CENNET#2009 Zihin ve Beden Mayıs 6, 2006
Tanrı dedi ki:
Direnç göstermek kendini ısrarcı bir ağrı olarak belli edebilir bedeninizde. Nedir direnç gösterdiğiniz şey? Bedeninizin ağrılardan arınarak yeniden hayat dolu olabilmesi için hangi düşüncelerinizin değişmesi gerekmektedir? Bedeninizdeki akışta bir zafiyet olduğunda, çoğunlukla düşünceleriniz sıkışmıştır bir yerlere. Bedeniniz bir blokaja işaret etmektedir. Zihninizin tutunduğu durumun dışına çıkması gerektiğini söylemektedir o. Zihnizin ve bedenizin, her ikisinin de hareket etmeleri gerekmektedir.
Elbetteki zihniniz her daim, bir yere ulaşmayan oklar fırlatmaktadır sağa sola. Lakin içinde siper aldığı bir şey de vardır. O siperin dışına atlayın sevdiklerim, bedeniniz de salıverilecektir böylece.
Zihin, beden ve ruh arasında bir bağlantı mevcuttur. Bunu unutmuş olduğunuzu düşünmüyorum lakin bunun kendinizdeki işleyişini unutmuş olabilirsiniz.
Kendinize itiraf etmeniz gereken ilk şey ağrılarınızın olması gerekmediğidir. Ağrıyı mazur gösterecek pek çok sebep bulabilirsiniz. Üzerinde uyuduğunuz yastıktır bu. Hayatınızdaki birisidir bu. Ağrıyı mazur gösterecek sebepler ararken onu desteklemiş olursunuz aslında. Zihninizin bir köşesinden ağrınızın olması gerektiğini söylemektesinizdir kendinize, sanki onun kurbanıymışsınız gibi. Çaresiz değilsiniz sevdiklerim.
Elbetteki taşa çarparsanız ayağınızı, acıyacaktır parmaklarınız. Ancak dayandığınız nokta ağrı değildir genellikle. Diğer bir ağrıda belki.
Bedeninizin bir ulak olduğunu farz edin. Size bir şey söylemektedir o. Değiştirin düşüncelerinizi sevdiklerim ki bedeniniz de değişecektir. Zihnin ve bedenin birliği mevcuttur ve zihin daha fazla güce sahiptir. Bilinçli bir çaba değildir bu. Her daim olup bitendir.
Bedeniniz zihninizin ona söylediklerine inanır. Bedeniniz her şeye inanır. Bedeninizin sağlıklı, güçlü ve her türlü ağrıdan uzak olduğuna inanmasına olanak tanıyın.
Zihniniz bir şarkı söyler, bedeniniz de bunu aksettirir. Belki onun kuytu köşelerinde, ancak zihniniz önde gider. Beden sizin vizyonunuzu kopya eder. Farklı bakın, değişecektir duruşunuz.
Zaten biliyorsunuz, zihniniz size mutlu olduğunuzu söylediğinde daha farklı hareket ettiğinizi. Sesinizin daha farklı olduğunu. Renkleri daha berrak gördüğünüzü ve daha mutlu notalar duyduğunuzu.
Sizi geride tutan tüm düşünceleri serbest bırakın. Bir şeylerin gitmesine izin vermenin gayesidir bu, ki böylelikle gidebilirsiniz ileriye. Geriye doğru değil, olduğunuz yerde değil ancak ileriye. Düşüncelerinizde ileride olun. Yeni bir nağme söyleyin. Sizi geride bırakan her şeyin çekip gitmesine izin verin. Aksi takdirde hayal gücünden yoksun kalırsınız.
Hayal gücü kullanımınızdaki başlıca araçtır. Ağrının dindiğini hayal edin sevdiklerim. Zihninizin özgürce uçmasına müsaade edin. Bedeninizdeki ve zihninizdeki tüm blokları kaldırıp uzaklaştırın. Pek çok şeye inanmaktaydınız. Kendiniz hakkında pek çok şey söylemekteydiniz. Şuna benzer şeyler: “Dermansız ayaklarım var” ve de öyle olmaktaydı. “Bu hastalık tüm ailemde ortaya çıkıyor” demekteydiniz. Ve de öyle olmaktaydı. Süslü görüşlerin hakim olduğu istatistiklere inanıyorsunuz. Lütfen bilin ki o hastalık tüm ailenizde ortaya çıkmak zorunda değil. Bununla ilgili istatistikler de mevcuttur.
Maziye borçlu olmadığınız söylediğimde maziden gelen hiç birşeye borçlu olmadığınızı kastediyorum. Tam şu ana borçlusunuz. Şu andan itibaren değiştirin düşüncelerinizi.
Bu bir temenni değildir. Temenni çok yetersizdir, civcivlerin cik-cik sesleri gibi.
Bunun yerine “bilmeye” sahip olun. Düşüncelerinizi geride tutan şeylerin ne olduğunu bilin, onlara sahip olmak zorunda değilsiniz. Her ne adale ağrısı varsa ensenizde orada olmak zorunda değildir o. Ona mecbur değilsiniz. Kaldırın onu oradan şimdi.
Çeviren: Engin Zeyno Vural