anını kendinize, Bana, yakınınızdaki ve görünürde sizden uzakta olan herkes için bir kutsama olarak görmek istiyorum Ben. Hayatınızın her anını dünya ve Kainat için, her bir varlık için, aç yada tok, dinç ve sağlıklı yada hastalıklardan muzdarip olsun herkes için bir kutsama olarak görmek isterim Ben. Yollarda yürüyüşünüzü bir kutsama olarak görmek isterim. Hangi işi yapıyor olursanız olun bunu bir kutsama olarak yaptığınızı ve kutsadığınızı görmek isterim. Kutsamayı bilen tek kişi sizmişsiniz gibi, bunu yapmak bir tek size kalmış gibi kutsadığınızı görmek isterim.
Benim duamı anlıyor musunuz şimdi?
Her şey için, herkes için daimi bir kutsama olmanızı arzu ediyorum Ben ve arzularımın daha Ben onlardan bahsederken gerçekleştiğini biliyorum. Dolayısıyla öyle olmalısınız. Kudretli Bir Varlığım Ben, siz de öylesiniz. Anında bir karşılık yada mükafat beklemeyiz Biz. “Arzum ve İradem gerçekleşecektir,” demek “Arzum ve İradem gerçekleşir,” demektir. Göreli dünyada görünenin aksine her şey hayırlıdır, iyidir. Her şey zaten iyidir. İhtiyaç ve eksikliklerden ziyade esenliğin ve afiyetin onaylamasını yapın, bunları dile getirin.
Yüce Kişilikler yeryüzünde bulundukları dönemlerde –ki hala yeryüzündedirler- hastalıkları ve kusurları görmüş ama vakit kaybetmemiştir onlar. Doğrudan girişimlerde bulunmuşlardır. Şifa vermiştir onlar. Hastalara ve kusurlu durumda olanlara “Şifa bulmak ister misin?” diye sormuşlardır belki.
Bir dua yada yakarı ruhiyesine girmemiştir onlar. Her zaman için kutsayan bir duruş sergilemiş, bu yaklaşımda olmuş bu ruhiyeyi taşımışlardır. Bana ve size hizmet halinde olmuşlardır, hepsi budur.
Henüz ifşa olmamış, ifade bulmamış bir Yüce Kişilik olduğunuzu söylüyorum size. Kendi bilgisinin ve kutsamanın gücünü henüz keşfetmemiş durumdasınız.
İçinizde bir büyüklük taşıdığınıza inanmıyor olsanız bile yine de bir kutsama olabilirsiniz. Kendinizi biraz acemi, biraz toy bir kutsama olarak görün o zaman ve kutsayın, kutsayın, kutsayın. Öyle ki yürüyüşünüz bile değişecek, yürüyen bir kutsama gibi yol alacaksınız sizler. Ben, Tanrı, bedenlenmiş halde olsam ve bu formda nasıl yürürsem, herkesin öneminin idrakında olarak siz de öyle yürüyeceksiniz.
Çocuğum olduğunuz için kutsayın kendinizi. Cennet’te olduğu üzere sizi Yeryüzünde de bir kutsama olarak seçtiğim için kutsayın kendinizi. Başarısızlığa uğrayamazsınız bunu bilin.
Karşılaştığınız, başınıza gelen her durumda dimdik ayakta durma cesaretini gösterdiğiniz ve Tanrı’nın dahilinizdeki endamıyla herkesi kutsadığınız için kutsayın kendinizi.
Çeviren: Engin Zeyno Vural