Heavenletter # 5430 Doubt Leaves you in the middle of a Forest
Tanrı Dedi ki:
Dünya üzerinde büyük endişelerden biri ŞÜPHE dir. Şüphenin birçok veçhesi vardır. Şüphe kendi düzenini birlikte getirir. Güvensizlik. Karışıklık, şaşkınlık. Hangi konuda olursa olsun inanç kalıplarımız. Yorgunluk, meşakkat. Öfke, kızgınlık. Dehşet, korku, umutsuzluk, can sıkıntısı, yılgınlık. Memnuniyetsizlik, tatminsizlik. Üzüntü, dert, kaygı.
Sevgililer, doğru karar olmayabilir. Ama, yanlış verilmiş bir karar da olmayabilir. Yaşam bir deneyimdir, HATIRLIYORMUSUNUZ?.
Şüphe nedir? Bir kararsızlık hali, bir zayıflık mı dır? Şüphe daima sizi büyülü etkisi altında görmek ister. Şüphe sizi yumruklamayı sever.Şüphe bir güreşçi, bir boksör, bir kabadayıdır. Şüphe sizin altınızı oymayı sever. Şüphe sizin hareket etmenizi engellemek için ayakkabılarınızın bağlarını birbirine bağlar. Şüphe sizi tıpkı ipe atılan düğümler gibi düğüm düğüm bağlar.
Bir yaşam biçimi olarak düşündüğümüzde şüphe bir hatadır. Bilmemek şüphe ile aynı şey değildir. Şüphe sizin karar vermenizi engeller. Şüphe size ertelemeniz gerektiğini empoze eder. Şüphe sizi sallandırır. Şüphe sizi aldatır. Şüphe etrafınızda sizi çevreleyen kısıtlayıcı çemberler oluşturur. Şüphe sizinle oldukça detaylı bir şekilde uğraşır. Şüphe rahatsız edicidir çünkü o zalimdir. Şüphe için anlamsız, zırva, boş laf diyemeyiz çünkü onun kendini empoze etme misyonu ölümcül derecede ciddidir. Ben şüpheyi kesinlikle sizin için seçmedim. Şüphe sizi herhangi bir zamanda kandırmak için tetikte bekler. Hey, şüphe, şüphe.
Şüphe sizi sürekli olarak takip edecek ve sizi düzensiz, karmakarışık bir hale getirecektir. Şüphe sizi yolunuzu seçmekten alıkoyar. Daha da önemlisi, yolunuzu seçmekten alıkoyması için ona siz izin verirsiniz. Şüphe size yolunuzu kaybettiğinizi ve hangi yöne doğru gideceğinizi bilmediğinizi hatta hangi yöne doğru gideceğinizi bilemeyeceğinizi bunu kendi başınıza yapamıyacağınızı söyler. Ne kadercidir şu ŞÜPHE.
Biricik sevgililer, kendinize bugün bir yol çizseniz ve haftaya bunu değiştirseniz ne olur? Birşeyler için yürümüş olursunuz. Hangi kapıyı açacağınıza karar vermek için tırnaklarınızı yiyerek bekleyeceğinize birşeyler için yürüyor olmanız daima daha iyidir.
Bakın, er ya da geç kapılardan birini arkasında ne olduğunu bilmek istediğiniz için açacaksınız. Bir kadın veya bir kaplan? Ama her iki kapının ardında da güzel kadınlar olabilir.
Seçimler, biraz çiğneyip toprağa gömülen ve daha sonra topraktan çıkarılıp biraz daha çiğnenen kemikler değildir. Çiğnemek ve seçmek sözcüklerini birbiriyle karıştırmamak gerekir. Seçimler, çiğnenecek sakız değildir.
Evet, Şüphe bir dırdır bir dedikodu gibidir. Memnun edilmesi çok zordur. Dırdır etmenin anlamı budur. Benim burada sözünü ettiğim dırdır memnun edilmesi zor insan anlamındadır. Yoksa dırdır dırdır olmazdı. O zaman başka bir şey olurdu. Bir basketbol oyuncusu bir futbol oyuncusu değildir. Dırdır dırdırdır ve şüphe daima bir dırdır olacaktır.
İlk şüphe ne idi? Elmayı yemek ya da yememek? Yılanı dinlemek ya da dinleme mek? Güvenmek ya da güvenmemek?
Şüpheyle yaptığınız herşey sizi yaptığınız şeyden ya da ulaşmak istediğiniz yerden uzaklaştırır. Ne şekilde şüphe ederseniz edin şüphe kendinden daima son derece emindir. Şüphe yorulmaz bitmez bir enerji ile sizi şüphe duymaya ikna etmek için çalışır. Duyduğunuz şüphenin çeşidi ne olursa olsun sizin onu bırakıp gitmenize izin vermeyecektir. Sizi ileri geri sallayacak ve yalpalamanızı sağlıyacaktır. Şüphe birkez sizi etkisi altına aldığında artık ondan kurtulabilmeniz şüphelidir.
Bununla birlikte hala herşey mümkündür. Eğer bir kişi borçsuz olabiliyorsa şüphesiz de olabilir. Şüpheyi bir tarafa sallayıp atabilirsiniz.
Ben her kararınızda pozitif olacağınızı söylemiyorum. Kararlarınızda boş yere çok vakit harcadığınızı görmekteyim. Bir tahterevalli üzerinde çok uzun süre kalmak zorunda değilsiniz. Ya oturursunuz ya da kalkarsınız. Ya da bir kararı üzerinde vakit harcamadan bir süreliğine bir kenara koyarsınız. Kararlarınızı verirken bir öyle bir böyle düşünmek yerine yalın ve basit düşüneceksiniz. Karar verirken bir süre mola vermek zorunda olmadığınız gibi acele etmek zorunda da değilsiniz. Ama, yavaş olmak zorunda da değilsiniz. Karar verirken baskı altında değilsiniz çünkü artık sizden çitin önünde beklemeyi bırakıp üzerinden atlamanız istendi. Şüphe ile daha fazla pazarlık etmeyin.
Çeviren, Alex