CENNET#2562 Sizin Kendi Varlığınız 30 Kasım 2007
Sanki Benden mahrumuşsunuz gibi hissetmenin nasıl bir şey olduğunu biliyorsunuz. Bu hissin nasıl bir şey olduğunu gayet iyi biliyorsunuz. Dolayısıyla bu konuda ileri bir eğitime ihtiyacınız yok.
Şimdi ise, Benim tam da yanıbaşınızda olmamın, size kendinizi nasıl hissettirdiğini keşfedin. Benim varlığım dahilinde nasıl da bir Dost bulacaksınız. Sizi her zaman anlayacağım, sizi her zaman koruyup gözeteceğim, size değer vereceğim. Sizi dinleyeceğim ve sözünüzü hiç kesmeyeceğim. Siz yürürken üzerimdeki pelerini yerlere serecek, çamurların üzerini örteceğim. Sizin için taksi bulacağım. Size hertürlü hizmeti ve yardımı sağlayacağım. En çok da yanınızda olduğumu, gözlerinize baktığımı, her bir hareketinizi takip ettiğimi bilmek sizin için fazlasıyla kafi olacak. Kendinizi bir köşeye itilmiş hissetmeyeceksiniz. Hiç de işgüzarca olmayan bir dostluk halini hissedeceksiniz; cana yakın, orada mevcut bulunan ve yan yana olan, herkesin kendi işini, kendi üzerine düşeni fazlasıyla yaptığı bir dostluk halini. Cana yakın, dostane bir sessizliği, ya da dostane bir sohbeti hissedeceksiniz; ne zaman, canınız hangisini isterse.
Hiç yorulmayacağım Ben. Her zaman bir çiçek kadar taze olduğumu göreceksiniz ve siz de hiç yorulmayacaksınız; çünkü dünyada Benimle yürür ve Benimle hareket ederken aynı zamanda dinleniyor da olacaksınız. Huzur ve sükunet içindeyken aynı zamanda enerjiyle dolacaksınız. Muntazaman yanan bir mum olacaksınız. Sevginin daimi enerjisi olacaksınız. Tüm çarklarınız yumuşacık hareket edecek. Sürtünme nedir bilinmeyecek. Yollarda hiç kasis olmayacak. Ya da olsa bile onların üzerine yükseleceksiniz. Öyleyse kasisler nasıl varolacak ki?
Sırtınızı Bana yaslayacağınız anlamında değildir tüm bunlar. Benim Mevcudiyetimin bahşedilmiş olduğunu bilerek kendinizden başka hiç bir şeye dayanma ihtiyacınız olmayacak demektir. Tamamen kendinizi-dayanak alacak, özgüven içinde olacaksınız. Bizim dostane sessizliğimizin içinde beraber yürürken kendi kendinizin Egemen Varlığı olacaksınız.
Herşey için ya da herhangi bir şey için Bana riayet edeceğiniz anlamında değildir tüm bunlar. Kendi altın kalbinizden başka hiçbir şeye riayet etmeyeceksiniz demektir. Kendi Varlığınızı dayanak alacak ve ona riayet edeceksiniz. Üzerinde düşünmenize gerek kalmaksızın ne yapmanız gerektiği bileceksiniz. Elbetteki artık çok fazla düşünmeyecek, kafanızı yormayacaksınız. Sofrada oturmanız gibi olacak bu, tüm yemekler önünüzdeyken size düşen sadece çatalınızı elinize almak olacak. “Çatalı alayım mı?” diye düşünmeniz gerekmeyecek. Ne yapmanız gerektiğini kolaylıkla bileceksiniz. Aklınız, yüreğiniz ve eliniz arasında bir bölünme olmayacak.
Sadece hoşluğu ve sevimliliği ifade etmeyi bileceksiniz. Tıpkı güneşin ne zaman doğup ne zaman batacağını bilmesi gibi siz de güneş gibi çabasızca doğacak ve batacaksınız. Ne zaman eylem halinde, ne zaman eylemsizlik içinde olacağınızı ve ne zaman konuşup ne zaman dilinizi tutacağınızı aynı şekilde bileceksiniz. Benimle Bir olacaksınız aziz çocuklarım, kendinizle ve tüm bir Kainatla Bir olacaksınız. Hiçbir nevi ayrım ya da bölünmüşlüğün olmadığı o noktada, salıncaktaymışcasına Birliğin içinde salınımlar yapacaksınız. Tüm dürtüler yükselişe geçecek ve onların hepsi hayırlı olacak. Tüm dürtüler sevgi zemininden kaynak bularak, sanki dünyaya böyle gelmişsiniz, bu halde doğmuşsunuz gibi – ki elbette öyleydi- çabasızca yükselecek, doğallıkla harekete geçecek.
Artık ne mutluluğu ne de mutsuzluğu düşünmeyeceksiniz. Aynı kumaşın üzerinde yer alan iki beyaz deseni biribiriyle mukayese etmemenizin doğallığıyla, mukayesenin varolmadığı bir bilinç halinde yaşayacaksınız. Yüreğinizde sadece yaz mevsimi sürerken, bir yaz günü neyle mukayese edilebilir ki zaten?
Çeviren: Engin Zeyno Vural
Hatırlatma: Sevgili okurlarımız, Cennetmektuplar’ını (HeavenletttersTM) paylaşırken lütfen kaynak site olan www.heavenletters.org adresini belirtiniz. Üyelik başvurusu sitede yer alan http://www.heavenletters.org/maillist/index.php linki üzerinden gerçekleştirilmektedir.