CENNET#2021 Labirentin Dışına Çıkın Mayıs 18, 2006

Tanrı dedi ki:

Herhangi bir şeye ihtiyacınız olduğunu hissettiğinizde onu vermeniz gerekir. Eğer anlayış görmeyi çok istiyorsanız, anlayışlı olun öyleyse. Eğer huzur arzu ediyorsanız derinden, huzur verin. Eğer dostluğu arzu ediyorsanız dost olun. Eğer insanlar ilgi göstermiyorlarsa size, öyleyse siz onlara ilgi gösterin. Telefonunuzun çalmasını istiyorsanız siz arayın birilerini.

Olup biten her şey, hissettiğiniz her şey alakanızı talep etmektedir. Meydana gelen bir şeylere alaka göstermeniz gerektiğini söylemektedir size. Huzurunuzu bozan her şeyin bir yardım çağrısı olduğunu farz edin. Bir başkasının çağrısı olabilir bu. Kainattaki her bir parmağın sizi işaret ettiğini düşünmek gibi bir eğiliminiz var, lakin bu sizin dürtüklenerek uyandırılmakta olduğunuz ve bir başkasına kulak verip ilgilenmeniz gerektiği anlamına gelebilir. Bir başkası ise sizin bir suretinizdir elbetteki.

Analiz gerektirmeyen basit formül, almak istediğiniz şeyi vermektir. Anlamadığınız zaman anlıyormuş gibi davranamazsınız lakin yakın durabilirsiniz ve varlığınız ve niyetiniz bu anlayışı sağlayabilir. Anlamanız için bir diğerinin içinde olduğu durumun gerekçesini bilmeniz gerekmez. Lakin bir şeyler olup bittiğinden emin olabilirsiniz.

Şayet kendinizi izole edilmiş hissediyorsanız bu kendinizi izole etmiş olmanızdan kaynaklanabilir. Eğer ıssız bir adaya götürülüyorsanız sizden başka kimse yoktur yanınızda. Başka bir yere gitmeniz gerekmektedir ya da insanları oraya davet etmeniz.

Herbir girdabın içinde bir çıkış noktası vardır. Suya atılan bir taş halkalar yaratır. Bir dalgıç suda hareket yaratır. Bir oluşum bir başkasına sebebiyet verir. Siz nelere sebebiyet veriyorsunuz? Rüzgar nereden eserse oraya savrulacak bir enkaz değilsiniz denizin ortasında. Söz hakkınız var. Bir ırmağın beraberinde sürükleniyor olsanız bile kürek çekebilirsiniz ellerinizle. Sudaki dairelerle birlikte dönmeniz gerekmez olduğunuz yerde. Yağmur oluklarından aşağıya doğru akıp yitmeniz gerekmez.

Karar verme hakkınız var, sevdiklerim.

Canlısınız dünya üzerinde. Yer var sizin için. Ve oynadığınız bir de rol. Seçtiğiniz herhangi bir anda karar verebilirsiniz rolünüze. Saf ve masum kızı oynayabilirsiniz. Bıyıklarını burup duran çapkın kötü adamı oynayabilirsiniz. Yapılı göğsü ile bir kahramanı canlandırabilirsiniz. Bir münzeviyi oynayabilirsiniz. Bir hovardayı canlandırabilirsiniz. Bölümlerin yerlerini değiştirebilirsiniz. Bir danışman olabilirsiniz ve de danışan. Biri olmaksızın diğeri de olmaz.

Dilediğiniz her şeyi olabileceğiniz ne anlama gelmektedir? Özgür iradenin izahı değil midir bu? Bir kontrata tabi bile olsanız özgür olabilirsiniz. Etrafınıza daimi bir sınır çizmek için değilidr dünya. Kimse size düşüncelerinizin ne olması gerektiğini söyleyemez. Bir şeyden çıkardığınız anlam, sizin çıkardığınız anlamdır. Dilediğiniz anlamı yükleyebilirsiniz ona. Belirli bir düşünce sistemine zincirli değilsiniz. Dilediğiniz an değiştirebilirsiniz kafa yapınızı. Zihninize ne düşüneceğini söyleyebilirsiniz. Her zaman kendi zihninizdeki ya da bir diğerinin zihnindeki müziğin ritmine göre dans ettiyseniz eğer değiştirebilirsiniz beraberinde dans ettiğiniz müziği.

Eğer siz kendiniz değilseniz kim sorumludur sizden, sevdiklerim?

Onun nasıl olacağına karar vermesi için bir başkasına bırakamazsınız hayatınızı.

Evet, karşılıklı bir etkileşim içindesiniz. Ki aynı zamanda bir aktörsünüz de etki yaratan. Kendi metinlerinizi kendiniz yazabilirsiniz. Herkesin neler dediğine kulak verebilir ve sonra da kendi fikirlerinizi bulabilirsiniz. Hemfikir olmak zorunda değilsiniz. Hemfikir olmamak zorunda değilsiniz. Sadece nerede olduğunuzu ve ne düşündüğünüzü ve bunun size ne ifade ettiğini bulmak zorundasınız. Dışına çıkın labirentin.

Çeviren: Engin Zeyno Vural