CENNET#2012 Hayatınızı Nasıl Değiştireceksiniz? Mayıs 9, 2006
Tanrı dedi ki:
Sevgiye karşı duyarlı ve açık olun, başka hiçbir şeye değil.
Aradığınızı bulacaksınız.
Açık olmayın ızdıraba ve istemediğiniz diğer tüm hislere. Kısacası buyur edip ağırlamayın onları. Sevginin karşılayıcısı olun.
Kalabalıklar içinde aradığınız yüz olsun sevgi. Kendinizi zamanın ilerisine göre ayarlayın ki böylelikle sevgi ile selamlayın dünyayı. Dünya hangi gösteriyi sunarsa sunsun herhangi bir zamanda, sevginin enstrümanı olmak için varsınız. Bir flüt olun yeryüzünde ve muhteşem bir müzik yapın. Teneke sesi çıkaran bir konserve kutusu olmayın. Sadece ona konulan plakları çalabilen bir gramafon olmayın. Özgün bir can olun. Sizin için konuşsun kalbim. Sizin kalbiniz vasıtasıyla konuşsun kalbim.
Kalbiniz sevgi için verilmiştir size, sadece sevgi için. Ağrımak için, küçük şeyler için, kasvet için, koyu öfkeler için değil. Sevgiden daha az bir şeyi şevkle kabul etmesi için verilmemiştir size o.
Kontrol mevhumundan bahsetmiyorum sevdiklerim. “Mış gibi” yapmaktan bahsetmiyorum. Sözünü ettiğim şey “niyet”. Ya fırtınanın içindeki sükunete niyet etseydiniz bu gün? Muhtemelen başka şeylere niyet ettiniz, kendinizi savunup kendi tarafınızda olmak gibi, işitilmek gibi, hataları bulup düzeltmek gibi, sabırsızlığınızı herkesin bilmesini sağlamak gibi, kısas yapıp skoru eşitlemek gibi. Daha yüksek, daha yüce şeylere niyet edebilecekken neden bunlar üzerinde düşünüyorsunuz ki?
Hayatınızı değiştirmek istediğinizi söylemeye devam ediyorsunuz. Bunun nasıl olacağını söylüyorum size. Düşüncelerinizdeki niyetle hayatınızın tüm yapısını değiştireceksiniz ve bunu yaparak bir pırlanta gibi işleyeceksiniz dünyayı.
Dünyaya daha fazlasını geri vermeyi düşünüyorsanız eğer belki de dünyayı ters yüz edip tüm küçük değişimleri yeniden düzenlemeniz gerekiyor.
Bir harikuladelik vardır bu dünyada. Değişim için bunu düşünün.
Tarifsiz bir güzellik vardır bu dünyada, unutmuş mudunuz?
Ve siz, dünyaya sevginin ne olduğunu göstermek için gönderildiniz. Budur amacınız. Budur doğumdan gelen hakkınız. Sadece sevgiyi göstermek için de değil lakin onu yaymak için. Gerçekte olduğunuz sevgiyi ortaya koymak için. Onu öncelikle kendinize göstermeniz gerekebilir. Şimdiye kadar sevginin bir Varoluşu olduğunuzu göz ardı etmiş olabilirsiniz. Dünyayı tahrik edip öfkelendirmek için gönderilmediniz buraya. Onu sevmek için gönderildiniz. Sevmeye muktedir olmayan varlıkları göndermedim dünyayı sevmeleri için. Sevgi dolu Varlıkları gönderdim. Seni gönderdim.
Sevginin tarafında olduğunuzu biliyorum. O zaman yürüyün o yol boyunca sevdiklerim. Yetersizlikler yoktur artık. Köşedeki küçük bir mumun yapacağı bir şey yok artık. Doğudan yükselen güneşsiniz. Çekimser olmayın ışığınızı yansıtmakta.
Büyük bir afetin ortasında dahi şaşırtıcı şeyler yapabilir ve söyleyebilirsiniz. Şaşırtın herkesi. Şaşırtın kendinizi. Beni şaşırtamayacaksınız lakin.
Beni temsil etmeniz için gönderdim sizi Dünyaya. Kendinizi, küçüçük bir esintide bile öne arkaya sarsılan küçük benliğinizi temsil etmeniz için değil. Benim Yeryüzündeki temsilcim olduğunuzu kabul edecek misiniz? Belki de benimle bir sözleşme imzalamaya ihtiyacınız var, kanla değil lakin egoyla. Belki de egonuza tövbe etmeniz gerekiyor ve paktımızı yukarıya, dalgalı suların üzerine kalldırmanız. Belki de yardımınıza ihtiyacım var. Benim Tanrı olmam sizin bir şeyler söylemek durumunda olmadığınız anlamına gelmiyor. Denizde başıboş yüzen bir enkaz değilsiniz. Muazzam bir geminin pruvasısınız ve ikiye ayırıyorsunuz Kızıl Denizi. Korku ve öfke ortaya çıktığı vakit onları sevgi dalgalarına ayırın ki herkes geçebilsin böylelikle. Sizden çok fazla şey mi istediğimi düşünüyorsunuz?
Sizi sevgiyle sarıp sarmaladım ki pek çok arkadaş da katılacaktır size. Öyleyse yürüyecek misiniz bugün?
Çeviren: Engin Zeyno Vural